Yeni bölüm geldi 🙈 Zaten geciktiğim için düzenlememe vakit kalmadı hatalarım olduğuysa affola. Yorumlarınızı VoLTE'lerinizi esirgemeyin olur mu ?
İnstagram : kizil.guzellikhikayeler adresinden bana bulanabilirsiniz ❤️🙈Güven...beş harfli kelime nasıl oluyordu da yaşamak için hayatın elementlerinden biri haline geliyordu ? Peki ya genç kadın ? Ben kimseye güvenmem dememiş miydi kocasının irinli geçmişiyle yüzleşince? Üstelik bunu karşısındaki adama demişti...az önce oğlumun babası olur musun ? diye sorduğu adama. Aklı inkar etse de kalbi Hezan Özatlı'nın güven kokan kollarına çoktan kendini teslim etmişti. Baral biliyordu oğluna biri baba olacaksa bu saatten sonra o Hezan'dı. Adam için sıfatların bir önemi olmasa da kadın kendi yaşadığı çocukluk travmalarından sonra Deniz'e de aynılarını yaşatmak istemiyordu. İnsanların o ortama girdiğinde fısır fısır konuşmalarını acıyan gözlerle konuşmasını hatta ve hatta en ufak bir durumda en ufak bir olumsuzlukta onu uğursuzlukla suçlasınlar istemiyordu. Tıpkı bir zamanlar ona yapıldığı gibi... Birkaç dakika süren sessizlikten sonra kadın sabırsızca yalvardı adama.
"Lütfen Hezan..."
"Size bişey olmasına izin vermem Baral, ne sana ne de ona."
Adamın teminat niyetindeki sözlerini duymadı. Duymak istediği bu sözler değildi çünkü. Onun duymak istediği bir tek onaydı.
"Senden canıma bir teminat istemiyorum Hezan. Senden oğluma baba olmanı istiyorum ama görüyorum ki sorumluluktan kaçmayan sen küçücük bir çocuktan kaçıyorsun öyle olsun."
Pes edercesine bir soluk verdi cümlelerinden sonra. Adama kızmaya hakkı yoktu ki. Kardeşinin çocuğu dahi olsa kendine ait olmayan bir oğlan çocuğuna baba olmak istemeyebilirdi. Sakinlikle karşıladı Hezan'ın sessiz itirazını. Yanı başındaki adam ona bişeyler demek için ağzını açmıştı ki deminden beri ağlayan o değil gibi buruk bir gülümsemeyle bastırdı adamın ağzından çıkmayan sözlerini.
"Odaya dönelim mi Deniz yalnız? Uyanınca ağlamasın."
Dönelim mi diye sorsa da Hezan'a cevap hakkı bile tanımadan oturup kaldığı banktan hızla kalkmıştı. Omuzlarındaki huzur kokan ceketi çekip sahibine uzattı.
"Hadi."
Hezan onun yaşadığı duygu karmaşasına yetişemiyordu. Aniden yeşil gözlerin pınarları sele boğuluyor daha sonra yağmurdan sonra açan ebem kuşağı gibi yüzünde buruk bir gülümseme beliriyordu. Önden önden otele giden kadının arkasından ilerlerken Hezan ona sorulan sorunun cevabıyla boğuşuyordu içten içe. Neden ağzını açıp evet diyemediği bilmiyordu. Sanki Baral bilmiyor muydu ki onlar havaalanından ilk Mardin'e adım attıklarında Hezan o çocuğa sahip çıkacağına söz vermişti. Timur'un hayaletlerle dolu geçmişi olmasa da yapardı adam bunu. Belki tutup Baral'la evlenmezdi ama gene de onlara sahip çıkardı. Uzaktan izlerdi iyiler mi diye. Peki Hezan ağa bunu bile bile neden kadına cevap verememişti onu bilmiyordu. Aniden diline bir kilit mi inmişti ? Adam dalgınca otelin sensörlü kapılarından içeri girdiğinde dışarının buz kesen havasına inat yukarıya monte edilmiş klimalar suratına sıcak hava üflemişti. Bedeni sıcağa kavuşunca gevşemesi gerekirken adamın düşünceleri buna izin vermiyordu. Ayakkabılarının sert topukları mermer zemine tok bir ses yayılmasına sebeb olurken etrafına dalgınca baktı. Gözleri yıllar öncesine ait tanıdık bir yüzde takılı kalırken o tanıdık sima ona adeta koşarak gelmişti.
"Mardinli!"
Seymen kollarını açmış yıllar sonra arkadaşını görmenin sevinciyle ona sıkı sıkı sarılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uyanışı 🦋
RomanceDüğümlü bir ipi tutmak gibiydi hayatına sahip çıkmak. Sürekli elleri acıyordu...çabaladıkça tutunmaya çalıştıkça aynı yerde eli aynı düğüme takılıyordu kadının. Parmakları arasında canını yakan düğümü bıraktı kadın belki de böylesi daha kolaydı, oys...