Galaxy ~HyunLixİn~ ✓

Bölüm yirmi yedi 'Ölümün kokusu'

Bölümle alakasız fakat gebericektim bu çocuk gerçek mi?

Bölüm aşırı saçma oldu ve içime hiç sinmedi belki ilerleyen zamanlarda düzeltirim aşırı saçma oldu bence ama neyse.
İyi okumalar 🤍

Hwang Felix

Son savaşı atlatmıştık fakat çok zordu. Kolumda kocaman bir kesik vardı, kesik öyle derindendi ki kemiğim gözüküyordu.
Bu halde savaşmak gerçekten çok zordu fakat mecburdum.

Sevgililerim için. Güzel oğlum için ve insanlık için.

Bu gün yüksek ihtimalle son kez savaşacaktık ve bitecekti. Ya ölecektim ya da oğluma, sevgili eşlerime kavuşacaktım. O kadar yorulmuştum ki bir aydır doğru düzgün dinlenemiyorduk bile.

En kötüsü ise her gece rüyalarıma giren oğlumdu. Çok özlemiştim onu. Kokusu burnumda tütüyordu.
"Felix.. başladı."

Kılıcımı çıkartıp kelimeler mırıldandım.
"Son kez hyung.." Başını sallayıp yanıma geldi. Birlikte ön tarafa doğru yürürken Annabel önünümüze çıktı.
"Her şeyinizi geride bırakarak buraya geldiniz. Unutmayın ki savaştan kaçan değil, cesurca savaşan kazanır. Yıllar öncesinden bile dedeleriniz böyle öğütlemişti ve böyle kazanmıştı.

Her ne olursa olsun cesurca savaşın. Ve unutmayın ki her iyiliğinizin karşılığını alacaksınız."

İkimize ona sarılıp savaş alanına yürürken o arka çadıra geçip bizi büyüler ile destekleyecekti. Savaş alanına adımladığımızda gördüğümüz büyük yaratıklar ile şaşırmıştık.

Bunlar onların aksine kocamandı ve üstlerinde bir kaç insan vardı.

"Ey güneşin koruyucusu cesaretin varsa kalk savaş benimle. Teke tek bu mücadelede beni yenerse sana yeminim olsun ki ülkenizi terk edeceğiz."

Başımı salladım.

"Aşağıya in ve benimle savaş. Eğer sözünde durmaz isen kelleni almaktan gocunmayacağım."

"Tamamdır peri çocuk."

Yaratık onu yere kadar indirmiş ve yanıma gelmişti. Boyu 2 metreydi. Büyücü olduğu her halinden belliydi ve bu durumda ben bir sıfır geride başlamıştım.

Büyü bilmezdim çünkü.

"Şu gördüğün kara delik lav ile dolu.. seni oraya atarsam.. bir daha bu dünyaya çıkamayacaksın. Ha eğer ki sen beni atarsan tekrar dirilip bütün canavarlarımı da alıp ülkenizi terk edeceğim."

"Dünyayı terk etmelisin.. kimseye zarar vermeyeceğine söz ver."

"Söz veriyorum peri çocuk.. korucuyu sözü."

Kılıcını çıkarttığında bende kılıcımı çıkartıp havada salladım. Bu normal kılıç gibi değildi. Büyülü olduğu için kullanımı daha kolaydı.

"Bu adil savaş olması için Annabel hakemlik yapacaktır. Üç kere yara alan kişi kaybeder."
"Hayır oraya atacağım seni güzelim.. ateşin ile belki lavlarıda eritirsin ha?"

Göz devirip Annabel'i çağırmaları için işaret verdim. "Koruyucununda yavşağına denk geldim iyi mi?"

Büyük bir kahkaha attı. "Tanrı aşkına şu arkamdakilerine bir bak.." arkasına baktığımda bir yığın muhafız vardı. "Eee?" Tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda gülüp elini yanağımda gezdirdi.

"Şuradaki muhafızların hepsi benimle aynı fikirde."
"Ne fikriymiş o?"

"Seni becermek.. fakat neyseki onlar değil ama ben onurlu bir adamım. Eşi olan yani iki eşi olan bir yavruyu sikmem."
"Ay bende gel sik diye bekliyordum sanki."

Göz devirip mırıldandım. Annabel yanımıza geldiğinde ikimizde susmuştuk.
"Adil ve ölümsüz bir karşılaşma olsun. İkinizden birisinin büyü yaptığını görürsem diğerini kendi ellerimle öldürürüm. Şimdi 3-2-1!"

İkimizde kılıçlarımızı birbirine değdirip savaşa başlamıştık. Çok rahat bir şekilde ilk ben onu yaralamıştım. Bacağında hafifçe kesik oluşmuştu.

Güldüğümde o da gülmüş ve tekrar savaşa dönmüştük. İkinciye yine ben koluna kılıçla kestiğimde bu sefer derin olmalı ki sarmışlardı kolunu.

"Eğer bu turda da Felix yırtıcıların koruyucusunu yaralarsa.."
"Lütfen bana Casper diyin."

"Pekala.. zaten son maç ama neyse. Bu turda da Casper yaralanırsa eğer, savaşı Felix kazanacak."

Savaş tekrar başladığında Casper 10. Saniye koluma kılıcını saplamıştı. Alayla bana güldüğünde dişlerimi birbirine bastırdım.
Yaramı fark ettiği için böyle yapmıştı.

Sol kolumda koca bir kesik ve sağ kolumdaki kılıç ile kalakalmıştım.

Böyle savaşamazdım. Kaybedecektik.

"Eğer lava ben atlarsam burayı terk eder misin?"
"Savaşmayacak mısın? Pes mi edeceksin?"
"Hayır sadece insanlığı kurtarmam için bu gerekiyorsa yapacağım."

"O zaman.. kabul ediyorum. Eğer kendini feda edersen, senin için bu iyiliği yapıp ülkenizi terk edeceğim."

Gözlerim doldu. "Onları çok sevdiğimi söyle hyung.. Shin onlara emanet."

Yavaş adımlar ile geri geri gidip lav dolu yere yaklaştım. Casper bana doğru adımlamış ve gülümsemişti. "Görüşmek üzere... Peri Felix."

"Felix yapma!" Annabel bağırsada onu umursamadım ve derin bir nefes alarak kendimi boşluğa bıraktım.

"Sizi seviyorum lütfen beni unutmayın."

-

Hwang Jeongin

Shin'in gün boyu durmadan ağlamaları ile bahçeye çıkmıştım. Felix'in çiçek bahçesine adımlayıp oğlumu gezdirmeye çıkarmıştım.
Çiçeklerin kokusu onu rahatlatıyordu.

Ağlamaları yavaş yavaş iç çekmeye dönmüş ve başını boynuma gömmüştü. Bir şeyler olacaktı bu gün hissedebiliyordum.

Mühürümde hissediyordum acıyı. Felix acı çekiyordu ve benim elimden hiç bir şey gelmiyordu.

Hissettiğim keskin acı ile istemsizce elim mühür bölgeme gitmişti. "Nerdesin güzelim.. nerdesin."

Shin'i kucağımda sallarken kapı açılmış ve içeriye Hyunjin girmişti. "Sevgilim?" Yanıma gelip dudaklarını dudaklarıma bastırıp minikçe öpmüştü.
"Hissettin değil mi?"
Başımı olumlu anlamda salladım.

"Onu çok özledim Hyunjin.. kötüyü düşünmek istemiyorum fakat ya.. ya ölürse?"
"Umut ediyorum ki ölmeyecek. Bizi bırakmayacak fakat olurda öyle bir şey olursa bırak o zaman düşünürüz. Şu an yaşıyor bunu bilelim yeter. Yaşadığı müddetçe bizim yanımıza geleceğini biliyoruz güzelim."

Başımı sallayıp boynuna gömüldüm. Kokusunu içime çekerken içimden bir şey çekildiğini hissetmiştim. Başımı hızla kaldırıp Hyunjin'e baktığımda o da aynı korku ile bana bakmıştı.
Gözüm mührüne takıldığında gözlerimle eş zamanlı onunda gözleri dolmuştu.

Mühür silinmeye başlamıştı. Bu bilinen bir şeydi ki mühür kişi ölünce silinirdi.

Hıçkırığım dudaklarımdan kaçarken kucağımda Shin ile yere çökmüştüm. Hyunjin yanıma çöküp kollarını bana sardığında hıçkırıklarım çoğalmıştı.

Başımı göğe kaldırıp gözlerimi yukardan düşen kar tanelerine çevirdim. Ölüm kokuyordu bu kar.

-

Diğer bölüm görüşüürüz yorumsuz bırakmayın bölümleri teşekkürler 🫶🏻🍭