Teninde dolanan dudakları hissettiğinde gözlerini açmadan anın tadını çıkardı kafın. Alnında saçlarının başladığı noktada burnunun ucunda ve dudaklarında can bulan öpücüklerin keyfini dudağındaki silik gülümseme ile sürerken Hezan'ın arsız öpücükleri boynundan sinesine doğru süzülürken daha fazla sessiz kalamadı. Elleri adamın ensesindeki saçlarına giderken tutkuyla iç çekti. Hezan onun uyandığını anladığında başını kaldırıp suç üstü yakalanan çocuk gibi sırıttı.
"Günaydın kelebeğim."
Baral yüzündeki gülümsemeyi soldurmadan onun dudaklarına uzandı. Ufacık bir öpücük bahşedip.
"Günaydın." dedi. Hezan ona daha doymamış bir edayla tekrar dudaklarına kapacakken odanın kapısı güm diye açılıp fırtına misali odaya oğulları daldı.
"Babaaaaa! koş koş dışayıda büssüyü möö var."
Hazan onun dediğinden bişey anlamazken el mecbur bu sabah için yaptığı planları rafa kaldırdı. Örtüyü üstünden atıp ayağa kalktı. Oğlunun elinden tutup dışarı çıkarken yatakta halen daha uyku mahmuru duran kadına göz ucuyla baktı.
"Sende kalk artık kelebek yoksa yarım kalan işimi görmek için yanına dönmem en fazla yarım saatimi alır."
Baral onun baş izinin olduğu yastığı kaldırdığı gibi ardından fırlattı.
"Arsız !"
Hazan kıkırdayan oğluyla yastıktan kaçmayı başarırken yastık kapanan kapıya çarpmıştı. Tembel harekeletlerle yataktan kalkıp geceliğini düzeltti. Sabahlığını kenara koltuğun üzerine bırakırken az önce Hezan'a attığı yastığı alıp yatağı düzeltmeye koyuldu. Evde bu işlerle ilgilenen yardımcı bir kadın olsa da kendi işini kendi yapmaya alışık olan kadına yatağını başkasına toplatmak saçma geliyordu. Üstelik o yatağın her bir buruşukluğu en mahrem anlarının şahidiyken. İstemsizce genç bir kız gibi kızaran yanaklarını yelleyip işine devam etti. Çabucak ayılmak adına bir duş aldıktan sonra ortalıktan kaybolan kocası ve oğlunu bulmak adına gene çabucak üstünü giyindi. Odadan çıktığında evin sessizliğini garipsemişti. Oğlunun olduğu ortamda sessizlik pek mümkün degildi çünkü. Büyüdükçe ya huyları değişiyordu ya da karakteri oturuyordu. Haşerelikten uzak tatlı bir yaramazlığa ev sahibiydi Deniz Özatlı. Belkide annesi ve babası tarafından ne denli sevildiğini biliyordu. O yüzdendi bunca nazı.
"Hezan ! Deniz !"
Boş evin içinde onları ararken sesine yanıt dışardan gelmişti. Hezan ağa kahkahalarının arasında,
"Dışardayız." diye seslenmişti. Baral açık teras kapısından dışarı süzülürken kocasının neye kahkahalarla güldüğünü anladı. Oğlunun mö diye adlandırdığı keçi yavruları bahçenin dört bir yanında koşturuyor Deniz'de onların ardından koşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uyanışı 🦋
RomanceDüğümlü bir ipi tutmak gibiydi hayatına sahip çıkmak. Sürekli elleri acıyordu...çabaladıkça tutunmaya çalıştıkça aynı yerde eli aynı düğüme takılıyordu kadının. Parmakları arasında canını yakan düğümü bıraktı kadın belki de böylesi daha kolaydı, oys...