İyi okumalar.
Gece şahidim olmuştu. Kırıklarımı aldırdığım kalbimle seyrettim onu. Aynı anda utanmadan, kendimi sakınmadan o başını yastığa koyarak belimden kavramışken, ona bu denli yakınken hasret olmanın uykusuzluğunu yaşadım. Zırhımı düşürdüm, ondan ötürü kendimi kaybetmiştim.
Hem yaram olan, hem yara bandım olanın yüzündeki o huzurlu ifadeyi seyrettim. Doyumsuz kalmak birine, duyumsuz kalamamak birine, o birinin biri oluşu sadece bana iken içimde o alışkını olduğum huzursuzluğu atmak için benden yana kadar gelmiş yastığımın üzerinde duran başına yaslamıştım başımı. Dudaklarımda onu çokça sevmenin kuru bir öpücüğü yer edindi, yüreğimin izinden düşerek onun dudağının üzerine düştüğünde, tam gibiydik. Onunla tammış gibi.
Bu yüzden onun dudaklarından uyumanın rehavetiyle belli belirsiz çıkmış olan ıslık sesini, yanağıma doğru çevirdim. Gülümseyerek şekil almış yanağın üzerine. Onun nefesi her daim gülüşümün üstüne olmalıydı.
Öylede oldu, öylece doldum.
Eşimin kollarında ben bugün en güzel gecemi buldum. Kollarında bana yer veren adamın hem güzel tutkusu, hemde en güzel huzurlu uykusu oldum. Bundan dahası, bundan kıymetli olanı yoktu şimdi.
İyi geceler sevgilim.
....
Bir telaş vardı, aldı başını gidiyordu. Hangi tarafa koşturacağımı şaşırıyordum. Korku, panik, sevinç ve o ne yapacağını bilememe halimde Taehyung'un ellerini sıkı sıkı tuttum.
"Endişelenme bebeğim," diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. Ama yok, olmuyordu. Nefes nefese kalmış, iki göğsüm aldığım haberden sonra Taehyung'u arayarak yanıma gelmesini ve şu anda kendimizi burada bulmamıza sebep olmuştu.
"Ama doğumuna bir hafta vardı. Ya kötü bir şey olduysa." Jimin için endişeleniyordum. Şu anda yanında olmak istiyordum. Son zamanlarda çok daha kötü görünüyordu. Sürekli erken doğuracağım ben diyip duruyordu. Ve dediği olmuştu. Onun o mucizeye ihtiyacı vardı. Erken doğum, özellikle erkek omegalarda ölüm riskine kadar giderken kardeşim dediğim adamın korkmamasını istiyordum. "Hayır olmayacak. Jimin çok güçlü bir omega."
"Bilmiyorum Taehyung."
"Bana güven sevgilim, sakinleş sende."
Doğumhane önündeki ameliyathane yerine geldiğimizde, Namjoon hyung kapının ilerisinde duran sandalyelerinde oturuyordu. Ellerini başının arasına almış, her daim dimdik durarak beni duruşuyla gıpta ederek bırakan adam stresten ötürü bayılacakmış gibi duruyordu. Oysa Jimin doğumunda eşininde yanında olacağını söylemişti. Ve karşımızda dağınık bir şekilde duran adam, kollarımı doladığım Taehyung'tan çekerek hemen baş ucuna kadar hızla gitmeme sebep oldu.
"Hyung," dedim. Bununla panikleyip, kafasını kaldırmıştı. Beni gördüğünde yüzündeki endişeli ifadeyi silip süpürmüş ve yerine tebessüm etmişti. "Hoş geldiniz," demişti, hemen yanı başımda duran Taehyung'a da bakış atarken.
"Jimin iyi mi?" Diye sordum hemen. "Bilmiyorum, bir saat oldu daha çıkmadı. Kafayı yiyeceğim. Benim meleğim bebeğimizin canı ile cebelleşiyor orada ve ben yanına bile gidemiyorum."
Çok fazla endişeli duruyordu. "Ne yani normal doğum yapmayacak mı?" dediğimde, gözlerinin buğulandığını görüyordum. "Normal doğum tehlikeli görünüyormuş. Bu yüzden sezaryen ile bebeği alacaklar. Ve şu anda lanet olsun onun yanında bile olamıyorum. Çok korkmuştur. Benim güzelim şimdi ağlamıştırda."