"Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin dikkatine, okulumuz şu andan itibaren karantinaya alınmıştır. İkinci bir bilgilendirmeye kadar sınıflarınızdan ayrılmayınız. Tekrar ediyorum, sınıflarınızda kalın."
Duyduğum sesle gözlerimi aralayıp sıramda dikleştim ve gözlerimi yanımda oturan Hyunjin'e çevirdim.
"Ne diyor bu?"
"Hocam! Ne karantinası ya?!"diye bağırdı Changbin bir anda çirkefleşerek. Anlık çirkefleşmeleri beni benden alıyordu.
"Sakin olun, tedbir amaçlıdır bu. Ben öğrenirim şimdi."dedi Matematik öğretmenimiz telefonunu masasından alarak.
"Ne kadar sürecek? Ne kadar kalacağız burada? Benim telefon şarjım dayanmaz hocam."dedi Ryujin isyankar bir tavırla.
"Sana da güzel malzeme çıktı işte Ryujin."dedi Shiwoo ainir bozucu bir sesle gözlerini devirerek. Bir süre ona baktıktan sonra gözlerimi Chan'a doğru çevirdim. Elindeki kaleminin tepesini çiğnerken sınıfta konuşulanları dinliyordu. Tanrım, o kalem olmak istiyorum.
"Hocam, ailemize haber vermeli miyiz? Burada mı kalacağız yani? Kalırsak nerede yatacağız?"diye soruları arka arkaya sıralası Beomgyu stresle.
"Ben seni kucağımda uyuturum Beomgyu, sakin ol sen. Relax."dedi Yeonjun ve Beomgyu'ya göz kırptı.
"Eğw!"
"Çocuklar! Tamam sessiz olun. Şu anda tam bir bilgi yok. 9'lardan bir kız değişik reaksiyonlar gösteriyormuş, görevliler okula gelmiş. Birkaç test yapacaklar ve yine özgürlüğümüze kavuşacağız."diye açıkladı öğretmenimiz ve bıkkın bakışlarını Beomgyu'a çevirdi.
"Ve Beomgyu, yatak açacak değiliz ya oğlum sınıflarda yatacağız."
"Yes be! Hep bunun olmasını dilemiştim!"diye bağırdı Yuna kollarını havaya kaldırarak. Herkes ona tuhaf bakışlar atmıştı.
"Yuna bunu neden diledin ya?"
"Senin silahlı adamların saldırması fantezinden daha iyidir IN."diye cevapladı Yuna, Jeongin'in sorusunu. Herkes gülmeye başlarken Jeongin Yuna'ya bıkkın bakışlar atıyordu.
Onlar sohbet etmeye devam ederken ben gözlerimi tekrardan Chan'a çevirdim. Gülerek Yuna ve Jeongin'i izlerken bir anda gözleri benim gözlerim ile buluştu. Gülümsemesi hafifçe bulanıklaşırken eziyet ettiği kalem tepesini dudaklarının arasından çıkardı ve alt dudağını ısırarak yönünü tamamen bana doğru döndü. Farkında olmadan sertçe yutkundum ve gözlerimi kırpıştırarak onu izlemeye devam ettim. Aynı o elindeki kalemin tepesi gibi şimdi de bana eziyet ediyordu bakışlarıyla.
Gözleri beni baştan aşağı süzerken yerimde rahatsızca hareketlendim. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kaçırıp ellerime çevirdim. Parmaklarımla oynadıktan sonra çaktırmadan bakmak istedim ama gözleri hala üzerimdeydi. Dudaklarımı yalayıp alt dudağımı ağzımın içine aldım ve gözlerimi Hyunjin'e çevirdim. Sıranın altında telefonuyla oynuyordu.
Bir süre onu izledikten sonra tekrardan Chan'a çevirdim gözlerimi. Tekrardan önüne dönmüştü. Hissettiğim rahatlama ile bir oh çekip masanın üzerinde duran telefonumu elime aldım. Tam oyun oynayacakken gelen anons ile durdum ve gözlerimi sınıftaki hoparlöre çevirdim. Sınıftaki diğer herkeste benimle aynı yöne dönmüşlerdi.