bölüm 17

1.3K 136 81
                                    

"Ah! Burnuna ne oldu Minho?!"

Annemin ufak çığlığını duyarken odamdaki eşyalarımı bavula doldurmaya devam ediyordum.

"Hiç."

"Ne demek hiç? Kim yaptı bunu sana?"

"Bilmiyorum, yaptı işte biri."dediğimde, bana inanamayarak bakıyordu.

"Dalga mı geçiyorsun sen benimle? Ne demek biliyorum. Nerde kalıyorsun sen bakayım?"

"Çok mu umrunda sanki, sokakta kalıyorum."dedim ve hızlıca bavulun fermuarını kapattım. Üzerime montumu geçirip kalan son eşyalarımı doldurduğum bavulu koluma astım ve annemin yanından geçip odadan çıktım.

"Çok mu umrunda sanki mi? 3 gündür ne yaşıyorum ben haberin var mı?"

"Çok merak ediyorsan, elinde telefon var. 3 gündür niye aramadın bir kere bile? Küçük bir mesaj olsa bile neden yazmadın?"dedim sinirle ve ayakkabılıktan botlarımı alıp bir poşete koydum. Spor ayakkabılarımı giydim ve arkamdan konuşan annemi umursamadan hızlıca evden çıktım.

Hızlıca bahçeden geçerken peşimden gelip beni durdurmaya çalışan annemi ittiriyordum.

"Minho, gitme. Konuşalım babanla. Barışın oğlum."

"İstemiyorum, rahat bırak beni."

"Olmaz oğlum, bekle gelir şimdi baban."

"Babam değil o benim, bana orospu muamelesi yapan adama baba demem ben."dedim ve kolumu ondan kurtarıp bahçe kapısından sokağa çıktım. Sokağın başında babamı görünce bir süre ona baktım ve ardından arkama dönüp ilerlemeye başladım.

"Ne oldu? neden geldin? Kalacak pezevenk bulamadın mı yoksa?"

Hiçbir cevap vermeden adımlarımı hızlandırarak ilerlemeye devam ettim. Gerçekten onun saçma sapan sözleriyle uğraşacak halim yoktu. Bir süre yürüdükten sonra sonunda çarşı gibi bir yere varmıştım. Normalde fazla dışarıda dolaşan biri değildim, evden okula okuldan eve gidip gelirdim. Evimin çevresinde asla dolaşmazdım. İyi ki de dolaşmıyormuşum. Acaba babam o zaman neler kurardı o eski düzenli kafasında?

Biraz çarşıyı dolaştıktan sonra en sonunda bir hamburgercinin önünde durmuştum. Camında eleman aradığına dair bir kağıt vardı. Ama tecrübeli birini arıyorlardı. Sanırım birine öğretecek vakitleri yoktu. Bir süre daha orada dikildim ve bir anda birinin beni omuzlarımdan tutarak dükkana doğru ittirmesine izin verdim.

"Neden bakıyorsun öyle? Acil elemana ihtiyacımız var!"diye söylenirken beni içeri sokmuştu.

"Hey! Ben tecrübeli değilim!"dedim sinirle kaşlarımı çatıp kısa boylu kıza bakarak. Genç görünüyordu.

"Bende değildim, ama en tecrübeli benim şu an. Yazılara fazla takılma. 3 aydır elemana ihtiyacımız var. Şu kağıdın camda izi çıktığına yemin edebilirim."diye hızlıca konuşurken çok sevimli görünüyordu. Kısacık bir şeydi gerçekten. Beni kolumdan tuttu ve tekrardan sürüklemeye başladı. Beni tezgahın arka kısmına sokup sürüklemeye devam ederken diğer çalışanlar ve müşteriler şaşkınca bize bakıyordu. Rafların arasından döndükten sonra mutfağa girmiştik. Kocamandı ve birkaç çalışanda buradaydı.

we are youngHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin