Bölüm otuz yedi 'Park Yeosang'

1.5K 179 68
                                    



Aranızdan bir bebek için böyle erken attım yoksa bir kaç gün bekleyecektiniz.. bölümde eser miktarda kardeşlik vardır, akışa uymak lazım dileyen okusun dileyen diğer bölümü beklesin.

Bu arada sürpriz bir hikaye yazıyorum. Bence çok güzel oluyor, yakın zamanda paylaşacağım! Beklemede kalın.

İyi okumalar~


Hwang Felix

Büyük sarayın önünde dururken elim ayağım birbirine dolanmıştı sanki. Gerçekten neyden korktuğuma dair hiç bir fikrim yok ama aşırı korkuyordum.

"Yavrum endişelenecek bir şey yok biz senin yanındayız her ne olursa olsun." Hyunjin yüzümü ellerinin arasına alıp konuştuğunda başımı salladım.

"Teşekkür ederim siz olmasanız ne yapardım inanki bilmiyorum." Gülümseyip dudaklarımı öpmüş ve Elçi San'ın açtığı kapıdan bizi içeriye sokmuştu.

İkimiz el ele girerken Jeongin hemen yanı başımızda oğlumuz ile birlikte yürüyordu.
"Beni takip edin lütfen."
Bir süre elçi San ile yürümüştük. Bir bahçe kapısının önünde durmuştu.
"Prensimiz bu saatlerde genellikle çay bahçesinde ağlıyor olur."

"Neden ağlama saati var ki?"
"Bir fikrim yok.. o çok sulu göz ve sürekli ağlar."

"Sensin sulu göz! Ben her dakika ağlamıyorum ki!" Arkasından çıkan bir çocuk hıçkırarak konuşurken ilk adımı ben atmıştım.
"Aman Tanrım! Sen Felix misin? Ah anne neden beni de bu kadar güzel yapmadın ki?"

Yeosang denen çocuk ayağa kalkıp bana doğru gelmiş ve hızla sarılmıştı. Kararsız kalsamda bende kollarımı beline sarmıştım.
Fark ettiğim şey ise koca bir karnı olmasıydı.

"Oh hamilesin!"
"Evet fakat ikizler olduğu için birazcık büyük yoksa şu an daha 5 aylık karnım var."
"Aman tanrım ben şuan doğuracaksın diye bekliyordum."

Gözleri hızla dolarken elimi dudaklarıma bastırdım. "Hayır hayır lütfen ağlama! Öyle demek istemedim ben!"

"Aşk'ım? Neden ağlıyorsun bakalım?"
Arkadan gelen ses ile o tarafa dönmüştük. Hyunjin'in boylarında siyah saçlı bir Alfa yanımıza gelmişti.

Yeosang'ın beline sarılıp onu kendine çekerken Yeosang başını boynuna gömmüştü.
"Çok şişmanlamışım! Baksana Felix bile beni beğenmedi! Hani ben şişman değildim? Bana yalan mı söyledin sen!"

Bir anda ruh hali değiştiğinde şaşkınlık ile dudaklarımı aralamıştım. Hyunjin ve Jeongin'in yüzüne baktığımda gayet normal bir şeymiş gibi Yeosang'a bakıyordu.

"Neden tip tip değilde normal bir şeymiş gibi ona bakıyorsunuz? Resmen duygudan duyguya girdi ve bir anda ağlarken kızmaya başladı!"
"Bebeğim sende hamileliğin ilerki zamanlarında öyle oluyorsun. Yani alıştık?"

"Ne?"
"Evet Hyunjin haklı. Ona bak ve kendini gör!"
Ah gerçek olamaz değil mi bu?
"Bebeğim sen benim için mükemmel ötesisin. Şimdi birazcık Felix ile yalnız kalın, bizde Hyunjin ve Jeongin ile biraz oturalım?"

Yeosang Alfanın arkasına saklandı.
"Beni sevmezse?"
"Aslında bende aynı şeyden endişeliyim bu yüzden bence iyi anlaşacağız Yeosang!"

Biraz tedirgin olsada Alfanın arkasından çıkmış ve bana ileriyi göstermişti.
"Shin'i alabilir miyim?" Jeongin kucağıma oğlumu verirken yavaş adımlar ile Yeosang'ı takip ettim.

"Burası benim çiçek bahçem! Aslında yıllar öncesinden beri hayalimdi, fakat burada hizmetliyken elbetteki buraya girmem yasaktı. Kral ve Kraliçe tahtı bıraktığında Seonghwa Kral olup hemen benimle evlendi ve burasıda benim oldu! Çiçek sever misin?"

Galaxy ~HyunLixİn~  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin