yorum sınırı: 100
İyi okumalar.
*
Ne zaman benden yanaydı ne de Tanrı.
Tek duyumsadığım şey eleğimden çoktan geçmiş olan utancımdı. Kapının ardından duran ve ağır kokusu buram buram geliyorken kasığımda birikerek beni inlemenin eşiğine getiren bu haldi. Dudaklarım birbirine sertçe kapanıyor, burnumdan alıp verdiğim nefes ise bana hiç yardımcı olmuyordu.
Öyle ki kafamın altındaki yastık bacaklarımın arasına gitmek için sıktığım elimin yönünden oraya gitmek istiyordu bir an önce. Ama ben, ya o anda kapıyı açarsa diye düşünüyordum. Açar ve bu halimi görürse diye endişe etmekten başımı geçirmek istediğim duvara fazla iyimser bakıyordum.
"Jungkook, sana yardım edebilirim?" Diyordu. Ve bu sesin yaydığı o derin şevk ise küsmeye meyilli olduğum kurdumun ayak parmaklarımı içe bükmesine yetecek kadar çıldırmış olduğunun bir kanıtıydı.
Ben daha öncesine hiç bu kadar çıldırmış olduğumu hatırlamıyordum. Ben ki, bu zamana kadar aldığım bastırıcıların etkisi ile kızgınlığı bir ereksiyon hali ile geçiriyor ve bu utancın mukayyeti olduğum kokumu sakınmak için evimizin bahçesinde yer alan ağaç evimde, yaklaşmakta olduğum günlerde artan kokum sebebiyle orada yatıp kalkıyordum. O an bile dokunmaktan çekindiğim kendime yastık ile susturuyor ve en sonunda yorgunlukla, baygınlıkla kendime gelebiliyordum. Menilerim kendiliğinden dağılıyordu.
Çünkü kendime dokunmuş olmak beni kötü hissettiriyordu. Bunu yaparken düşünecek birinin olmaması ve bununla oluşan kendime olan özgüvensizliğim, Jeongguk'un o alayları aklıma geliyor ve kendimi kötü hissediyordum. Belki de Taehyung'un o sözü bu yüzden çok ağrıma gitmişti. Ama bu hakkım olan değil miydi? Bir Omega olarak kızgınlık geçirmek ve salgıladığım o şevkin kokusu neden beni ucuz biri olarak göstersin? Sırf nadir olduğum için mi bu yargılama?
Taehyung ise bu durum için kendinden geçecek gibi feromonlarını salgılamıyor muydu? Ruh eşim, mühürlü eşim olması neyi değiştirirdi ki? Ben bakir bedenimi, kalben bana mühür kılmamış biriyle bu saatten sonra nasıl birlikte olabilirdim ki? Asıl ucuz olmak bu değil miydi?
O aşağılık ses bu yüzden beynimin kıvrımında dolaşıyor, "Git buradan, git. Sakın bana yardım etmeye cüret etme!" diye sayıklıyordum. Ancak eğer bu sınır çizgisine varırsa, asıl kendimden sonsuza kadar vazgeçeceğim şey olacak diye çok korkuyorum.
Bu yüzden hıçkırarak ağlamaya başladım.
Bu kendiliğinden, bu çektiğim çileden kaynaklıydı. Çünkü ben ona tamamen bağımlıydım. O ise ruhunu benim ruhuma adamakla hükümlenmiş başka birinin adamıydı.
"Lütfen, biraz olsun saygı duyuyorsan uzaklaş bu evden." Dedim ama o, "Bunu yaparsam daha çok acır, Jungkook." dediğinde, gözlerimi yumdum.
Tek bir şey demesini umdum.
"Peki," demesini. Ancak o ses hiç duyulmadı. O sessizlik çok arttı. Ben ise acıyla bayılasıya kadar sürtündüm. Ama bu hiçbir şeyi çözmedi. Karnımın içi yandı, mühür tutuştu, kurdum tüm hücrelerimin üzerine çıldırdığından küllerini bıraktı. Ama o kendi var olan sesimden başka ses duyulmadı.
En azından beni kendimle bıraktı. Buna sevinememiştim bile.
•
Kim Taehyung