29. Bölüm

166 20 89
                                    

Kovdular beni... Hepsi. Kurtlar, vampirler, cadılar... HEPSİ!


"Sanki size kaldım! Ders çalışırım o zaman! Ben sizin gibi değilim! Beni de sınava hazırla diye yalvarmayın sonra! Off... Kilidi açsalar ya bari... İyi de Sunoo odaya kilitleyin dedi diye niye kitliyorlar beni? Ne oldu, ben konuşunca mı iyi anlaşmak aklınıza geldi? Sabaha kadar kurtadam-vampir kavgası vardı. Tabii, Cheonsa girsin araya, ara bulucu o çünkü. Herkes ciddi işlerle uğraşsın ama Cheo? Cheo'ya ilkokul çocuğunun yapabileceği görevleri versinler. Yujin'in görevleri bile daha iyi. Sıkıldım ama... Yapacak bir şey yok..." ~Cheonsa

"Söylenip durma be!" ~Nicholas

"ÇIKARIN BENİ İNSAFSIZLAR!!" ~Cheonsa

"Kes! Uyu hadi!" ~Mina

"Bari sen yapma!" ~Cheonsa

Cevap bile vermiyorlar! Ne kadar-! Ne kadar-!.. Off... Onlara hakaret bile edemem ki...

"Yanına gelmemi ister misin?" ~Heeseung

Şaka... Dinlensene sen. Aptal vampir.

"Sensin aptal. Her şeyi ötersen böyle olur." ~Heeseung

Ne yapsaydım? Sürekli yalan mı söyleyeyim?

Yatağımın üstüne oturdum ve dizlerimi kendime çektim. Çenemi dizlerime yasladım. Kendimi resmen küçücük bir topak haline getirdim.

Gelse fena olmazdı...

Tam karşıma ışınlanmıştı. Fena olmazdı dedim ama içeridekiler öğrenirse ultra fena olur...

"Gelmemeliydin. Eğer buraya gelirlerse-" diye söze başladım fısıldayarak ama sözümü kesti.

"Gelmezler. Zaten geldiklerini hissedersem giderim." ~Heeseung

"Yorgun değil misin?" ~Cheonsa

"Az sonra bayılacak gibiyim." ~Heeseung

"Neden geldin ki o zaman?" ~Cheonsa

"Bilmem. Canım öyle istedi." ~Heeseung

Küçücük bir topak haline gelmiş olan benim yanıma oturdu ve kafasını omzuma yasladı.

"Neden kaçmadın?" ~Heeseung

"Kaçmak istemedim..." ~Cheonsa

"Korkmadın mı?" ~Heeseung

"Korktum ama... Sana daha kötüsü olmasından korktum. Senden değil." ~Cheonsa

"Ya seni ısırsaydım?" ~Heeseung

"Bir şey olmazdı." ~Cheonsa

"Olurdu. Sana zarar vermiş olurdum. Canını yakmış olurdum." ~Heeseung

"Hani ailenden başka-" ~Cheonsa

"Neden ailem oldun? Ben de bunu merak ediyorum." ~Heeseung

Konuşamadım, hatta bir an nefes bile alamadım. Ne dedi o? Ne dedi, ne dedi? Sakin... Sakin ol Cheonsa... NIYE BU KADAR HEYECAN YAPIYORSUN APTAL KIZ?!!

"Bu senin bileceğin bir şey..." ~Cheonsa

"Bilmiyorum işte. Ama güzel hissettiriyor... Yanında olmak. Yine de korkutuyor. Sana bundan daha yakın olamam. Seninle randevuya çıkamam. Yemek yiyemem. Ya da... Seni seviyorum diyemem. Çünkü bu yalan olur. Seni henüz tanımıyorum. Her şeyinle seni sevmem mümkün değil." ~Heeseung

"Buna mecbur değilsin ki zaten... Beni her şeyimle sev isterim tabii ama... Sadece sev. Sadece beni sev... Senden gerçekten hoşlanıyorum ve bunun değişmeyeceği ortada." ~Cheonsa

"Utanınca kekeleyen birine göre gayet cesur ve güzel konuşuyorsun." ~Heeseung

Daha çok utandır, aferin sana. Aptal vampir...

"Sen... Beni böyle kabul edebilecek misin? Erkek arkadaşın her zaman kanını içmek isteyecek." ~Heeseung

"Olsun." ~Cheonsa

"Eminim ki en başından beri ideal tipin bir vampirdi(!)." Dedi dalga geçerek. Nasıl dalga geçebilir? Bunda dalga geçilecek ne var?

"Kanımı içsen bile sorun olmaz." ~Cheonsa

"Sen aptalsın Cheonsa. Aptal bir cadı. Bir çok şey olur. Bu beni bir canavar yapar. Sevdiğim kızın kanını içmek beni kesinlikle bir canavar yapar..." ~Heeseung

"Neden? Böyle bir kural mı var?" ~Cheonsa

"Hayır, yok. Bu benim düşüncem. Ve saygı duymalısın." ~Heeseung

"Tamam. Sen öyle diyorsan..." ~Cheonsa

"Yakında Mavi Ay var. O gün ne kurtlar, ne vampirler, ne de zombiler okula gelmeyecek. Ama gelen olursa diye bir çok insan da korkudan gelmeyecek. Çünkü gün boyu etkisini gösterecek. Güçlerini kontrol etmeyi bilmediğin için sende gitmemelisin. Hatta diğerleride. Bu güçlerinizi kullanmaya başladığınızdan beri ilk süper ay ise birbirinizden bile uzak durmalısınız. Güçleriniz çok yoğun olacak. Sakin kalman gerek o gün. Diğerleri daha iyi kendine hakim olabilir ama hepiniz sakin kalmalısınız. Eğer sakin olmazsanız güçleriniz size de zarar verebilir." ~Heeseung

"Yakında dediğin ne zaman?" ~Cheonsa

"İki hafta sonra. Ayın hareketlerine göre bunu anlayabilirsin." ~Heeseung

"Sen şimdi takım yıldızlarını ve yıldız okumayı da biliyorsundur." ~Cheonsa

"Biraz diyelim. Bak..." Perdeyi kaldırıp cama yanaştı ve benim de gelmemi bekledi. Bende cama yanaştım ve yıldızlara bakmaya başladım.

"Biraz da diyemeyiz. Herkesin bildiği iki takım yıldızını biliyorum işte. Ama en parlak yıldız da var. Görüyor musun, aya yakın. Sakın kutup yıldızı ile karıştırma. İnsanlar birbirlerine olan aşklarının o yıldızı parlattığına inanıyorlar." ~Heeseung

"O gerçekten bir yıldız mı? Yoksa gezegen mi?" ~Cheonsa

"Bilmem..." ~Heeseung

"Eğer yıldızsa, artık sevdiğim bir yıldız var. Ama gezegense Plüton'u geçemez." ~Cheonsa

"O artık gezegen bile değil. Bu seneler önce değişti." ~Heeseung

"Yani? Bir zamanlar biz nasıl insansak, o da gezegendi. Belki de tekrar gezegen olmak istiyordur..." ~Cheonsa

"Bizim tekrar insan olmak istediğimiz gibi..." ~Heeseung

"Aptal vampir bizim cadının yanında!" ~Mina

MOON ⚜ ENHYPEN × &TEAM ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin