"Demek seviştiniz Yuna ile."
Jeongin duyduğu sesle ile gözlerini ellerinden ayırıp yanında oturan Felix'e çevirdi. Tuhaf bakışlarla bakıyordu kendisine. Cevap vermeden gözlerini tekrardan ellerine çevirdi.
Felix ise derin bir nefes aldı ve omzunu Jeongin'in omzuna vurdu.
"Nasıldı? Yattınız mı yoksa ayakta mıydınız? Ormanda yere yatmak pek güvenli değil-"
"Sus Felix!"diye aniden bağırdı Jeongin ve kaşlarını çatarak ateş saçan bakışlarını Felix'e çevirdi tekrardan. Felix ise korkuyla biraz geri çekmişti kendisini. Felix hep böyle konuşurdu, şimdi neden kızmıştı ki Jeongin?
"Ne bağırıyorsun ya? Sanki ne dedik!"
"Deme bir şey. Defol git yanımdan."dedi Jeongin ve ellerini saçlarına geçirip başını öne doğru eğdi. Düşüncelerini sorgulayıp duruyordu dün geceden beri. Heteroseksüel olduğuna emindi, dün gece sevişirken Yuna'ya Felix demeden önce tabii!
"Felix mi? Felix mi!"diye bağırdı Yuna ve üzerindeki Jeongin'i hızlıca ittirdi.
"Ah! Yuna, yanlışlıkla söyledim. Yemin ederim yanlışlıkla çıktı ağzımdan."dedi Jeongin, Yuna ayağa kalkıp üzerini düzeltirken kendisi de ayağa kalkarak.
"Benimle sevişirken neden Felix'i düşünüyorsun ki?!"diye bağırdı Yuna ve Jeongin'den biraz uzaklaştıktan sonra hızlıca tekrardan ona dönüp hayretle ona baktı.
"Yoksa-"dedi ve hızlıca Jeongin'e yaklaşıp onu omuzlarından ittirdi.
"Sen gay misin? Benimle oynuyor muydun bunca zamandır ha?!"diye bağırdığında, Jeongin bir elini onun dudaklarına bastırıp Yuna'yı kendisine çekti.
"Bağırma! Bağırma biri duyacak Yuna."dedi Jeongin yalvaran bir ses tonuyla ve Yuna onu ittirip kendisinden uzaklaştırmaya çalıştı. Daha sonra dişlerini Jeongin'in eline geçirdiğinde Jeongin acıyla bağırdı ve kendisini geri çekti. Acıya tekrar bağırıp elini havada salladığında Yuna dağılan saçlarını düzeltti ve tekrardan Jeongin'e yaklaşıp onu göğüsünden ittirdi.
"Nefret ediyorum senden, aptal, iğrenç, pislik, yaratık! Benimle ne hakla oyun oynarsın?! Neden, neden, neden?!"diye bağırmaya başladığında Yuna, Jeongin onun ellerini bileklerinden yakaladı ve kendisine vurmasını engelledi.
"Yuna, Yuna. Yuna, yanlış anladın sen beni? Ben seni seviyorum, gay değilim. Gay değilim Yuna."diye sakin bir ses tonuyla konuştu Jeongin. Yuna'nın bağırmalarının aksine sakince konuşması Yuna'yı çileden çıkarıyordu.
"Ne o zaman? Ne doğrusu ne? Bana Felix dedin. Bana Felix dedin! BANA FELİX DEDİN!"diye aniden bağırdı tekrardan Yuna ve bileklerini Jeongin'in sert tutuşundan kurtarmaya çalıştı.
"İstemeden oldu, yemin ederim. Onu düşündüğümden değil bebeğim yemin ederim. Dinle beni bi'."
"Bebeğim deme bana, bana bebeğim deme Jeongin."dedi Yuna ve ardından deli gibi kahkaha atarken tekrardan Jeongin'i ittirdi. Bu sefer Jeongin'in ayağı burkulup kaymıştı ve geriye doğru düşerken peşinden Yuna'yı da çekmişti. İkisi de karanlıktan dolayı farkedemedikleri çamur birikintisine düştüler. Yuna üzerine, saçlarına bulaşan çamurlar ile iğrentiyle bağırdı ve elini sertçe yanında çamura bulanmış Jeongin'in koluna vurdu.