Alıntı : Kelebeğin Uyanışı 48. Bölüm🦋
Öğlenin sıcağı çökmeden henüz üzerlerine kolundaki kadınla yan yana yürüyordu. Zelal'in aklında her ne varsa dalgın bakışları yerdeydi. Aniden durup karısının yüzünü büyük avucuyla kendine çevirdi adam.
"Neye daldın ? Ne düşünüyorsun?"
Tek kaşı sorusuyla aynı orantıda kalkmış bir gözünü kırpmıştı.
Zelal derin bir soluk alıp aklından geçenleri anlatmaya koyuldu."Sence nasıl bir hayatımız olurdu ? Yani bunlar yaşanmamış olsaydı, Gülcan yaşasaydı, ağabeyimin üzerinde onun vebali olmasa bizim yürüdüğümüz yol nasıl olurdu diye düşünüyordum."
"Bilmem hiç düşünmedim." dedi adam omuzlarını silkerek. "Keşke şeytan işi derdi dedem o hesap keşke diyerek geri gelmiyor hiç bişey."
"Düşünsene..." dedi inatla Zelal "...bunlar olmamış olsa belki şimdiye çoktan başkasıyla evlenmiştin hatta çocukların bile olurdu. Annen senin asla bu yaşa kadar bekar kalmana müsade etmezdi."
Rafet alıngan bir tavırla karısına baktı.
"Ne varmış benim yaşımda ?" derken alındığı sesinden belli oluyordu. Zelal kocasının bir tek bu sözüne takılmasına gülmeden edemedi.
"Bişey yok canım yaşında sadece düşündüğümü söylüyorum."
"Belki de evli olmazdım ya da düşündüğün gibi çocuklarım olmazdı. Belki de birini beklerdim onunla evleneceğim yaşa gelsin diye."
Bu sefer kaş çatma sırası Zelal'e geçmişti.
"Ben istediğin birisi olduğunu bilmiyordum." dedi. Az önceki o oyunbaz hali kaybolmuştu.
"Beni evlendirdin çoluğa çocuğa karıştırdın, peki sen ne yapıyorsun bu arada ?"
Hiç hevesi kalmasa da konuşmaya devam etti kadın. Kocası tarafından az önceki cümlesinin yok sayıldığının farkındalığında.
"Büyük ihtimalle sınavı kazanmış olurdum. Okulda olurdum, belki ufak bir öğrenci evi. Arkadaşlarım olurdu yeni yeni keşfettiğim bir sürü insan. Ben insanları gözlemlemeyi severim. Onları da gözlemlerdim, bakardım tanırdım. Derslerime girerdim."
Rafet karısının içinde ukte kalan okuma aşkının farkındaydı fakat durumları böyleyken bişey diyemiyor elinden hiç bişey gelmiyordu. Her şey o kadar ince bir çizginin üstüne kuruluydu ki yanlış tek hareketleri felaketleriyle sonuçlanabilirdi.
"Görüştüğün birisi olurdu belki."
Zelal omzunu silkti.
"Nereye gidersem gideyim ne okursam okuyayım gene de memleketlimle evlenirdim. Ben beni anlayan özümden birisini isterdim."
"İyi işte ben de seni beklerdim. Madem kötüyü değil iyiyi düşünüyoruz biz de o kurduğun hayallerde iyi olabiliriz. İstetirdim belki de seni."
Zelal anında kaybettiği oyunbaz tavrına büründü.
"Ağabeyim beni sana vermezdi bir kere."
Rafet karısını omzundan tutup kendine bastırdı.
"Kaçırırdım ben de o zaman seni."
Devam edecek....
İnstagram :kizil.guzellikhikayeler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uyanışı 🦋
RomanceDüğümlü bir ipi tutmak gibiydi hayatına sahip çıkmak. Sürekli elleri acıyordu...çabaladıkça tutunmaya çalıştıkça aynı yerde eli aynı düğüme takılıyordu kadının. Parmakları arasında canını yakan düğümü bıraktı kadın belki de böylesi daha kolaydı, oys...