"Eğer duygularıma göre hareket etmeseydim, senin İblis Lord'unun gelini olman gerekiyordu. Sana itaat ettikten sonra gelini olmayı kabul etseydin, ölmeyecektin. Ama... Zaten mühürlenmememiz gerekirken senin kararlarına karıştım ve orada onu yakmanı söyledim. Neden kimse arasında konuşmadı biliyor musun? Çünkü her şey mahvoldu. Her şeyi mahvettim. Sana olan aşkıma yenik düştüm. Onu öldürmek istiyorum... Ama bu beni, onunla aynı yapar, değil mi? Herkesin kafası karışık, kimse ne yapması gerektiğini bilmiyor. Bir de bizim halimize bak... Sence kraliçe sıradan biri ile evlenebilir mi? Ya da cadı olan kraliçe, sıradan bir vampirle?" ~Heeseung
"Kraliçe istediğini yapamaz mı? Kraliçe çok mu özel? Kraliçe bir beceriksiz. Senden başkası olmaz. Olamaz..." ~Cheonsa
"En başından beri sana yalan söylediğim için özür dilerim. Krallık görevi ile başladı her şey... Sunoo'yu tahta oturtmak için güçleri serbest bırakacaktık. Sonra sen çıktın karşımıza... Seni vampir kralına verirsek, krallığa girişimizin daha kolay olacağını düşündük. Sonra Sunoo ile senin kardeş olduğunu öğrendik. Her şey tepe taklak oldu. Ama bir şekilde, göreve devam etmeliydik. Sonra seninle mühürlü olduğumu fark ettim. Bu yüzden senden nefret ettim çünkü o günün sabahı bile çok güzeldi. Seninle iyi anlaşmak beni mutlu etmişti. Beni mutlu edip, karanlığın içine sürüklüyordun sanki... O yüzden senden nefret ettim. Sonra EJ ve K hyung ile konuştuk. Jungwon, ben, EJ ve K hyung... Bu göreve herkesi katmamayı, ihtiyacımız olduğu zaman gereken kişilerin öğrenmesi gerektiğine karar verdik. Ve bu geceye kadar geldi." ~Heeseung
"Bu gecenin iyi mi, kötü mü olduğunu bilmiyorum. Annemi gördüm... Sunoo ile ona sıkıca sarıldık. O bize söyledi. O an bazı şeylerin farkına vardık. Bazı anılarla karşılaştık..." ~Cheonsa
"Bu en iyi şey... Onu özlemiş olmalısın." ~Heeseung
"Hemde çok... Hatta şu an daha çok özlediğimi hissediyorum. Peki... Kehanet... Bana çok karışık geliyor. Küçükken gördüğüm kabus böyle değildi." ~Cheonsa
"Duygularımı yok saymam gerekiyordu ama ben en başından beri duygularımla hareket ediyordum ve farkında bile değildim. Kehanet bozuldu, Cheonsa... Bizim yasak aşkımız yüzünden. Annen ve baban bile ben ve abim direndiği için öldü. Deneklerin ailelerinin ölmediğini biliyor muydun? Biz çok direnmişiz ve ailemizi öldürmüşler. Yanlızca abimi unutamadım çünkü hep yan yanaydık. Bunları oradaki bir hyung söyledi... Bize orada en iyi davranan oydu. Kimse bizim gibi sorun çıkarmasın diye, sonraki deneklerin ailelerini öldürmeye başladılar. Şimdi anlıyor musun? Kehaneti her şeyiyle bozan benim. Annen ve babanın bu gece yanınızda olması gerekiyordu. Kehanet böyleydi... Biz... En başından beri bir hatayız. Bu hata çok hoşuma gidiyor ve doğru yola sapmak istemiyorum. Ama senin için iyi olan hangisi, bunu çözemiyorum..." ~Heeseung
"Sanırım... Hatalarımızla günahkar olarak kalmamız gerek. İkimiz içinde en iyisi bu." ~Cheonsa
"Kraliçem ne diyorsa, o doğrudur." ~Heeseung
"Aptal vampir." dedim ve, sırtımı yatağa değdirmeden, sırtımı ona döndüm.
"Sana daha önce de kraliçem olduğunu söylemiştim. Benim itaat yeminim, bağlılık yeminim çoktan edilmişti. Sence kehanet... Böyle olabilir mi? Kabusunda gördüğün şey, olmaması gereken bir şey olabilir mi? Sonuçta, kırmızı ipimiz lanetten dolayı koptu. Ya asıl lanet, gördüğün kabussa? Ya o zaman lanetlendiysek? Ben o zamanlara dair hiç bir şey hatırlamıyorum, hiç bir şey bilmiyorum... Ama bir ihtimal, her şey o zaman başlamış olabilir." ~Heeseung
"Ben... Bilmiyorum. Çok küçüktüm. Kabusumda ne gördüğümü bile tam hatırlayamıyorum." ~Cheonsa
"Sanırım, bu şekilde yaşamalıyız... Bir kaç gün sonra, yeni bir kraliçe olarak diğer krallıkları ziyaret etmelisin. Sunoo da gelecek hali ile. O zaman... İkinizinde sözünün geçeceği tek yer vampir krallığı olacak. Güçleri orada serbest bırakacağız ve o krallıkları, sadece sizin yönetmenizi sağlayacağız. Artık seni alıp, uzaklara gitme şansım yok. Ama en azından, uzaktan da olsa senin yanında olacağım." ~Heeseung
"Neden uzaktan?" diye sordum, hâlâ sırtım ona dönükken.
"Bu kraliçe ne kadar istesede, farklı türden ve farklı katmandan olan biri ile evlenemez." ~Heeseung
"Ben yöneteceksem, neden kuralları değiştiremiyorum?" ~Cheonsa
"Tanrı'nın kurallarını değiştiremezsin." ~Heeseung
"Tanrı herkesi eşit yarattı. Kurallar bu hali ile değişti zaten. Bende her şeyi Tanrı'nın yarattığına geri çevireceğim. Günahkarlık benim adıma, toplum içinse bu bir ahlak. Ve ben, ahlaksızlığı toplumda istemiyorum. Bunu değiştireceğim." ~Cheonsa
"Değiştirdiğinde, hatırlatta herkesin önünde sana evlenme teklifi edeyim. Nasıl bir yüzük istersin? Tacın kadar mı?" ~Heeseung
"Dalga geçme, aptal vampir." ~Cheonsa
"Değiştirmeni bende isterim. Yapabilirsen... Hadi, bu geceyi burada bitirelim. Çok yorulmuş olmalısın." diyerek, sırtıma kafasını yasladı ve kollarını bileme sardı.
Yavaş yavaş kapanan gözlerime engel olmadım ve bunun rahatlığıyla, hiç bir şey düşünmeden uykuya daldım.
⚜
"Kahvaltı dediğin böyle yapılır! Şunu ağzına sokmak bu kadar zor değil. Vampirler bile yiyor!" ~K
"Biliyor musun, bana itaat eden K daha iyiydi. Sen eskisi gibi olma." dedim ve sırıttım, zafer kazanmışçasına.
"Benden yana şansın yok, aç ağzını." dedi Sunoo ve ağzıma safrodan aldığı bir şeyi tıkadı.
BU SİNİR BOZUCU!!
"Kraliçem, isteğinizi geri çekmeyi düşünür müydünüz?" ~K
"O bir şakaydı ni-chan. Ciddiye mi aldın?" diye şaşkınca sordum. Lütfen o da bana şaka yapıyor olsun!
"Öyle miydi?" ~K
"Hepimizi karşısına alıp konuşması... Soya'mın büyüdüğünü görmek güzel." ~Byeol
"Yujin ve Soya hep bebek mi kalacaktı?" ~Jaehwa
"Soya senden büyük..." ~Mari
Soojin karşımızda otururken yan yana oturan Yujin ve bana bakmayı sürdürüyordu. Neden öyle bakıyor ki? Bu... Ürkünç.
"Bence kalacaklar." ~Soojin
Ellerimi masaya koyarak yavaşça kalktım ve bir el kafamı aşağı bastırmaya başladığında, aynı şekilde oturdum.
"Kraliçe falan sökmez bana, doğru düzgün yemeden kalkmak yok. Yoksa seni boğarım beceriksiz cadı, anladın mı beni?" ~Sunghoon
Seni yakacağım... En kısa zamanda.
"O gözleri hiç sevmedim. Aklından ne geçiyor?" ~Nicholas
"Sunghoon'u ne kadar çok sevdiğimi geçiriyordum aklımdan." dedim ve gülümsedim.
"Bende öyle. Yoksa döve döve sevmezdim, öyle değil mi?" ~Sunghoon
"Ya, tabii. Senden güzel bir yarasa kızartması yapıp, sana olan sevgimi göstereceğim." ~Cheonsa
"Kafan sağlam mı?" diye sordu Sunghoon, büyük ihtimalle kafama vuracak.
Kafama vurma, çok acıtıyor! Sen vampirsin, çok güçlüsün!
"Elini hemen çekmezsen, koparacağım." ~Heeseung
Sunghoon yerine geri ışınlanınca, herkes gülmeye başlamıştı.
İşte bu ortam, en güzeli. Kahvaltıdan sonra yaşanacaklara kıyasla, mükemmel bile denebilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOON ⚜ ENHYPEN × &TEAM ✔
Fanfiction𝐾𝑒𝑛𝑑𝑖𝑛𝑖 𝑏𝑒𝑙𝑙𝑖 𝑒𝑑𝑒𝑛 𝑘𝑎𝑟𝑎𝑛𝑙ı𝑘... 𝐻𝑎𝑟𝑒𝑘𝑒𝑡 𝑒𝑡𝑚𝑒𝑚𝑖 𝑒𝑛𝑔𝑒𝑙𝑙𝑒𝑦𝑒𝑛 𝑒𝑙𝑙𝑒𝑟 𝑏𝑒𝑛𝑖 𝑠ı𝑘ı𝑐𝑎 𝑡𝑢𝑡𝑢𝑦𝑜𝑟. 𝐴𝑔̆ı𝑟 𝑏𝑖𝑟 𝑘𝑜𝑘𝑢 ℎ𝑒𝑟 𝑦𝑒𝑟𝑖 𝑠𝑎𝑟𝑚ı𝑠̧, 𝑘𝑎𝑟𝑎𝑛𝑙ı𝑘𝑙𝑎 𝑢𝑦𝑢𝑚 𝑖𝑐̧𝑖𝑛𝑑𝑒...