-tamamlandı devam kitabı var-
Kitap threesome'dir buna dikkat ederekten okuyunuz yani üçlü ilişki barındırır.
Hyunjin ve Jeongin evli iki Kraldır. Jeongin bir Alfa Hyunjin bir Delta olduğu için çocukları olması imkansızdır. Jeongin bulduğu fikir il...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güzel feliximizin ficteki görünüşü medya gibi fakat saçlarını bir tık daha uzun -üstteki gibi- düşünebilirsiniz... 💓
Alfa Hwang Jeongin
"Ne?" Hyunjin hızla üzerimden kalkıp şaşkın bir şekilde bana bakarken hızlı hareketi kalçamda sızı sağlamıştı. Yataktan doğrulup üzerime çarşafı çektim. "Bebeğimizin babası Vita Felix olacak Hyunjin."
"Bir bebek istemiyorum Jeongin." "İstediğini biliyorum Hyunjin!" "Hayır dedim! İstemiyorum." "Yalan söyleme.. seni en iyi ben tanıyorum Hyunjin bana sakın yalan söyleme. O Vitayı buraya getireceksin yoksa.." "Yoksa ne?" "Yoksa giderim. Yemin ederim ki sana burada giderim ve izimi dahi bulamazsın."
Tek nefeste konuştuğumda dudağını dişlemişti. Ardından başını iki yana sallayıp odadan çıkmıştı. Onun çıkması ile dik duran omuzlarım düşmüş ve hıçkırıklarım kaçmıştı ağzımdan.
Sadece bir bebek istiyordum. Bunu bana çok görmemeliydi. Bunu ona çok göremezdim.
-
Vita Lee Felix
Suratımı asarak piyano odamdan çıktım ve hemen yan odama girip balkona çıktım. Her şeyi yapabiliyordum fakat piyano asla çalamıyordum. "Prensim..." kapı tıklatıldığında balkondan çıkıp odama girdim.
"Gelebilirsiniz.." Hizmetlim olan Omega kız başını eğerek içeriye girmişti. "Prensim Kralımız sizi büyük salonda bekliyor, hemen gitmeliyiz."
"Önemli bir şey mi oldu?" "Bilmiyorum fakat Kuzey krallığından Kral Delta Hwang Hyunjin geldi. Onunla birlikte büyük salondalar."
Üzerimdeki çiçekli uzun elbiseyi düzeltip yabancı birisi olduğu için üstüme pelerinimi alıp odamdan çıktım. Hizmetli omega ile birlikte büyük salona ilerlerken kurdumun çığlığını duymuştum.
Elimi göğüsüme koyup minikçe okşarken sarı saçlarımı arkaya doğru atıp büyük salonun kapısından içeriye girdim. Abim Woobin bana baktığında başımı hızla yere eğip babamın yanına kadar ilerledim.
Eteğimin ucunu tutup saygı amaçlı önce babama daha sonrada Kral Hyunjin'e saygı ile eğildim.
"Hoşgeldiniz kralım..." Hyunjin'in ismini çokça duymuştum. Ama sadece duymuştum. Çünkü daha önce bu saraydan bahçeye bile çıkmamıştım.
Küçük bir çiçek bahçesi dışında dünyaya dair hiç bir şey bilmeden büyümüştüm. Ömrüm bu dört duvar arasında koca sarayda geçmişti. Hissettiğim keskin vanilya kokusu ile gözlerimi bir kaç saniyeliğine yerden kaldırıp kahverengi gözlere diktim.
Bakışları olabildiğince sertti. Fazla sert. Hızla başımı yere tekrar eğip babamın konuşması ile yerden doğruldum. Başım yine yerdeydi ama en azından sırtım düzgündü.
