53. BÖLÜM : Susuz Çiçek 🦋

2.1K 200 82
                                    



Kalp denen yumru yerleştirildiği kaburgaların arasında can çekişir gibi göğsünü döverken tedirgin adımları banyonun içinde dolanıyordu. Hayat hep sürprizlere gebeydi, bugünün yarına garantisi yokken içten içe umduğu ihtimalin gerçekliği onu ister istemez korkutuyordu. Gecikmişti hem de on gün... saat gibi işleyen periyodunun bu ay gecikmesini önce strese bağlamıştı. Kolay şeyler yaşamamışlardı. Ne o ne de ona kol kanat geren ailesi. Çocuk değildi artık o toy genç kız değildi. Birliktelikleri boyunca korunmadıklarının elbette farkındaydı fakat korunmakta istememişti. Sorumluluğunu alması gerekirdi belki kendi bedeninin ama almamıştı. Belki bile isteye belki düşünmeye zamanı kalmadığından. Baba olmak bir adama bu kadar yakışırken yeniden birinin çocuğuna hamile kalacaksa bu kocasından başkası değildi olamazdı. Her geciktiği gün belki öğlen olur belki akşam olur derken gün kendini yarına bırakmıştı ve Baral on gündür regl olmamıştı. Bu sabah kocasını ise uğurlarken aklında bir köşede bekleyen ihtimalin gerçekliğini öğrenmek için bulduğu ilk fırsatta eczaneye gitmişti. Burdaki herkes gibi eczacı kadında onu anında tanımıştı. Testi ona uzatırken gülümsemiş hayırlı olsun demişti. Hayırlı olur muydu sahi ? Ortalık kan yerine dönmüşken bir bebek haberi onları ne raddeye getirirdi ? Tedirgin gözleri mavi ve beyazın seviştiği fayanslardan kalkıp lavabonun önüne bıraktığı kite tırmandı. Çizgi halen daha tekti. Vaktin dolmadığını bildiği halde sabırsızca testi kontrol ediyordu. Kolundaki gümüş rengi saate baktı ve beş dakika diye sabırsızca söylendi. Beş dakika daha , ömründen sanki beş yıl beş asır gibi geçen beş dakika daha. Aklına Deniz'e hamile olduğunu öğrendiği gün gelirken kıyametinin o zaman başladığımdan bir haberdi. Timur'a koşarak sarılıp "ben hamileyim." dediğinde onun kolları arasında kasılan bedenini daha dün gibi hatırlıyordu. Arkasında bıraktığı yaralı kızdan bir haber onun günahından bir haber önce heyecan demişti heyacandan tepki veremedi, oysa gerçeğin acı tadını daha sonra hissetmişti. Lavabonun yanına oturup dizlerini kendine çekti ve başını elleri arasına aldı. Hepsi geçmişte kalmıştı. Dışardan bakıldığında başkalarının igrenç bulacağı kınayacağı bir konumdaydı. Eski kocasının kardeşiyle evliydi ve şu an onun çocuğuna hamile olup olmadığını öğrenmek için bekliyordu. Bir bir buçuk sene öncesinde ona dünyalar kadar uzak olan ihtimal şimdi gerçekleriydi. Çok acı çekmişti o da Hezan'da birbirlerinden kaçmışlardı. Hayaletlerinden geçmişin izlerinden uzunca bir süre kurtulamamışlardı. İlk zamanlar değil ona kendine bile hislerini yüksek sesle söyleyemeyen adam onun kocasıydı. Gözlerine bakan gözler artık çekinmiyor günah işlediğini düşünmeden bakabiliyordu. Kirden pastan ibaret bu dünyada kimseye ihanet etmemişti onlar sadece iki yaralı ruh olarak birbirlerine sığınmışlar birbirlerinin acılarından öpmüşlerdi, onlar başkalarının kınayacağı evreyi çoktan geçmişlerdi. Gözü tekrar saatine ilişirken elini uzatıp testi avucuna aldı. Gözleri o testin üzerinde yan yana duran iki çizgiyle buluşurken ağzından bir hıçkırık kaçtı. Mutlulukla yaşadığı hislerin yoğunluğuyla gözleri dolarken bakışlarını banyonun tavanına dikti. Elleri varlığını bildiği ufacık hücrenin üstünde kapanırken yaşlar boynuna doğru süzüldü.

"Teşekkür ederim..." neye kimeydi bu teşekkür düşünmedi. kaderini yazan kaleme mi ona Hezan'ı gönderen Allah'a mı ?

⚜️

Elleri bedenine sarılıydı. Bir sedirin üstünde günlerini geçiriyor adeta kuleye kapatılmış kürek mahkumları gibi idamını bekliyordu. Onun idamı zaten verilmemiş miydi ? Evleneceksin demişlerdi evlenmişti şimdi de boşanacaksın diyorlardı ve boşanacaktı. Sevinmesi gerekmez miydi ? Ona dünyada cehennemi tattıran insanlardan nefretin kinin üstlerinde elbise olduğu aileden kurtulacaktı işte. Hayalleri hep istediği yaşantı birkaç gün belki birkaç hafta uzağındaydı. Prangalarından kurtulacaktı işte. Kurtulacaktı da neden böylesine içi yanıyordu. Yaz gününde neden donuyordu her ezası. Sıtma tutmuş gibi niye titriyordu bedeni. Ona sana geri döneceğim döndüğümde birşey diyeceğim diyen adamın sesi kulaklarından neden bir an olsun uzaklaşmıyordu. Kızgındı Rafet'e hem de kimseye olmadığı kadar kızgın. Daha varlığından bir haber olduğu evladını kaybettiği o cehennem çukuruna kendi elleriyle getirmiş orada yalnızlığa bırakmıştı onu. Sonlarının böyle olacağını görememiş miydi ? Her haltı bilen o her ihtimali gören o ayrılacaklarını onları ayıracaklarını görememiş miydi ? Canı acıyordu hemde geçmemek üzere. Bir araftaydı yüzüne vuran cehennem ateşlerine inat ardına bir baharı bırakıp gene ateşin yakan hissine kavuşmak istiyordu. Rafet'i istiyor onunla konuşmak içindeki zehri ona akıtmak istiyordu. Öylesine kendi dünyasındaydı ki yanına oturan ablasına bakmadı bile. Gözü hep pencerede uzaklara bakıyordu beklediği varmış gibi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 11, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kelebeğin Uyanışı 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin