Selamün aleyküm Amirin Kızı Ailesi!
Nasılsınız? Umarım benden daha iyi ve sakin günler geçiriyorsunuzdur...Tiktok ve Instagram sayfamızda bana yardım edecek bir cengaver var mı aranızda? Artık tek başıma yürütemiyorum iki sayfayı da...
Çok konuştum yine lafı daha fazla uzatmadan haydin bölüme...
Keyifli okumalar dilerim 🚓👸
🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓
Gözlerini Su'yu kırmadan en doğru cümleleri bir araya getirmek için kapayan adam derin bir nefes alıp araladı dudaklarını. "Damatlıkta ustamın vasiyetine dahil miydi Rivriv Hanım?"
Yüzündeki ciddi ifadeyi yitirmemek için direnen kız dudaklarını ısırıp başını hızla salladı. Ardından aklına gelen kozu oyuna sürdü. "Dahil ya dahil. Üstüne birde benim gözlerin açık gitme mevzu var. Sizden zalım olmasın Süleyman babamla Firdevs anam beni düğünlerine çağırmadılar. Şu kara gözlerim açık mı gitsin, cebimde ki çeyreğin tarihi mi geçsin?"
Annesinin öldürücü bakışlarını görmezden gelerek sözlerini sürdüren Su, alnına çarpan siyah nesne ile sus pus oldu. Firdevs Hanım siyah tüllü şapkasını fırlattıysa Erol Büyükburç'un saksı değilim ben çıkışı yakındı...
Su'yu saha dışına çeken Firdevs topuklu ayakkabılarının üzerinde zarifçe doğrulup asil adımlarla Nadir'in karşısında yerini aldı. Zemindeki şapkaya eğilerek uzandıktan sonra tozunu eliyle silkip, "Yan ceplerin yeterince dolu Nadir Efendi. İstemem yan cebime koyun faslını geç artık. Yoksa ben analık haklarımın bana verdiği yetkiye dayanarak transparan damatlık dikip Trabzon meydan da sana catwork yaptırırım. Şimdi git, giyin ve gel. Umarın algılama seviyen şapkamdan hızlıdır da bu yaşında anne dayağı yemezsin!" dedi kısık bir sesle ve boş gözlere kendine bakmaya devam eden Nadir'e ilk dayağını zarafetini bozmadan tattırdı.
Elinde ki şapkayı sertçe Nadir'in kafasına, omzuna, sırtına vurmaya başlayan kadın karşısında olduğu yerde dönüp yüzünü sakınan Nadir şaşkındı. Kırklı yaşlarının başında ilk anne dayağını afiyetle yiyordu.
Bir kaç dakika sonra bitkin bir halde daha evvel kalktığa koltuğa yerleşen Firdevs, nefeslerinin azda olsa düzene girmesiyle adeta kulakların pasını sildi. "YERDEKİ TÜYLERİ TOPLAYIP, DAMATLIĞINI GİYMEN İCİN SADECE BEŞ DAKİKAN VAR!"
Hayatının son bir saatinin kamera şakası olup olmadığını hızla sorgulayan Nadir aklındaki dağınıklığı bedeninde ki sayısız sızı ile toparladı. Firdevs Takalar ve onun yeri geldiğinde tahrip gücü yüksek bir silaha dönüşen siyah tüylü şapkası gerçekti...
Donuk hareketlerle başını yanındaki hareketliliğe çevirirken kolundan tutup koca bedenini hiç zorlanmadan sürükleyen Azrail'e ayak uydurdu. Genç adamın alaylı sözleri ise Nadir'in idrak tutulmasına şifa niyetine sarf edilmiş gibiydi. "O ses o desibele çıktıysa kaçışın yok. Sorgulama, yap..."
Çok geçmeden üzerinde rahmetli ustasının lacivert çizgili takım elbisesi ile odaya geri dönen Nadir, içeri girdikten sonra yanında ayrılan Azrail'e sessiz bir teşekkür gönderdi başını eğerek. Genç adam olmasa Firdevs Hanım'ın ve ilk anne dayağının etkisinden bu denli hızlı mümkün değil çıkamazdı.
"Damatta geldiğine göre çıkalım kerevetine." diyen ses İsrafil'e aitti ve adamın sabırsız bakışlarının nedeni geçen hafta maçta çıkan olaylar yüzünden bu haftaya ertelenen Trabzonspor maçıydı.
Babasının kızgın bakışlarına hedef olan adam, "Sekiz hafta tam sekiz haftadır tek gol atamadık ata takam. Haliyle bende sinir yapayi." dedi sesinin tınısına karışan derin üzüntü sahiciydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMİRİN KIZI
HumorAnnesinin çocukluğunun bedelini sırtlanan ve şehadet aşkı ile yanıp tutuşan Reşat'ın masalında gökten elma değil hamsi düştü. Güzeller güzeli gözleri kara kokusu deniz olan bir hamsi... İnatçı, kavgacı ve asi Su' yun masalında ise gökten elma değil...