Galaxy ~HyunLixİn~ ✓

Bölüm otuz dokuz 'Yeni saç'

Hyunjin'in üzgün olduğunu farkedenlere şükür diyorum. Ayrıca bölüm çok boş oldu üzgünüm bu yüzden 🥺

İyi okumalar~

Hwang Felix

"Hapşu"

Burnumu peçeteye silerken Seungmin hyunga şirin bakışlar atmaya çalışıyordum.
"Ormanın ortasında sevişirsen böyle olur."
"Aslında benim suç-hapşu.. benim suçum değil!"

"Tahmin edebiliyorum. İki azgın boğaya sahipsin tabiki senin suçun değil."
Bana hak verirken zaferle sırıtmıştım.
Seungmin hyung elindeki serum şişesini alıp yanıma gelmiş ve cam şişeyi yanıma asmıştı.

Koluma açtığı damar yoluna ilacı takarken onu dikkatle izliyordum.
"Çok başım ağrıyor."
"Yemek yemiyorsun bir gündür. Normal yani. Bu serum biraz iyi gelecek sende akıllanırsın artık."

"Hyung ya!"
"Hyung ya!"

Göz devirdiğimde odanın kapısı tıklatılmıştı.
Seungmin hyung gelmeleri için seslenirken kapı açılmış ve içeriye Mary girmişti.
"Güzel peri hyungum!! Seni yine hasta etmişler."

Yanıma gelip yatağa çıkarken koluma dikkat ederek ona sarıldım.
"İyiyim ben bebeğim."
"Çok yaklaşma Felix hyunguna yoksa sende hastalanırsın Mary."

Mary başını sallayıp saçımı öpmüştü.
"Anne babam seni çağırıyor."
Mary Seungmin hyunga bakarak konuştuğunda Seungmin göz devirip odadan çıkmıştı.
"Felix hyung bir şey söyleyeceğim ama aramızda kalacak."

Mary ilk defa bana ismimle sesleniyordu.
Gözlerim serum yüzünden kapanacak kıvamdaydı fakat Mary'i dinlemem daha önemliydi şuan.

"Söyle bebeğim?"
"Hyunjin hyung dün gece babamla konuşuyordu ve çok ağladı.. neyi var hyungumun?"

"Ne? Bir şey duydun mu?"
"Seninle alakalı bir şeyler dedi ama duyamadım.. onu üzdün mü? Ya da o seni mi üzdü?"
"Hayır bebeğim elbetteki o beni üzmedi ama demek ki ben onu üzmüşüm.."
"Hyunjin hyungum çok hassas kalpli lütfen onu bir daha üzme hyung. O seni çok seviyor dün ağlarken duydum.."

"Bebeğim bana bir kağıt ve kalem getirir misin? Ha bi de Hoseok hyungunu çağır."
"Elbette! Hemen geri geleceğim."

Mary odadan çıkarken gözlerim dolmuştu.
Ne yapmıştım da onu bu denli üzmüştüm ki?
"Geldim hyung! Hoseok hyung on dakikaya gelebilirmiş şuan toplantıdalar."

Başımı sallayıp aldığım kağıda kalem yardımı ile istediğim şeyleri yazdım.
Kağıdı masanın üstüne koyup başımı yastığa koydum. "Mary yanıma yatar mısın?"
Mary hızla başını sallayıp yanıma gelmişti.

Pikeyi kaldırıp yanıma uzanınca üzerini örtüp siyah saçlarını okşadım. Bir kaç dakikanın ardından kapı tıklanmıştı.

"Gelebilirsiniz."
Kapı açıldığında Hoseok hyung içeriye girdi.
"Hyung bende seni bekliyordum. Şu listedekileri alabilir misin? Ama aramızda, lütfen."
"Elbette.. geçmiş olsun bu arada."
"Teşekkür ederim her ikisi içinde."

Hoseok hyung odadan çıkarken gözlerimi kapayıp uykuya daldım.

-