bölüm 55

836 76 50
                                    

Eveet yine müstehcen bir bölümle merhabayın aşkkuşlarım. Yine becerebildiğimi pek sanmıyorum ama önemli olan zaten sizin beğenip beğenmemeniz. Umarım beğenirsiniz. Rahatsız olacaklar olursa * koyduğum kısımdan sonrasını okumasınlar. İyi okumalar..

♡♡♡♡♡

"Günaydın."

Minho uyandığı anda işittiği boğuk ses ile gözlerini ovuşturmayı bırakıp yatağın kenarında oturan Chan ile göz göze geldi. Hastane yatağındaydı ve etrafında çok fazla gürültü vardı. Hastanenin acilinde yatmak gerçekten çok rahatsız ediciydi. Hissettiği ani soğuk ile kollarını kendi bedenine sardı ve dudakları titrerken gözlerini etrafta dolaştırdı. Etrafında perdeler çekiliydi. Chan'da ve baş ucundaki serumdan başka bir şey göremiyordu.

"Neden buradayız?"diye sordu sesi titrerken tekrardan Chan'a bakarak. Chan elleri çenesinin altında dururken bir süre Minho'nun solgun yüzünü seyretti. Daha sonra dikleşti ve derin bir nefes verdi.

"Bayılmıştın. Çok fazla ısı kaybetmişsin."diye boğuk bir sesle konuştu tekrardan Cham ve ardından öksürüp boğazını temizledi.

"Isınman biraz zaman alacakmış. Senin kıyafetlerin hep inceler. Sana kazaklarımdan verebilirim."dedi hafifçe gülümsemeye çalışarak. Minho bir süre Chan'a baktıktan sonra yattığı yataktan destek alıp dikleşmeye çalıştı.

Chan hızlıca oturduğu yerden kalkıp ona yardım etmek istedi ama Minho elini ona doğru kaldırıp durmasını sağladı.

"Halledebilirim."

"Min-"

"Hallettim hyung."dedi Minho, Chan'ın sözünğ kesip oturur pozisyona gelirken. Derin bir nefes alıp saçlarını karıştırdı ve duygusuz bakan bakışlarını Chan'a çevirdi tekrardan. Chan ise dudaklarını içten kemirerek onu izliyordu. Minho'nun vücuduyla birlikte hisleride mi soğumuştu yoksa?

"Bu saate kadar yanımda beklemişsin, teşekkür ederim. Şimdi gidebilirsin."

Chan, Minho'nun söyledikleri üzerine isterik bir şekilde güldü ve başını iki yana salladı.

"Hayır, seni de götüreceğim."

"Nereye götüreceksin beni?"

"Evimize."dediğinde Chan, bu sefer gülme sırası Minho'ya gelmişti.

"Evimize mi? Evimize mi?!"diyerek sesini yükselttiğinde, Chan bakışlarını kaçırmıştı.

"Eksik telafuz ettin Chan hyung, orası benim evim değil. Sen ve şu adını bile bilmediğim kızın olacaktı. Sahi ya! Kim o kız Chan hyung, her kapıyı çaldığımda bir şekilde karşıma çıkıyor? Artık bir açıklamayı haketmiyor muyum sence de? Her zor durumda evine çağırdığın şu kız kim?! Seks arkadaşın falan mı? Fuckbudy mi? Biz sevgiliyken de geliyor muydu eve? Ben işteyken falan? Hım?"

"Bunun sırası mı şu an Minho?"dedi Chan gergince tekrardan sandalyesine oturarak. Minho ise ellerini birbirine kavuşturup dikkatle onun gözlerinin içine bakmaya başladı.

"Evet, evet şu an bunun tam da sırası. Ben hep ceza alırken, senin yaptıkların ne olacaktı? Unutacağım falan mı sandı? Umursamadığımı mı sandın? Ne sandın? Bilmek istiyorum. Haydi?"dedi gözlerini kocaman açıp kaşlarını havalandırarak. Bu hali gerçekten çok tuhaftı, çok farklı bir Minho gibiydi. Chan'a göre bu daha etkileyiciydi.

we are youngHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin