Hatırlatma! Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın!!
İyi okumalar. 🤍*
Kalp, aktığı yol üzerine ağırdan bir çengi atıyordu. Ben nefes alıyorum dedikçe, o nefesin baki tadı gelip damağımdaki yerin suretini canla kanla gözlerimin kör ışığında, bana ışık olurcasına bakıyordu.
"Neden bu kadar üzgünsün, bir şey oldu ve sen bana söylemiyorsun." Diyordu. Ahtın haberi halimden alırken, gerçeği dilinden düşüremeyecek bu korkağa nedenini sorarken.
Ben nasıl derdim ki, güzel omegan geldi, beni benden eyleyerek yüzüme vurdu kusurumu. Seninle olmasını istediğim o evladın gaybını, kendi kanında olduğunu iddia ederek geldi, sana doğru yürümekte olan sakat dizlerimi yerle bir bütün eyledi diye.
Bundan ötürü, sakındım. Bir an için olsun bile yalan karışmasın o dilimin ucuna diye. "Seni özlemiştim." demek az gelirdi, az gelirdi daha fazlasına özlem duyduğumu diyememek. "Bu yüzden varlığını rüyamda aradım. Bu kadar saat uyuyacağımı düşünmemiştim. Özür dilerim."
Ama bu adam öyle gözlerin kahvelerinden bana sıcacık baktı ki, soğuk sabah da fırınından tazecik çıkmış ekmek kokusu gibiydi. Bu düşünce ile güven dolu ellerine sarıldığımda, "Asıl ben özür dilerim," diye sesi boğuklaşmıştı. "Seni burada tek başına bırakmanın hatasına düştüm. En başından seni de yanımda götürmeliydim. Ama işlerin bu kadar uzun süreceğini düşünmedim ki."
"Çok mu tahribat almış," diye sordum, kokusu içimde yumuşak bir yaylanma bırakırken. Parmak uçlarımı sıktığında, gözlerini yummuştu. "Mutfak kısmında başlamış yangın, ama kundaklama olduğu kesin. Biri kızgın yağ ile masayı alevlendirmiş. Bu da küçük tüpün patlamasına neden olmuş." Derin bir nefes alıp soluklandı. Bakışlarının o anları tekrar edercesine, gözlerime bakarken dalgınlaştığından dudaklarını bastırmıştı.
"Yangın alarmları çalışmış ama çok yetersiz görünüyordu. Cüzdanını unutan bayan Le, yangını ilk fark ettiğinde.. çok geçti. Patlama olduğu için camlar kadının bir kaç yerine saplanmıştı. Yüzünü siper etmeye çalıştığı için ellerinde çok fazla kesik var. Sinirlerine zarar vermiş durumda. Onun için en iyi sağlık hizmetini sunmuş, sunmaya devam edecek olsam bile doktor eskisi gibi kavrama ve sıkmakta zorlanacağını söyledi." Gözleri dolmuştu. İçindeki o burukluk ağzımın içinde birer yaraya dönüşürken, boynuna sarılmıştım. Ellerim onun sırtında geziniyordu. "Bir kaç senedir çalışanımızdı ve ben bu kadının elinden mesleğini almış gibi hissediyorum. Hayallerini onun ellerinden öylece almışım gibi."
Öylesine kırgın çıkıyordu ki sesi, kendi acımın o el kesiğini unutmuş ve onun göğsümde ağrı bıraktığı açıdan yoksun bırakmak istedim. Bunu çok istedim ama nasıl yapacağımı, ona nasıl iyi geleceğimi bilmiyordum. Birinin iyisi olmak, ona iyi gelmek.. ağır bir yükmüş meğersem. Bundan ötürü kasvet çuvalında darlanan gözlerim ona sarılmaya devam ederken öylece kapandı. Bir elim sırtının üzerinde gezindi, bir diğer elim ensesinde ki saç diplerini okşadı. Oradaki birikmiş ağrıları almak istedim. Sorumluluğundaki insanların mağdur olması onu çok yıpratmıştı belli ki.
"Senin bir suçun yok ki," dedim, sesim ona ulaşmak için içten içe dökülerek çıkarken. Onu kalben hissetmek, sesimdeki gücü de benden alıp götürüyordu. "Sen böyle bir şeyi isteyemezsin zaten. Sorumluluları bulacağına, hesabını soracağıma eminim ben."
Küçük bir soluk aldığında, belime sardığı elleri ile daha çok çekti beni kucağına. Belimin üzerinde duran parmaklarını o da benim gibi yavaşça sırtımın üzerine bırakmıştı.