bölüm 37

990 98 21
                                    

"Harika planın bu muydu Hyunjin?"diye sordu Seungmin karşısındaki külüstür motor ve yanındaki ek parçasına bakarak.

"Bu babamdan bana kalan tek yadigar Seungmin. Hadi gidip Jisung'u alalım."diyerek motora yaklaştı Hyunjin ve eliyle tozunu aldı. Seungmin aylardır yaşadığı merakla Hyunjin'e yaklaştı ve dudaklarını birbirine bastırıp derin bir nefes aldı.

"Hyunjin, bir şey sorabilir miyim?"diye sesini alçak tutunca Seungmin, Hyunjin parlak gözlerini motorsikletten alıp Seungmin'e çevirdi.

"Sor tabii."diyerek genişçe gülümsediğinde, Seungmin'de gülümsedi ve stresle Hyunjin'in ellerini tuttu.

"Babana ne oldu?"diye sorduğunda, Hyunjin'in yüzündeki gülümseme aksarken Seungmin tamamen onun mimiklerine odaklanmıştı. Hyunjin sertçe yutkundu ve tekrardan burukça gülümsedi.

"Bir şey olmadı. O iş gezisinde..."dediğinde Hyunjin, Seungmin onu izlemeye devam ederken başını aşağı yukarı salladı.

"...hiç geri gelmedi."dedi Hyunjin ve derin bir nefes alıp gözlerini kaçırdı karşısındaki meraklı bakışlardan. Sonra tekrardan gülümsedi hızlıca.

"Ama sorun değil. Şimdi bunu konuşmayalım. Daha önemli bir problemimiz var. Gidip Jisung'u alalım."diye hızlıca ve heyecanla konuşurken motorsiklete binip yanındaki ek parçanın içinde bir tane kaskı alıp başına geçirdi. Seungmin'de aynı yerden diğer kaskı alıp başına taktı ve Hyunjin'in arkasına bindi. O Hyunjin'in beline sarılırken Hyunjin motorun direksiyonunu sıkarken gözleri kocaman açılmıştı.

"Arkama oturdun?"

"Nereye oturmam gerekiyordu Hyunjin?"diye sorduğunda Seungmin, Hyunjin gözlerini aşağıda duran ek kısma baktı.

"Ah tabi! Oraya oturayım, Jisung'ta senin arkana biner!"diye bir anda bağırdığında Seungmin, kalkmaya çalışınca Hyunjin şaşkınca onun ellerini tutup tekrardan beline sarılmasını sağlarken kıkırdıyordu.

"Oraya otur demedim! Oraya oturursun diye düşünmüştüm sadece! Sakin ol kıskanç!"

Hyunjin'in dediği şey ile Seungmin gözlerini kocaman açıp başını yana eğerek onun yüzüne baktı.

"Dua et kafamda kask var, yoksa seni çoktan ısırmıştım. Kıskanç falan değilim ben."

"Tabii, sen ve kıskançlık? Çok saçma!"

"Şu aptal motoru artık sürer misin?!"diye bağırdığında Seungmin, Hyunjin kahkaha attı ve motoru çalıştırdı.

"Hyunjin, çok hızlı sürme tamam mı-Ah!"

Hyunjin bir anda hızlı sürmeye başlayınca Seungmin'de aynı hızla çığlık atmaya başlamıştı. Hyunjin'e sıkıca sarıldığında, Hyunjin'de bunun gazına gelip daha da hızlandırıyordu motorsikleti.

"Hyunjin-ah!"diye bağırdı Seungmin ve sımsıkı yumduğu gözlerini açıp etrafa bakmaya başladı. Güneş daha doğmamıştı ve bomboş şehri delip geçerken ışıkların aydınlattığı manzarayı görmek onu büyülemişti resmen. Başını Hyunjin'in sırtına yasladı ve hayranlıkla manzarayı izlemeye devam etmişti. Hyunjin'in ne kadar hız yaptığı umrunda değildi artık. Tek düşündüğü bunu ne kadar güzel bir an olduğuydu. Burnunda hayatının en güzel kokusu ve karşısında gördüğü en güzel manzara vardı. Yanında da en sevdiği kişi. Kollarını daha sıkı sardı Hyunjin'in beline ve bol tişörtüne sıkıca tutundu.

we are youngHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin