Hayatta her şey olabilirdi değil mi ? Ağlamakta vardı gülmekte, mutlu olmakta vardı üzülmekte. Seven kalp bir kez daha sevebilirdi elbette. Gönül evine giren hainse bunda kalbin günahı neydi ki ? Unutmakta vardı yeniden sevmekte hayatta. Koynunda sabahı ettiği adamı seviyordu. Üstelik bu daha önce yaşadığı hiç bir hisse benzemiyordu. Yanında dururken bile acaba kaybeder miyim korkusu sarıyordu benliğini. O gülünce istemsizce onun da yüzü gülüyor benliği huzur buluyordu. Zihninde tazeliğini koruyan anları hatırlamaya çalışmadı bile. Hepsi mıh gibi çakılı kalmıştı zira benliğine. Hezan ağanın gerçekten karısı olmuştu. Kocası onun tenindeki kiri pası acıyı dudaklarıyla söküp almıştı işte. Dudaklarının arasından aşk sözcükleri firar ederken adamın tutkusuna eşlik etmişti kendi tutkusu. Severken sevişmek böyle olsa gerekti... Hezan'ın bacakları arasındaki bacaklarını çekip toparlanmaya çalıştı. Üstünde tatlı bir yorgunluk vardı. Adamın sakallı çenesini öptü art arda.
"Hezan."
Kocasından cevap alamazken şakaklarını saçlarının başladığı yeri okşadı parmak uçlarıyla.
"Hezan."
"Hııı." diye genizden gözlerini açmadan homurdanırcasına bir ses çıkardı adam.
"Hadi kalkmayacak mısın ?"
"I-ıh"
Baral onun haline kıkırdarken tekrar öptü çenesini.
"Konuşmayı mı unuttun bir gecede ?"
Kıpırdanıp kalkmaya çalışan kadını belinden ve omzundan kollarıyla sarıp çıktığı yere koynuna geri bastırdı.
"Rahat dur."
"Öğlen olacak nerdeyse konaktan merak etmişlerdir. Hadi kalk."
Kadının asıl endişesinin oğlu olduğunu biliyordu adam. Deniz'den uzak kalmamak için konağı ailesinin onu merak edeceğini gerekçe sunuyordu birde kendince uyanık karısı.
"Konaktakiler karımla olduğumu biliyor." Baral tekrar kıpırdandığında adam gözlerini aralamıştı.
"Bir rahat durmadın ha."
"Ya ama boğuyorsun."
"Hemen dırdıra başladın bakıyorum. Dün gece hiçte boğulmuyordun koynumdayken."
Baral kızaran yanaklarını adamın sinesine saklamak istercesine yüzünü göğsüne gömdü. Hezan onun yüzünü doya doya izlemek istese de üstüne gitmedi. Göğsüne yaslı başın üstündeki arsız bukleleri sevdi parmaklarıyla.
"Böyle al al beste beste kızarıyorsun ya, o yanaklarını ısırasım geliyor."
Baral onun beline kolunu sardı. Çıplak bedenleri birbirlerine sürterken kadında adamda iç çekmişlerdi.
"Bişey dicem bir bak yüzüme." dedi bu sefer adam. Baral'ın başını kaldırmasıyla Hezan ağanın dudakları kendi dudakları üzerine kapanmıştı. Adam aceleci ama tutku dolu bir öpücük çalmıştı ondan. Baral'ın ışık görmüş tavşan gibi bakan yüzüne daha fazla dayanmayıp bu sefer de burnun ucunu öptü.
"Şimdi günaydı işte."
"Hadi kalkalım." dedi tembelce çarşafı bedenine sararken Baral. Hezan onun çıplak bedeninin çarşafın arkasında olsa dahi görüyormuşcasına bakarken Baral adeta kaçarak banyoya koştu. Dün geceki kıyafetlerini yanına almadığı için kısaca yıkanıp üstüne banyodaki bornozu üstüne geçirdi. Odaya döndüğünde Hezan siyah boxerini üstüne geçirmiş elindeki telefonuyla ilgileniyordu. Baral onun sıkı kalçalarından gözlerini zorlukla ayırıp odanın her tarafına saçılmış kıyafetlerini topladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uyanışı 🦋
RomanceDüğümlü bir ipi tutmak gibiydi hayatına sahip çıkmak. Sürekli elleri acıyordu...çabaladıkça tutunmaya çalıştıkça aynı yerde eli aynı düğüme takılıyordu kadının. Parmakları arasında canını yakan düğümü bıraktı kadın belki de böylesi daha kolaydı, oys...