"Evet canlarım, şimdi ateşin nasıl yakıldığını öğreneceğiz."
"Ne gerek var hocam, mağara adamları çakmağı bulmuş zaten."dedi Jisung omuzlarını silkerek. Gözlerimi ona doğru çevirdiğimde gördüğüm mazara ile kıkırdadım. Seungmin gerinir gibi yaparken kolunu Felix'in arkasından uzatıp onun yanında oturan Jisung'un kafasına sertçe vurmuştu.
"Mağara adamları çakmağı mı bulmuş canım arkadaşım?"dediğinde Seungmin, bazıları gülerken Kibum hoca Jisung'u hiç dinlemeden elinin arasındaki çubuğu döndürerek ateş oluşturmaya çalışıyordu.
"Aslında, dün gece zaten görmüştük nasıl yapıldığını. O yüzden pekte meraklı değilim bu konu da."dedi Yeji ve ellerini bağdaş kurduğu bacaklarına yasladı. Kibum hoca ise durup boş bakışlarla Yeji'ya baktı ve ardından kaşlarını çattı.
"Ne diye geldin bu kampa o zaman?! Git izleme be!"diye çirkefçe bağırdığında, hepimiz gülmeye başlarken Yeji bir elini göğsüne bastırıp inanamayarak Kibum hocaya baktı.
"Hocam ayıp ediyorsunuz ama! Şimdi ağlamaya başlayacağım!"
"Ağla!"
"Kibum hocam, neden bu kadar gerginsiniz?"diye sordu müdürümüz arkada dikilirken Kibum hocaya bakarak.
"Şahsi."dedi Kibum hoca tekrardan ateşi yakmaya çalışırken. Belimde hissettiğim ufak dokunuş ile irkilerek başımı yan tarafıma çevirdim. Yanımda oturan Changbin'in diğer yanında oturan Chan ile göz göze gelince tek kaşımı kaldırıp Changbin'in arkasından ona doğru eğildim.
"Ne var?"
"Çadıra gidelim mi?"
"Pardon?"
"Pardon!"
Changbin ile aynı anda konuştuğumuzda Chan dikleşti ve Changbin'e baktı sinirli bir şekilde.
"Neden dinliyorsun lan?"diyerek Changbin'in omzunu cimciklediğinde, Changbin acıyla inledi ve kolunu kendisine çekip ovuşturmaya başladı.
"Ensemde konuşuyorsunuz ibneler! Dinlemeyeyim de ne yapayım?"
Changbin'in isyanı üzerine gözlerimi devirip güldüm ve gözlerimi sonunda ateşi yakmayı başaran Kibum hocaya çevirdim. Gururla ellerini kaldırıp sevindiğinde herkes alkışlamaya ve bazıları da ıslık çalmaya başlamışlardı.
"Bravo hocam! Bir numarasınız!"dedi Hyunjin büyük bir heyecanla alkış tutarken.
"Sağ ol evladım, sağ ol."dedi Kibum hoca ve gözlerini gerisinde kalan öğretmenlerimize baktı. Jisoo hoca ve müdürümüz kollarını göğüsünde birleştirerek onun bu başarı sevincini izlerken, Taemin hocada saygılı ayağı ile oturduğu yerden sanki çocuğu şenliğe katılmış gibi bir heyecanla alkış tutuyordu. Yüzündeki kocaman gülümsemeden bahsetmiyorum bile.
Tekrardan belimde hissettiğim dokunuş ile oflayarak tekrar gözlerimi Chan'a çevirdim. Chan eğilip Changbin'in arkasına sakladı ve göz kırpıp öpücük attı bana. Yüz kaslarımı gülmemek için zor tutarken elimi onun yüzüne bastırdım ve onu geri ittirdim. O ise bu durumu fırsat bilip avucumun içine bir öpücük kondurmuştu. Hızlıca elimi geri çektim ve yüzüme yayılan hafif gülümsemeye engel olamadım. Her ne kadar hızlıca toparlasam da Chan çoktan dudaklarımdaki hafif hareketi yakalamıştı. Onun bakışlarına karşı gözlerimi devirdim ve tekrardan gözlerimi öğretmenlerimize çevirdim.