Bölüm elli yedi 'Mingyu-Minkyu'

1.4K 160 121
                                    







Hwang Felix

Hyunjin odaya girerken elimdeki çatalımı bırakıp ona gülümsedim. Yanıma gelip Jeongin'in alnını ardından benim alnımı öptüğü sırada kaşlarını çatıp boynuma yöneldi.

"Neden Jeongin gibi kokuyorsun, seviştiniz mi yoksa?"
"Hyunjin! Çocukların yanında düzgün konuş."
Sitemle konuştuğumda omuz silkip yerine geçti.

"Çocuklar nasıl oluştuğunu biliyor sonuçta, öyle değil mi?"
"Babacım bizim oluşumumuzu boşverde Minkyu ne zaman gelecek?"

"Ne zaman akıllanırsa."
"Akıllanmadığını nereden biliyorsun?"
"Bilirim yavrum şimdi yemeğini ye."

Sinirle mırıldanıp yemeğime döndüm. İştahla yemeğini yerken kapı açılmış ve içeriye Mingyu girmişti.
"Bebeğim! Hyunjin çok kötüsün ama sen.."
Gözlerim dolarken Mingyu koşarak yanıma gelmiş ve bana sıkıca sarılmıştı.

"Anne affet beni.."
"Sen anne dersen ben seni nasıl affetmemezlik yapayım bebeğim?"
Jeongin gibi siyah olan saçlarını karıştırdım.

"Baba hamilesin?"
Mingyu benden ayrılıp bir anda konuştuğunda dudağımı ısırıp Hyunjin'e baktım.
Şaşkınca bana bakarken şirince gülümseyip başımı salladım.

"Aman Tanrım! Hamile misin? O yüzden mi Jeongin gibi kokuyorsun?"
"Hm hm.. büyük ihtimalle bebeğimiz Jeongin'in genini taşıyor."

Hyunjin oturduğu büyük sandalyeden kalkıp hızla yanıma gelip dudaklarımı öptü. Ona karşılık verirken benden ayrılıp alnıma öpücük bıraktı.

"Tanrı sesimi duydu..."
Gülümseyip başımı salladığımda beni tekrar öpüp Jeongin'e ilerledi.
Onu öperken ben Mingyu ile tekrar sarılmıştım.

"Minkyu neden gelmedi? Kızgın mı bana hala?"
Sessizce Mingyu'ya baktığımda yanağımı öptü.
"Anneni öpme!"

Hyunjin sitemle konuştuğunda göz devirdim.
"Baba o benim annem! Öpmeyip ne yapıcam?"
"Sarıl yeter ama çokta sarılma."

"Sabır ver tanrım.. Boşver sen o huysuz babanı oğlum.. söyle bakalım Minkyu nerde?"
"Anne Minkyu benimle değil di ki? Ben alt kattaki mahzendeydin fakat Minkyu'nun nerede olduğunu bilmiyorum."

"Hyunjin! Minkyu nerede?"
"Shin biliyor bebeğim her ne kadar ben cezasını kesmek istesemde, Shin alıp gitti.."

"Shin bebeğim?"
"Anne şuan düşünüp kendine zarar verme. Zamanı gelince gelecek şimdi yemeğini ye ve stres yapma tamam mı? Mingyu'nun da cezası bitmedi. Sadece senin ağlamana dayanamadım."

Başımı sallayıp Mingyu'nun elini bıraktım. Masada kendi yerine geçerken önüme dönüp yemeğe odaklandım. Minkyu her ne kadar çoğu zaman bana iyi davranmasada onu özlemiştim.
Her şeye nazaran benim oğlumdu.

Bilerek bana zarar vermezdi.

-

-4 ay sonra-

Karnımdaki hafif kıpırtılar ile elimi karnıma atıp yavaşça okşadım.
Shin ile Maysa'nın düğün telaşı vardı etrafta.
Herkes ona koşuştururken ben köşemde meyvelerimi yiyordum.

Jeongin ve Hyunjin bir sefere çıkmıştı. Normalde asla ikisi birlikte çıkmazlardı fakat Minkyu'nun olduğu krallıkta bir yangın çıkmıştı. Minkyu iyi idi onlara yalvarmam sonucu gidip alacaklardı.

Dün yola çıkmışlar ve bir gün sonra geleceklerdi. Bu sürede Shin krallığı yönetiyordu. Normalde elbette Hyunjin ve Jeongin'den sonra Vita olarak Shin'den önce ben gelirdim fakat ben Shin'in geçmesini istemiştim.

Galaxy ~HyunLixİn~  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin