bölüm 54

809 83 53
                                    

We are bitches

SirHwang: Chan hyung
SirHwang: buldun mu Minho'yu

Bangbang: hayır bulamadım
Bangbang: hala bahsettiğin şu yalının ordayım ama yok bir giriş bulamıyorum

SirHwang: evin içinden girmen gerekiyor

Bangbang: başından beri neden söylemiyorsun

SirHwang: sormadın ki

Changpink: tam bir aptalsın Jin

SirHwang: Jin deme lan bana
SirHwang: o isimle şahsi sorunlarım var

Changpink: isminde Jin var aq

SirHwang: şahsi dedim kurcalama

Hanji: ne oldu Minho'ya

SirHwang: kaçmış

Babyfuck: ouuu çok kritik 🤨

Lixxie: neden kaçmış ki?

SirHwang: bilmiyorum bana hiçbir şey söylemedi

Lixxie: nasıl söylemedi aq siz yakın arkadaş değil misiniz

SirHwang: son zamanlar o kadar da yakın değiliz sanırım

Bangbang: buldum onu

SirHwang: nasıl iyi mi

Bangbang: hayır bayılmış
Bangbang: umarım bayılmıştır

♡♡♡♡♡

Chan, Hyunjin'in bahsettiği yalının içine girdi. Tüm hızıyla yağan yağmurdan kurtulmuştu sonunda. Koridoru geçip bahçe kapısına ulaştığında hiç beklemeden dışarı attı kendisini. Bankın önüne yığılmış bedeni görünce yüreği ağzına gelmişti.

"Minho!"diye bağırdı ama beden hiç kırpırdamadı bile. Hızlıca ona yaklaştı ve yere dizleri üzerinde çöküp Minho'yu kollarının arasına alıp sarsmaya başladı.

"Min, Min! Aç gözünü Min!"diye bağırarak Minho'nun yanaklarını tokatladı ama Minho'da hiçbir yaşam belirtisi yoktu. Chan ağlamaya başlarken Minho'yu kollarından tutup ayağa kalktı ve Minho'yu banka oturtturdu. Hemen önünde çömelip Minho'nun kollarını tutarak omuzlarından sarkıttı. Elleriyle Minho'nun bacaklarını tutup onu sırtlanarak ayağa kalktı. Hızlıca yalıdan çıkarttı Minho'yu ve cadde boyunca koşmaya başladı. Yağmura ve sırtına Minho'yu taşımasına rağmen ne kadar hızlı koşabilirse koştu Chan. En yakın hastaneye kadar soluklanmadan koştu.

Hastaneye vardığında artık ne dizlerinde güç kalmıştı, ne de konuşmak için mecali. Dizleri titreye titreye acile girdi. Kendisini farkeden doktor hemen onun yanına geldi ve Chan'ı kolundan tutup en yakın sedyeye çekti. Chan sırtındaki Minho'yu sedyeye indirirken doktor Minho'ya ne olduğunu soruyordu.

"Hastaydı, gripti. Sokakta bayılıp kalmış bilmiyorum. Lütfen, lütfen kurtarın onu."diye ağlamaya başladığında Chan, doktor bir hemşireyi çağırıp onu dışarı gönderdi. Chan dizleri titreyerek acilin camından içeri bakıyordu. Sedyede baygın yatan Minho'yu gördükçe yüreği ağzına geliyordu. Yüzünde renk kalmamıştı güzel çocuğun, izlemeye bayıldığı pembe dudakları renksiz kalmış, kurumuşlardı.

we are youngHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin