Bölüm elli üç 'Güzel anne'

1.4K 166 86
                                    



Çoğunluk 2. Bir kitabı yaz demiş ve sanırım o zamanki duruma göre hareket edeceğim şuan önceliğim sınav ve bu kitabın finali.

Hwang Felix

"Prensim lütfennn! "
"Hyunjin ve Jeongin konu benken beni bile dinlemezler bebeğim. Tamam senin için gidip Hyunjin ile konuşacağım umarım şansım benden yana olur."
"Teşekkür ederim prensim! Dünyanın en güzel prensi sizsiniz.."
Göz devirip Maysa'nın saçlarını öptüm.

"Şimdi git Lina ile birlikte çiçeklerimi sulayın şansım benden yana olursa bir saate Deltan yanında olur."

Maysa sevinç ile yanımdan ayrılırken Hyunjin'in çalışma odasına ilerledim.
Derin bir nefes alıp kapıyı tıkatacakken kapı hızla açılmıştı.

Hyunjin beni kollarının arasına alırken gülümseyip beline sarıldım.
"Aşkım.. çok özlemişim kokunu."
Kıkırdayıp boynuna öpücük koydum.
"Nerden anladın benim geldiğimi ki?"
Şaşkınca ona bakarken gülümsemişti.
"O güzel kokunu beş metre öteden tanırım yavrum."

Sarı saçlarımı okşarken eğilip boynuma gömülmüş ve mühür bölgeme sertçe bir kaç öpücük bırakıp koklamıştı.

Koltuğa geçerken beni bırakmıştı. Eline aldığı kağıtları okurken bana bir bakış atmıştı ardından bacaklarını aralayıp elini iki kere baldırına vurdu.
"Gel kucağıma yavrum."

Yanına ilerleyip bacağına oturdum. Belimi tutup beni kucağına çekerken iyice kurulup elimi boynuna koydum.

"Shin'i ne zaman göreceğim?"
"Cezası bitince yavrum.. sen ednişelenme."
Avuç içimi öpüp kağıda bakarken dudaklarımı büzdüm.

"Shin'i geri getir ya! Çocuk kurdunun etkisindeydi."
"Önce akıllansın ve cezası bitsin yavrum."

Hyunjin başını kağıtlara çevirirken göz devirdim. Ellerimi boynuna sararken alttan bir bakış atıp dolgun dudaklarına öpücük bıraktım.

"Aşkım."
"Hiç bana yalakalık yapma. Bu zamana kadar hiç bir kurt annesine saygısızlık yapmamıştır ki sen normal bir anne değilsin Felix. Vita olduğun kadar prenssin. Ki her şeyi geçerim ama hiç bir kimse benim gözdeme böyle bir şey yapamaz ister oğlum isterse padişah olsun. Şimdi izin ver şu imzalamam gereken şeyleri imzalayayım."

Başımı usulca sallayıp boynuna gömüldüm.
O da biraz masaya eğilip elindeki kalem ile bir kağıda imza atmıştı. Diğer kağıdı eline alıp okurken elimi çenesine çıkartıp okşadım.

Dikkatini kağıttan bana çevirip alnımı öptü.
Ardından yandaki çekmeceyi açıp bir anahtarı alıp elime bıraktı.

"Al bakalım. En alt katta mahzenlerin olduğu yerde soldaki odada."
"Oğlumuzu mahzene mi koydun Hyunjin?!"
"Yavrum git hadi."

Dudaklarıma sulu bir öpücük bırakıp beni kucağından yere indirmişti.
"Sonra konuşacağız bunu."
Dudaklarıma tekrar öpücük bıraktığında güldüm.

"Yicem ağzını yüzünü git şurdan haydi."
Kıkırdayıp odadan çıkarken Jeongin'i görmüştüm.
"Aşkım?"

"Felix? Nereye güzelim?"
Elimdeki anahtarı salladım.
"İki cani kralımın oğlumu götürdüğü yerden çıkartacağım."

"Canilik ile alakası yok. Görevimiz bu Felix. Tamam o oğlumuz evet ama bu krallığımız gereği yapmamız gereken şeyler ve emin ol Shin'de bizimle aynı fikirde. Zaten bu gün çıkartacaktık fakat git madem sen çıkar."

"Evet krallık ama üzülüyorum ne yapabilirim?"
Dudaklarımı öpüp saçlarımı okşadı.
"Senin bu güzel kalbinle biz ne yapacağız?"
Omuz silkip kıkırdadım.
"Sonsuza kadar sevebilirsiniz kralım~"

Galaxy ~HyunLixİn~  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin