Adeta bir yün yumağıydı kadının duyguları. Ağrıyan başını unutmuş, yorgun akşamdan kalma bedeni aniden uyanmıştı. Karşısında görmeyi en son beklediği kişi Hezan Özatlı kanlı canlı duruyordu. Ne çok beklemişti oysa adamdan bir sitem bir geri dönüş fakat her yaptığına sessiz kalan adam şu an karşısında duruyordu. Onun yemek masasına yaslanmıştı ve gözlerinin ta içine bakıyordu. Neydi sahi o gözlerin ardına sakladığı düşünceler. Dile getirilmeyen hangi sözlere ev sahibiydi o gözler. Tükürüğü boğazında asılı kalırken önce yere düşüp patlayan bardağa bir de kalesiz karşısında duran adama baktı kocaman gözlerle. Hezan buradaydı ama neden buradaydı onu bilmiyordu işte. Gözleri masanın üstünden oğluna tırmanırken bir korku sardı yüreğini. Ya oğlunu ondan tamamen almak için geldiyse ? O zaman ne yapacaktı ? Sinir tüm bedenini sararken yere düşen bardağa hayretle bakan oğluna döndü.
"Deniz derhal odana."
Çocuk ne olduğunu anlamazken şaşkınlığı korkuya dönüşüyordu. Annesinin ona karşı daha önce kullanmadığı bir ses tonuydu bu ses tonu. Azarlarcasına sarf ettiği emir çocuğun donup kalmasına sebeb olmuştu.
"Deniz derhal odana dedim ! Şimdi hemen !"
Hezan daha fazla masaya yaslı duramamış olsa gerek bedenini yaslandığı yerden kaldırıp kadının karşısına dikti.
"Ses tonuna dikkat et. Korkutuyorsun çocuğu."
Aldığı uyarı kadını daha fazla germişti.
"Sanane ! O benim oğlum ! Deniz kime diyorum ? Kalk hadi odana !"
Sarf edilen bir cümle bir insanı ancak böylesine yaralayabilirdi. Baral'ın koruma iç güdüsüyle sarf ettiği kelimeler adamın can evine isabet ediyordu. Ufak çocuk annesinin katı tavrına karşı koyamazken sandalyesinden atlayıp onların tarafına dolandı. Hezan ve Baral aynı anda onu geriye iterken Hezan çocuğu kucağına aldı. Onun saçlarını severek uyardı.
"Yerde camlar var aslanım. Ayakların kesilir."
Deniz babasının boynuna kollarını doladı. Her an ağlayacak gibi duran masum gözlerle ona bakıyordu.
"Baba...ditme."
Baral'ın boğazına yumru gelip çakılırken ağlamamak için dudaklarını ısırdı. Hezan ufak çocuğa güven verircesine sırtını okşadı.
"Hiç bir yere gitmiyorum babam. Annenle biz konuşacağız sadece hadi sen odana çık."
Deniz sarıldığı boyundan ayrılıp babasının sakallı yanağına bir buse koydu.
"Tamam."
Baral ufacık oğlunun üzerinde Hezan'ın yarattığı etkiyi çok iyi biliyordu. İlk kelimesi dahi baba olan oğlu kocasına deli gibi düşkündü. Bunu ondan ayrı geçirdikleri günlerin sonunda gayet net anlamıştı. Anlamıştı anlamasına fakat gene de oğlunu koruma iç güdüsü yüzünden tutarsız davrandığını fark edebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uyanışı 🦋
RomanceDüğümlü bir ipi tutmak gibiydi hayatına sahip çıkmak. Sürekli elleri acıyordu...çabaladıkça tutunmaya çalıştıkça aynı yerde eli aynı düğüme takılıyordu kadının. Parmakları arasında canını yakan düğümü bıraktı kadın belki de böylesi daha kolaydı, oys...