36. BÖLÜM: Pes Ediş 🦋

1.6K 192 241
                                    

Bedeni küçük bir kuş yavrusu gibi titriyordu. Sanki tüm gecenin ayazını yemiş yuvası yerine bir ağaç dibine düşmüştü. Celladı olacak avcı ise karşısında Rafet Temizkan'ın bedenine bürünmüş ona bakıyordu. Evliliği kabul ederken aklına dahi gelmeyen ihtimal şu an karşısındaydı. Adam sakin adımlarla ona yaklaşırken bedeni minik adımlarla geriye çekildi. Rafet Temizkan onun bir adım ötesine gelene kadar devam etmişti adımlarına. Odanın içinde iki abajurun yaydığı soluk ışık adamın yüzünü gölgelendiriyor onu olduğundan daha da korkunç gösteriyordu. Rafet ağa ellerini cebine koyup boynunu yana doğru kırdı. Dakikalarca ona bakarken genç kızı daha fazla strese soktuğundan haberdardı ve bundan zevk alıyordu. İlk onun konuşmasını belki itiraz etmesini bekliyordu fakat Zelal dilini yutmuş gibi sadece titreyen göz kapaklarının altından adamın çehresine bakıyordu. Nitekim sabrı çok olmayan adam yatağın üzerine bırakılan seccadeyi gösterdi.

"Ser seccadeyi geliyorum."

Zelal'in kaşları kalkarken adam onu orada bırakıp odanın içindeki banyoya geçmişti. Birkaç saniye sonra suyun sesi duyulmaya başlamıştı. Zelal onun dediğini titreyen elleriyle yaptı. Gelinliğinin eteklerini toplayıp kenara çekilirken adam elindeki havluyla beraber içeri geri döndü. Yüzünü ellerini ve kollarını kurulayıp kadına yarı ıslak havluyu verdi. Gayet doğal bir halde kendisi için serilen seccadenin başına geçip niyet etti ve namaza durdu. Adam Allah'ın huzurunda gerekli vazifesini yerine getirirken Zelal içine içine söyleniyordu. Onlara hayatı zindan etmeye yeminli Rafet'in ibadeti Hak katında yer edinebilirdi belki fakat genç kızda tarifsiz bir alay konusuydu. Selam verip seccadeyi bir hızla topladı adam. Dua edecek yüzü yoktu masum insanlar gibi dilenecek en ufak bir isteği yoktu. O istediğini sündüre sündüre kanata kanata alırdı zira. Seccadeyi koltuğa atıp deminden beri cebinde durup tenine batan altını çıkardı. Zelal'in arkasını dolanıp boynuna taktı. Genç kız teninde dolanan sıcak solukla gözlerini kapattı. Üst dişlerini alt dudağına geçirirken göğsü körük gibi kalkıp iniyordu. Rafet onu omuzlarından tutup kendine çevirirken dahi açılmamıştı o gözler.

"Aç gözlerini Özatlıların kızı."

Zelal adamı duysa da dediğini anlasa yerine getirecek cesareti yoktu. O nefret öylece dururken canının yanmasından delice korkarken gözlerini kapatsa kendini savunabilirmiş gibi hissediyordu.

"Zelal aç gözlerini." Adamın nasırlı parmakları teninin üzerine kapanmıştı. Baş parmağıyla onun yanağını dudağının kenarını okşuyordu. Titreyen göz kapakları sakince açılırken celladıyla göz gözeydi.

"Ca..can..." konuşamayınca bir soluk aldı. İçinden kendine tonlarca küfür ediyordu. "Ca ca-nımı yakma nolur." Birkaç dakika önce duydukları aklının içinde raks ederken adamdan merhamet dileniyordu. Bilmediği bir şehrin kapısından içeri girecekti yanında ona yol gösterecek bir tek Rafet vardı ona ise bizzat annesi hoş(!) öğütler vermişti. Adam çenesini aşağı sündürerek üst dudağına nazaran daha dolgun olan alt dudağını dişlerinin mengenesinden kurtardı.

"Hayır Özatlıların kızı canını yakmayacağım.." kızın nemli dudağının üzerinde dolandı bu sefer baş parmağı. "...en azından bu yatakta. Senin cezanı sana bu yatakta acı çektirerek değil, düşmanın olan benim koynumda zevk aldırarak vereceğim. Kollarımda olduğun her saniye zevk alacak her şey bittiğinde, tutkunun sis perdesi gözlerinden kalktığında pişmanlığınla kavuracağım seni. Hele bir de bana ait çocukları içinde taşıdığında başlayacak senin kıyametin." Sözler biterken daha fazla konuşmadı adam. Konuşulacak bişey yoktu zira. Dudakları daha önce kimsenin dokunmadığı dudakların üzerine kapandı. Genç kız karşılık vermeden adamın onu öpmesini kocaman açılmış gözlerle izliyordu. Elleri refleksle adamı kendisinden itmek için kalkarken Rafet onun ellerini havadayken yakaladı. Genç kızı kendi sert bedenine yaslarken ellerini iki yana düşürdü. Elleri ustaca gelinliğin fermuarını bulup açtı. Dudakları bir anlığına koparken soluk soluğa kızın narin teninde boynunda dolanıyordu. İki yakasından tuttuğu tüllere bezeli gelinliği sıyırırken bir bulut gibi ayakları ucuna yığılıp kalmış kumaş parçası. Karşısında beyaz iç çamaşırları ile kalan kıza bakmak için başını biraz geriye attı. Zelal kollarını bedenine sarmaya niyetlenirken gene Rafet tarafından engellenmişti.

Kelebeğin Uyanışı 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin