Kollarımı bedenime dolayıp dudaklarımın arasından bir nefes kaçırdım. Soğuktan dolayı çıkan dumanı görürken başımı Hyunjin'in dizinden kaldırıp yattığım yerden doğruldum. Herkes uyuyordu, çoktan gece yarısı olmuştu ama benim gözüme uyku girmiyordu. Yorgun gözlerimi yavaşça sınıfta gezdirdim. Çoğu kişi sıraların üstüne uzanmıştı, bazılarıda bizim gibi yere montlarını serip üstlerine uzanmışlardı. Gözüm ilk olarak Yuna ve Jeongin'e takılmıştı. Yuna sıraya kıvrılmışken Jeongin'de onun yanında yere uzanmıştı ve Yuna'nın elini tutarak uyuyakalmıştı. Masum bir ilişki gibiydi ama masum olduğu kadar da toksikti sanki.
Yavaşça gözlerimi onlardan ayırıp camın dibinde yere uzanan Ryujin'e çevirdim. Montunun üzerine yatıp üstüne battaniye gibi olan atkısını örtmüştü. Ona gülümseyip gözlerimi Changbin ve Chan'ın sırasına çevirdim. Chan sıraya kıvrılırken Changbin'de masanın üzerine uzanmıştı. Biraz dikleşip Chan'a bakmaya çalıştım ama beceremedim. Yüzünü göremiyordum. Dudaklarımı büzüp tekrardan uzanıp başımı Hyunjin'in bacağına koydum. Bacaklarımı kendime çekerek kıvırılıp gözlerimi Felix'in sırasına çevirdim. O da kıvrılarak sırasına uzanmıştı ama uyanıktı. Kulaklıkları takılıydı ve telefonunun ekranına bakıyordu. Derin bir nefes alıp geri verdim ve gözlerimi kapatıp son birkaç saattir yaptığım gibi uyumaya çalıştım. Ama mümkün değildi. Yer hiç rahat değildi. Chan'ın yatağına alışmıştım, Chan'a alışmıştım. Şimdi uyku tutmuyordu. Chan nasıl hemen uyuyabilmişti aklım almıyordu.
"Min?"
Duyduğum fısıltı ile gözlerimi açtım ve hemen yerden destek alıp dikleştim. Bana tek Min diyen kişi Chan'dı. Demek ki o da uyumamıştı. Onun sırasına baktığımda dikleşmiş bir şekilde bana baktığını görünce yüzüme bir gülümseme yayıldı.
"Uyanıksın."
"Uyuyamıyorum."dediğinde, yerden destek alıp ayağa kalktım.
"Bende, tuvalete gidelim mi?"diye fısıkdayarak sorarken elimle kapıyı işaret ettim. Bir süre bana baktıktan sonra başını salladı ve oturduğu yerden kalkıp üstünü düzelterek kapıya ilerledi. Bende onun peşinden gittim. Sınıftan çıkıp kapıyı yavaşça kapattığım anda elini uzatıp elimi yakaladı ve beni tuvaletin olduğu yere doğru çekti. Gülümsedim ve adımlarımı hızlandırarak ona yetiştim. Tuvaletin kapısını açıp içeri girdi ve benide peşinden çekip kapıyı kapattı. Elimi bırakıp tuvaletlerin kapısını ittirip boş olduğuna emin olduktan sonra bana doğru döndü. Kollarını bana doğru açtığında güldüm ve ona yaklaşıp kollarımı boynuna dolayarak sarıldım. Ellerini belime koyup beni iyice kendisine çektikten sonra kollarını sıkıca belime sardı.
"Seni hissetmediğimde gözüme uyku girmiyor."diye fısıldayarak konuştuğunda kollarımı biraz daha sıktım ve kokusunu iyice içime çektim.
"Yemin ederim bende aynısını düşünüyordum."dediğimde kıkırdadı ve yüzünü boynuma doğru soktu. Derin bir nefes aldıktan sonra dudaklarını boynuma bastırdı. Yüzünü yukarı çıkarıp kulağımın altına bir öpücük kondururken beni lavaboya yasladı.
Çenemin altına ve oradan da yanaklarıma öpücükler kondururken ellerimi omuzlarından indirip yakalarına getirdim ve sıkıca tutundum gömleğine.
"Chris-"
"Shh! Sessiz ol."dedi lafımı bölüp kulağımın çevresini öpmeye devam ederek. Ellerimi sıktım ve ciğerlerimi havayla doldurdum.