"Jisung yüzüme bile bakmıyor."dedi Felix iç çekip okul gömleğinin kollarını kıvırırken.
"Size çok darıldı. Benim anlayamadığım, bana neden tavır aldığı? Ben onu savunuyordum."dedi Jeongin, Felix'in yanında yürürken onun hareketlerini izleyerek. Felix'in kollarındaki morlukları görünce durdu ve kolunu Felix'in önüne uzatıp onun da durmasını sağladı.
"Ne?"dedi Felix şaşkınca ona bakarken. Jeongin ise Felix'in kolunu tutup göz hizasına kaldırdı.
"Ne oldu kollarına böyle?"diye morlukları inceleyerek sorduğunda, Felix zoraki bir şekilde güldü ve kolunu çekmeye çalıştı Jeongin'in sert tutuşundan.
"Uyuşturucu konusunda biraz zorlanıyorum."dedi kolunu çekmeye çalışırken hala. Jeongin gözlerini Felix'n kolundan alıp gözlerine çevirdi.
"Nasıl?"
"Ben, geceleri saldırgan olabiliyorum. Bu da kendimce bulduğum çözüm."dedi ve elini sonunda Jeongin'in elinden çekti. Jeongin ise dehşet içinde ona bakıyordu.
"Kendini mi bağlıyorsun Felix?"diye sorduğunda, Felix gergince gülmeye devam ediyordu.
"Jeongin-"
"Bu doğru bir şey değil. Jisung'un haberi var mı bundan?"diye sordu Jeongin Felix'in konuşmasına izin vermeden.
"Hayır, hayır haberi yok. Ona söyleme. Bu sefer kendim atlatacağım."dedi Felix ve önüne dönüp ilerlemeye başladı. Jeongin bir süre onun arkasından baktıktan sonra peşine takıldı.
"Neden bağlıyorsun kendini?"
"Yurt odam değişti. Küçük çocuklarla kalıyorum. Onları korkutmak istemiyorum."dedi ve otobüs durağına doğru ilerlemeye başladı Felix. Jeongin kolunu onun omzundan atıp Felix'in yönünü aksi yöne çevirdi.
"Bugün bizde kal. Annemler yok."
"Sizin ev 45 kişilik değil miydi?"
"3 kardeş olunca ve amcamda bizimle yaşayınca öyle oluyor. Ama hepsi dün halama gittiler. Ben okulum var diye kaldım evde tekim. Bana arkadaş ol bugün Felly!"diyerek Felix'in kafasını kolunun altında sıkıştırdı.
"Biraz daha devam edersen sana bir arkadaş kalmayacak."dediğinde Felix, Jeongin kısa bir kahkaha attı ve Felix'in sarı saçlarını eliyle karıştırdı hızlıca.
Sohbet ederken ilerlediler, ilerlediler ve sonunda eve varmışlardı. Jeongin çantasını kapının kenara bırakıp elini Felix'e doğru uzattı. Felix ise merakla ona bakıyordu. Neden elini ona doğru uzatmıştı ki?
"Ceketini ver Felix. Kısasın yukarı ulaşamazsın."dediğinde Jeongin, Felix gözlerini tavana kadar uzanan portmantoya çevirdi. Gerçekten uzundu. Derin bir nefes alıp üstündeki ceketi çıkardı ve Jeongin'in eline verdi. Jeongin parmak ucuna çıkıp ceketleri astıktan sonra gözlerini sarışına çevirdi.
"Aç mısın? Ne yiyelim?"
"Bilmem."
"İlk önce bi dolaba bakayım. Yapabileceğimiz bir şey varsa yaparız, yoksa söyleriz. Abim kartını bana bıraktı."diye konuşurken mutfağa ilerlemişti Jeongin. Felix'te onun peşinde takıldı. Uzun zaman sonra ilk defa geliyordu bu eve. Gerçekten çok fazla değişiklik vardı. En son geldiğinde 13 yaşında falandı. Jeongin ve Felix çocukluk arkadaşıydılar. Felix göbek bağlarından bahsederken ciddiydi. Gerçekten göbek bağları birlikte kesilmişti ikisinin. Dostlukları küçüklükten geliyordu.