40. BÖLÜM

2.4K 288 72
                                    

Selamün aleyküm Amirin Kızı Ailesi!

Ben geldim çok şükür. Bendeniz yine yoğun yine hasta. Umarım sizler iyisinizdir.

Finale adım adım yaklaşırken Nadir'i bana göre haketmediği kafesten kurtarmak boynumun borcuydu. Nazif Bey ve Azrail el ele verince bizim taze Taka hoop çıktı dışarıya.

Bol bol yorumlarınızı bekliyorum ama yazmayacaksınız biliyorum. Hayalet okurlar külübune müdavim olduk sayenizde.

Sitemimi de ettiğime göre ben kaçayım.

Keyifli okumalar dilerim ❤️

🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓

1 HAFTA ÖNCE...

"Nadir TAKALAR!"

Koğuşun her yanı çeltiklerle dolu duvarlarında yükselen isme yabancı olduğu kadar da muhtaç olan Nadir, karmaşık düşüncelerinden sıyrılıp doğruldu yerinden. Yıllardır laneti bildiği soyismi, babasından geriye kalan son gölgeydi ve artık kurtulmuştu. Ama... Ama yine de kimsesizliğe alışık yanı bir aileye ait olmayı, sevilmeyi, özlenmeyi, görüş günlerinde büyük bir heyecanla kendisini bekleyen yüzleri yadırgıyordu. Kan kusana kadar ağlamak isteyen ciğerlerine dolan sevdiklerinin kokusu, ruhunu sakinleştirip, dudaklarına korkak bir tebessüm olup düşüyordu.

Üzerindeki beyaz gömleğin manşetlerini bir kaç kez katlamış, yakasını da bir kaç düğme açarak özgürlüğe aç ruhuna sus payı vermişti. Beyaz gömleğini saran siyah yeleği ve omuzlarına asılı duran siyah ceketi Rivriv Hanım'ın İyi Katil'ini bayram sabahına hazırlanan bir çocuk gibi kusursuz göstermişti. Bayramıydı Nadir'in bugün. Rivriv Hanım'ı hiçbir görüş gününü kaçırmazdı. Hele de bugün ki gibi açık görüş günlerini. Ravza'sı da gelirdi elbet. Biraz nazlı çokça hasret yüklü mavileri adamın damlaya hasret çöllerde dahi boğulmasına yetecek kadar derin bakardı.

Adımları sabırsız, kalbi telaşlı tükettiği koridor açık görüşün yapıldığı hayli büyük odaya ulaştığında birbirine sarılan mahkum ve mahkum yakınlarının arasında kimsesiz ruhunun kimsesi olan yüzleri aradı. Lakin kara gözlerine düşen korku bir adım gerilemesine neden oldu. Azrail Takalar yalnızdı. Rivriv Hanım'ı, Ravza'sı yoktu...

Bir anda gözlerine çöken pus görüşünü dağıtırken sol göğsünün altına sızan sinsi acı soluğunu kesti. Elleri tutunmak için iki yanına açıldığında Azrail'in korkuya bulanmış bağırışı kulaklarına varla yok arası ulaştı. "Abi iyiler! Nadir abi herkes iyi!" diye durmaksızın bağıran Azrail, geç kalmıştı Nadir'in karanlığa karışıp saklanmasına. Ravza, Nadir'in vasisi olabilmek için gerekli belgeleri hazırlamanın derdinde Su'da uzun yıllardır insanlardan köşe bucak kaçan kadını yalnız bırakmamak için peşine düşmüştü. Öylesine herşeyin yolunda gideceğine inanmıştı ki Su ve Ravza, bu hafta ki açık görüşe gelmek yerine durmaksızın Azrail'in verdiği direktifleri tamamlamaya çalışıyorlardı. Bir kaç gün sonra onlarca yabancının, soğuk duvarların olmadığı evlerinde Nadir'e sarılacaklardı. Durumu can borçlu olduğu Nadir'e yüzyüze anlatmak için görüşe gelen Azrail, adamın bu denli korkularına esir olacağını düşünememiş, neden yalnız geldiğini selamlaştıktan sonra anlatmaya karar vermişti. Yanılmıştı bu kez zehir kadar keskin zekası...

***********

Hapishanenin revirinde ağırlaşan göz kapaklarını aralamayı başaran Nadir, dudaklarından kaçan cılız "Rivriv!"  fısıltısı ile Azrail'in vicdanına şimdilik sus dedi. Adamın kendisine gelmesi ve Rivriv'i hatırlıyor olması müjdeleri en büyüğüydü Azrail için. Revirin tavanından göz bebeklerine hücum eden yoğun ışık hüzmesi yüzünden gözlerini tekrar kapayan Nadir. "Işıkları niye açmışlar? Görüş saati bitti mi yoksa?" diye sordu tarazlı sesiyle. Gözlerini kapatması yetmezmiş gibi kolunu yüzüne siper etmiş aydınlıktan saklanıyordu.

AMİRİN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin