21. BÖLÜM: Şem ile Pervane 🦋

1.2K 182 52
                                    


Uzun yıllar yıllar önce develer tellal pireler berber iken uzak diyarların birinde laf dağının ardında bir pervane varmış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Uzun yıllar yıllar önce develer tellal pireler berber iken uzak diyarların birinde laf dağının ardında bir pervane varmış. Pervane gününü dağın eteklerindeki renk renk  açan çiçeklerin arasında geçirirmiş. Günlerden gene birgün çayıra çıkıp kanatlarını çırparken vaktin nasıl geçtiğini anlamamış ve dağın eteklerine zifiri bir karanlık çökmüş. Pervane yolunu karanlıkta kaybetmekten korkarken ürkek gözleriyle etrafı izlemeye başlamış. Hikaye bu ya pervanenin küçücük gözleri gecenin zifiri karanlığında cılız bir ışığa çarpmış. Demiş ki kendine kurtuluş orda. Kalan son dermanıyla ışığa kanat açmış pervane. Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş vara vara tahta bir pencerenin ardında yanan şeme ulaşmış. Şem öyle heybetliymiş ki dik duruşu cılız ışığıyla karanlığı aydınlatışı pervaneyi adeta büyülemiş. Günler geçmiş haftalar geçmiş pervane yorgun kanatlarını çırpıp bir an olsun o tahta çerçeveli pencerenin önünden ayrılmamış. Haberciler göndermiş şeme demiş ki;

"Kurban olayım bir kez kaldırsın aradaki pencereyi göreyim onu. Hissedeyim..."

Şem bilmiş olacakları önceden  pervanenin kanatlarının ona değdiğinde kül olup yanacağını. Demişki ;

"Varın gidin deyin ona vazgeçsin bu sevdadan. Varsın gitsin yoluna."

Sevda bu o bitsin dedi diye biter mi ? Diyin hele gönle dilin gücü yeter mi ? Şemin acı sözleri pervaneye kar etmemiş. Bir an olsun ayrılmamış o pencerenin önünden. Zaman geçmiş günler geceye geceler güne gebe kalmış. Şemde tutulmuş pervanenin amansız aşkına. Ayın gecenin karanlığında bir lamba gibi parladığı gece de kaldırmış camı.

"Gel." demiş pervaneye. İçinde kalan son dermanla kanat açmış şeme pervane. Yaklaşmış yaklaştıkça bir sıcak basmış zavallıcığı. Ateşten önce incecik derisi pul olmuş dökülmüş. Günlerdir aşk uğruna çırpan kanatları tutuşmuş daha sonra. Ateşe koşarken yandığını kül olduğunu bilememiş pervane. Aşk uğruna aşk ile yakmış kanatlarını...günlerdir pencere önünde bekleyen pervanenin sevdası şemin kızıl ateşi arasında son bulmuş. Pervanenin toz bulutuna dönüp düşüşü şemi derinden yaralamış. Olacakları bilirken gel demiş çünkü pervaneye. İflah olmamış daha şem...sevdiğinin sonu olan ateşinde erimiş bitmiş. Adam şem olduğunu bilirken kadının ona pervane olmak istediğinden habersizdi. O dik duruşundan ödün vermemişti henüz. Pencereyi aralayıpta pervanenin ona gelmesine izin vermiyordu. O kendi ateşinde yanmaya razı olduğundan da bir haberdi. Zehir misali kelimeleri kadının en yaralı yerine kurşun olup saplanırken kadın yüzüne takmaktan bir an olsun geri kalmadığı maskesini takıp gülümsedi. Acılarına gülümsemek onun tabiatının bir parçası olmuştu artık.

"Ciddiye bile almadım Hezan. İzin verirsen içeri gidip işime devam edeceğim."

Yalan ! Kocaman bir yalan ciddiye almadım derken bile içini dağlayan bir yalandan başka bişey değildi sözleri. Hezan eli arasında duran kolu serbest bıraktığında kadın derin bir nefes alıp mutfaktan çıkmıştı. Kahve döktüğü çardağa girip diz çöktü ve halıyı silmeye başladı. Tüm gözlerin onun üzerinde olduğunu biliyordu fakat herşey normalmiş onların arasında geçen konuşmayı duymamış gibi devam etti işine.

Kelebeğin Uyanışı 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin