Galaxy ~HyunLixİn~ ✓

Bölüm altı 'Peri gibisin Vita'

Felix'in bölüm kıyafeti.

Hwang Felix

"Prensim kahvaltınızı getirdim."
Kapıda duyduğum ses ile yataktan doğruldum.
"Gelebilirsin Omega.."

Üstüme örtüyü çekip konuştuğumda kapı açılmış ve omega içeriye girmişti. Burada tek konuştuğum oydu. Kral Jeongin bana yardımcı olarak göndermişti.

"Krallar nerede?"
"Yeni kahvaltı yaptılar Kral Hyunjin bahçede Kral Jeongin'de akşam yemeği için aşçı ile konuşuyor." Başımı sallayıp yataktan kalktım ve üzerime sabahlığımı giyip hamama girdim.

İşlerimi halledip yüzüme su çarptım ve saray hekimi Seungmin'in verdiği kremleri vücuduma sürdüm. Hamamdan çıkıp odama tekrar döndüğümde hizmetli omega çıkmıştı.

Dolabıma ilerleyip mavi çiçekli bir etek ve beyaz gömleğimi alıp üzerime giyindim. Hala terzi gelmemişti bu yüzden kendi elbiselerimden giyiyordum.

Kolyemi ve bilekliklerimi takıp tepsiyi elime aldım ve küçük balkona çıkıp oturdum.
Kapı tıklanıp açıldığında içeriye Mary gelmişti.
"Peri hyungumm nerdesinnn???"

"Buradayım Mary balkona gel bebeğim."
Koşarak yanıma gelmiş ve kucağıma zıplamıştı. Onu kucaklayıp yanaklarına öpücük bıraktım.
"Günaydın bebeğim."
"Günaydın peri hyungumm birlikte kahvaltı yapalım mı?"
"Elbette bebeğim gel yanıma."

Mary ile bol kahkahalı bir kahvaltının ardından birlikte odamdan çakmıştık. "Ben minnie babamın yanına gideceğim sende bahçeye git beni bekle tamam mı peri hyungum?"

Başımı sallayıp siyah saçlarını okşayıp onu gönderdim. Bende minik adımlarımı sarayın çıkışına çevirdim. Ardından büyük bahçeye çıkıp karla kaplı olan bir kaç çiçeğe elimi değdirip öptüm.

Çiçekteki karlar eriyip açarken gülümsedim.
"Peri gibisin Vita.."

Hwang Jeongin

"Peri gibisin Vita."
Hızla ellerini geriye saklayıp başını eğdiğinde yanaklarını ısırmak istemiştim.
"Ş-şey kralım bir kaç çiçek görmek istediğim için yaptım kızmadınız dimi?"

Endişe ile konuştuğunda kahkaha attım. "Hayır Felix gerçekten çok güzel görünüyor. Hatta istersen bu bahçedeki bütün çiçekleri açtırabilirsin."

"Oh o zaman her yer siz gibi kokar çok güzel!"
Ellerini birbirine çarparak söylemiş ve arkasını dönüp bir kaç çiçeğe daha dokunup karların erimesini sağlamıştı. Tanrım o bir melek olabilir miydi? Neden bu kadar güzeldi ki?

Etrafta göz gezdirip Felix'e bakan olup olmadığına baktım. Gördüğüm asker ile kaşlarımı çattım. "Önüne dön Beta!"
Beta önüne dönerken yüzüne iyice bakıp ilerde çimlerde uzanmış kendi kendine konuşan Vitanın yanına ilerledim.

"Kalkma sakın bende oturcam."
Başını sallayıp oturur pozisyona gelmiş ve bacaklarını uzatmıştı. Giydiği eteğin yırtmacından ince bacakları gözüküyordu.
Tanrım.

"Kralım?"
"Efendim Felix?"
"Bana Kral Hyunjin ile tanışmanızı anlatır mısınız? Sizi çook merak etmiştim yıllar boyu."

Bir çocuk edası ile konuştuğunda onun hala çocuk olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
Hakkıydı da. Yıllar boyunca bir odada yaşamış ve belkide hiç çocukluğunu yaşayamamıştı.

Minik ellerini ellerimin arasına alıp dudaklarıma götürüp öpücük bıraktım.
"Anlatırım elbette fakat iki şartım var."
"Nedir?"

Sevinçle ve merakla sorduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım. "Öncelikle bana kralım deme ismimle seslenebilirsin. Ya da zorlanırsan başka bir şeyde diyebilirsin."