İyi okumalar.
**
Kim Taehyung biricik eşini, en sevgilisi olanın kabullenişi ile gerçekten sarhoş gibi hissediyorken kendisini, onu biraz kendi ile halinde bırakmak zorunda kalmıştı. Ayakları ondan ayrılmak istemediğinden zorla çıkmıştı odadan. Çünkü eşi, kendisini biraz yalnızlıkla toparlamayı istiyordu. Bunun farkındalığı ile ayırılmış ve Jimin'in gördüğü çiçeklerle konuştuğunu sanıyorken aslında eşini içe gömülü duvar arasına sıkıştırarak dudak büzdüğünü görmüştü.
Ona karşı kendisini minnet dolu hissederek, birbirlerine yeniden ve yeniden olmak üzere aşk itirafı yapan çifti rahatsız ettiği için gerilmişti. Amacı ise güvendiği Jimin'i sevgilisine emanet etmekti. Çünkü gerçekten ona güvenmesi gerektiğini biliyordu.
Jimin sadece küçük bir istekle bile hemen oradan gidip, Jungkook'un hazırlanması için ayarlanmış odaya girmiş ve Taehyung ile Jungkook'un yüzünde oluşan o mutluluğu hissetmiş olmakla o da gülümsemişti.
Ancak gülüşü yüzünde solmaya başlayan Taehyung, abisini aramakla meşguldü. Çünkü bu yaptığı şeyler konusunda en büyük teşvikçisi ağabeyi Seokjin olurken, halen aşkına bu şekilde itiraf alıp, ona güveneceğini bile Jungkook'a rağmen o anda göz yaşı döktüğü için kendinden nefret ediyordu. Onu üzmüştü. Çok fazla incitmişti. Şimdi ise tüm çabası onu daha iyi koruyabilmek için. Özünde çok kırılgan ve saf yüreğe sahip olduğunu biliyordu.
Bu yüzden korkuyor ve o korkunun getirmiş olduğuyla bu şekilde haraketlerde bulunuyordu. Sadece ama sadece onun olmak, onun da ona ait olmasını istiyordu. Dillendirmekte hep endişelense de, abisini gördüğü gibi dudaklarından şu sözler mırıldanarak geçti.
"Her şeyi bizim için yapıyorum sevgilim. Söz veriyorum bir daha benim yüzümden göz yaşı dökmene izin vermeyeceğim."
Abisini tam olarak yakından gördüğünde diğer gelmiş tüm aile üyelerine gülümseyerek karşılık vermiş ve sonrasında tek kaşını kaldırarak vermesi gereken mesajı vermişti. İzin isteyerek abisini buranın çalışanlarından ayırdığı gibi sessiz bir yer bulma ümidi ile bodrum katına inmişlerdi. Dikkat çekmemek için gülüşüyor ve yerim deyimse, abisinin benden önce sıramı aldın diyerek şakalaşmalarını içtenlikle karşılık veriyordu.
Ancak deponun içine girdikleri gibi kapıyı üzerinde sıkı sıkıya kilitleyen Taehyung, çığlık atmamak için yerinde giderek abisinin gözlerinin içine baktı.
"Ben çok acımasız bir adamım. Ona nasıl kıyabildim."
Seokjin ise o titreyen ve kendisini suçlu gören kardeşinin omuzlarından tutarak sıkmıştı. Sakinleşmesi için bunu yapmıştı.
"Ama sen bunu ikiniz için yaptın," diye ikna etmeye çalıştı. "Sana, çok ağır konuştu. Ona zaten en çok yaralandığı yerden laf etmeye çalıştı. Sadece bebeği bilmem için öyle söylecekti. Jungkook'un bu konuda olan endişelerini, suskunluğunu bitirmek istedim. Ama o," derin bir nefes aldı Taehyung. "Düğünden sonra o bacaksız kuzenimi döveceğim," diye sinirle soluması Seokjin'i güldürmüştü.
"Senin yerine ben o cimcimeyi döverim. Endişelenme. Bana neler olduğunu anlat şimdi." Dedi daha sakin bir şekilde.
Taehyung tekrardan o anları aklından geçirirken bir tarafı halen eziliyor ve bir tarafı aldığı bu itirafla her yeri birbirine katacak kadar coşkuyla dolu olduğunu hissediyordu.
"Sanırım bu haberi veriyorken Yoongi bizi gördü. Emin değilim ama her şeyi berbat etmek için, beni mahvetmek için yapmaya çalıştıkları şey korkunç hyung. Benim yüzümden Jungkook'la uğraşacaklar. Eğer bunu yapmasaydım bana asla söylemezdi. O çok saf yürekli bir adam. Onu öyle çok hırpalamış olmasını bile söyleyemedi. Eğer senden bunları duyupta Jimin'e sormasaydım.. düşünmek istemiyorum."