Selam cancağızlarım ❤️ ufak bir aradan sonra beraberiz, beklettiğim için özür dileyerek sizi bölümle başbaşa bırakıyorum😊 yorumlarda buluşalım ❤️
(Ayrıca yeni bölüme ya da neden geciktiğime dair güncel bilgiler ve hikayelerimize ait editleri görmek için sizi instagram ailemize davet ediyorum
@kizil.guzellikhikayeler)Paramparça... şu anki halini anlatacak tek kelime bu olmalıydı çünkü kadın paramparçaydı. Hayatında olanlara diyecek bişey bulamazken bir kukla gibi savruluyordu. Sevmediği bir adamın töre uğruna karısı olmuştu yetmemiş ailesinden kopmuştu. Ağabeyinin yıllar önce işlediği günahın bedeli ona bu kadar ağır ödetilmemeliydi. Ödetmemelilerdi, merhameti olan yapmamalıydı bunu fakat ne kocasında ne ailesinde merhamet namına zerre kalmamıştı. Canından can gittiği halde soğumayan bir kaynanası, suskunluğuyla onları cezalandıran bir kayınbabası vardı. Birde ne birbirlerine gelmeyi başarabildikleri ne de kopabildikleri kocası. Yanıbaşındaydı, onu annesinden koparmamış gibi sakin bir tavırla saatlerdir araba kullanıyordu. Zelal gitme vakti gelince yapamam dediğini yapmış annesinin huzur kokan sinesinden el mecbur ayrılmıştı. Bu hayatta asla unutmam dediği anlardan birini daha yaşamıştı bu sayede. Boynunu büküp annesine bakarken annesinin elini ağzına kapatıp hıçkırmaktan sarsılan omuzlarını asla unutmayacaktı. Birkaç saatliğine ona cenneti yaşatan adamın kocasının insafsızlığını da unutmayacaktı Zelal. Allah şahidi olsun unutmayacak unutturmayacaktı. Akıp giden yola ağlamaktan acıyan gözleriyle bakarken o gözler uykuya yenik düştü. Boynunu camdan tarafa çevirip ne kadar süreceğini bilmediği yolculuğun devamında sürekli uyumaktı niyeti. Gözlerini açtığında gelmiş olmalarını umut ediyordu. Oldu olası uzun yolculukları sevmezdi Zelal. O kendi rahat konforlu alanından çıkmaya pek hevesli değildi hiçbir zaman. Ne kadar uyudu bilinmez ama gözlerini omzuna dokunan kocasıyla açmak zorunda kalmıştı. Dalgınca etrafına baktığında bir dinlenme tesisisinin park alanında olduklarını gördü. İlerde şehirler arası bir otobüsten yolcular iniyor kimisi markete kimisi az ilerdeki tuvalete koşuşturuyordu adeta. Gözlerini kapatırken halen daha aydınlık olan gökyüzü şimdi gecenin karanlığına hapsolmuştu. Etrafı aydınlatan tek şey kocasının arabasının ve birkaç arabanın farı dışında dinlenme tesisinin ışıklarıydı. Az ilerilerindeki otobandan vızır vızır geçen arabaları sesini duyabiliyordu. Ne oldu dercesine adama bakarken Rafet az ilerdeki çorbacıyı işaret etti.
"Bişey yiyelim yolumuz daha uzun."
Zelal aç olsa da canı bişey yemek istemiyordu.
"Benim canım istemiyor. Sen git karnını doyur arabada beklerim seni."
Kocası sanki ona küfretmiş gibi bir tavır takınıp gözlerini bayarken,
"Hadi Zelal." dedi. Kabul edeceğini düşünmemişti ama gene de şansını denemişti. Rafet ağa onun isteklerine ne zaman önem vermişti ki şimdi versin. Havalar halen daha sıcaktı fakat gecenin ayazı boş alanda daha sert hissediliyordu. Sıcak arabadan inince yüzüne ve bedenine çarpan rüzgar yüzünden kollarını bedenine siper edercesine sardı. Kendinden bir adım önde ilerleyen adamı takip etti. İçeri geçtiklerinde Rafet ona oturması için masayı gösterirken sıcak yemeklerin olduğu kısma geçip iki kase çorba sipariş etti. Çorbaların ücretini ödeyip Zelal'in karşısında yerini aldığında karısının titreyen bedenine kaşlarını çatarak baktı.
"Üşüyor musun sen ?"
Zelal gözlerini daldığı boşluktan kaldırıp kocasına baktı.
"Biraz, arabadan inince sersemledim sanırım."
"Şimdi çorban gelsin içince ısınırsın. Olmazsa şal bişeyler isteriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uyanışı 🦋
RomanceDüğümlü bir ipi tutmak gibiydi hayatına sahip çıkmak. Sürekli elleri acıyordu...çabaladıkça tutunmaya çalıştıkça aynı yerde eli aynı düğüme takılıyordu kadının. Parmakları arasında canını yakan düğümü bıraktı kadın belki de böylesi daha kolaydı, oys...