bölüm 50

796 83 62
                                    

O mey gat halatlarım 50. bölüme gelmişiz. Baya bi yol kat etmişiz. Sanki dün başlamıştım yazmaya. Aslında bu kadar dramatik bir kitap olmaması gerekiyordu. Aslında düz yazıda olmaması gerekiyordu. Ben hiçbir kitabı amaçladığım şekilde ilerletemiyorum huyum kurusun. Bu ficin bu kadar uzayacağını da düşünmemiştim açıkcası. 20. bölümde falan bitiririm sanıyordum ama hiç öyle olmadı uzakdıkça uzadı konu.

Şimdi size bir şey danışmak istiyorum. İki seçenek var. Aklımda bu fic için hala bir şeyler var sanki hikayeleri tamamlanmamış gibi hissediyorum hala. Ama çok fazla da uzattım. Seçenekler şunlar, ya devam edip aklımdaki kurguyu tamamlayacağım ya da artık finali yapacağım. Sizce ne yapmalıyım? Lütfen cevap verin bu soruma ki bende ona göre bir yol izleyeyim. Okuyan herkes cevaplarsa mutlu olurum ki topluluğa göre bir şey yapayım.

En bal yerlerinizden öpüyorum bebişlerim. İyi okumalar...

♡♡♡♡♡

Kendimi yüzsüz gibi hissediyorum. Gerçekten de Minho hyungu dinleyip Chan'ın evine gelmiştim. Kapının önünde dikilip son kararımı vermeye çalışıyordum. Bu eve ilk geldiğim de bu şekilde kararsızdım.

Derin bir nefes aldım ve gözlerimi zile çevirdim. Elimi uzatıp küçük düğmeye bastım ve elimi hemen geri çekip başımı eğerek ayakkabımın uçlarını seyretmeye başladım. Umarım beni kovmaz, umarım beni kovmaz, umarım beni-

Kapının açılma sesiyle iç sesimi durdurup gözlerimi sıkıca kapattım. Ne tepki vereceğini gerçekten hiç kestiremiyordum.

"Oh, merhaba Minho?"

Duyduğum kız sesiyle gözlerim kocaman açılırken sinirden yüzüm yanmaya başlamıştı. Ulan paçoz ya!

"Yine mi sen ya?"diyerek başımı kaldırdığımda yüzündeki garip ifade ile üzerimi inceliyordu.

"Ne bakıyorsun?"diye sesimi biraz yükselttiğimde hafifçe yerinde sıçayıp omuzlarını silkerek dudaklarını büzdü.

"Hiç, tuhaf görünüyorsun. İyi misin?"

"Değilim. Seni gördüm daha kötü oldum. Chris nerede?"

"Banyoda."dediğinde, onu kenara ittirip içeri girdim ve ayakkabılarımı çıkardım hızlıca.

"Christopher Bang Chan!"diye bağırarak banyonun kapısına geldim ve yumruklarımı sıkıp kapıya vurmaya başladım.

"Aç kapıyı Chris!"

"Açık zaten."diyerek yanıma geldiğinde kız, ters bakışlarımı ona çevirdim.

"Napıyorsunuz? Beraber mi duş aldınız?!"diye sinirle söylendim ve kapıyı açtım. Banyoya girip kapıyı arkamdan kapattım ve gözlerimi duş kabinindeki arkası dönük Chan'a çevirdim. Suyun altında öylece duruyor, suyun bedeninden aşağı akmasına izin veriyordu. Geniş sırtı ile bakışırken, vücudundan inen su damlaları bana göz kırparken sertçe yutkundum. Hızlıca başımı iki yana sallayıp silkelendim, aptal Minho ne yapıyorsun?! Ne cesaretle daldın banyoya!

"Bir şey mi oldu Minho?"

Duyduğum ses ile gözlerimi açıp tekrardan ona baktım. Başını yana doğru çevirmiş bana bakıyordu şimdi göz ucuyla.

we are youngHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin