"Senin sayende yakalandık." ~Cheonsa
"Ben miydim “gelse fena olmaz” diyen?" ~Heeseung
"Ben miydim ışınlanan?" ~Cheonsa
"Tamam, seninle tartışacak halim yok. Şu pisliği bulmadan bugün eve gidemeyiz." ~Heeseung
"Umarım bu sefer hazırlıklısındır." ~Cheonsa
"Öyleyim de, sen nasıl Niki'nin dolabını açtın? Onu almayı nasıl akıl ettin o korkuda?" ~Heeseung
"Sunghoon'un dolabında yoktu. Sunoo'nun dolabında da yoktu. Bende son çare Niki'ninkine baktım. Nereden bileyim ben orada her gün Niki'nin kanı değiştirip koyduğunu." ~Cheonsa
"Sen en alt kata bak." Diyerek hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı.
Lütfen karşıma Sunoo çıkmasın. Ondan yiyeceğim azarı K oppadan yemek bile daha iyi.
"Nereye böyle hızlı hızlı?" Diyerek elini omzuma koydu. Tam bir şom ağızlıyım!
"Aşağı kata işte. Yoksa merdivenleri niye ineyim, değil mi abicim?" ~Cheonsa
"Konumuzun ne olduğunu biliyor musun?" ~Sunoo
"Imm... Hayır?" ~Cheonsa
"Yalan söyleme. Ben sana ceza vermelerini söyledim ve sen cezayı iki katına çıkardın. Haftasonu evdesin. Tek başına. Herkes dışarıdayken." ~Sunoo
"Abi iki gün ne yapa-" ~Cheonsa
"Ders çalışırsın. Sınavlar yaklaştı." ~Sunoo
Saçımı karıştırıp gülümsedi ve beni öylece bırakıp gitti. Hâlâ aynı Sunoo...
Herkesin fotokopi odasına gittiğini fark ettiğimde içimi bir korku kapladı. Kameraların bu okulda olmaması garip bir durumken, ihtiyacımızın olması daha da garip.
Bir el ağzımı kapatıp beni çekiştirmeye başlayınca, elimi o elin üstüne koydum ve yaktığımdan emin olduktan sonra ondan kurtulmayı başardım ve çığlık attım. Herkes bu tarafa dönmüştü.
"O... O bir cadı! Ateş gücü var! Elimi yaktı!" Bu dünki, aradığımız pislik!
"Cadı mı?"
"Cadı mıymış?"
"O bir canavar..."
"Yaptığına bak, bize yapmayacağını nereden biliyoruz?"
"O burada olmamalı. İnsanlara zarar vermek yasak."
Ben... Ama...
"Cadı olması bir şeyi değiştirmiyor. İçerideki kurbanların tek suçlusu bu vampir." Diyerek karşımdaki pisliği işaret etti ve elimi sıkıca tutup devam etti; "Cadı olsa bile o pislik az önce ona saldırdı. Üstelik gerçek bir cadı olduğunu nereden biliyorsunuz? Asıl canavar sizsiniz. Önyargılı canavarlar." Tuttuğu elim sayesinde beni en alt kata kadar sürükledi.
"Sen ne halt ediyorsun?! Bir şeyler söylesene! Öylece durup sana hakaret etmelerini mi dinleyecektin?!" ~Heeseung
Bir şey demeden kafamı aşağı eğdim. Ne yapabilirdim ki? Yalan mı? Cadıyım. Onların gözünde bir canavarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOON ⚜ ENHYPEN × &TEAM ✔
Fanfiction𝐾𝑒𝑛𝑑𝑖𝑛𝑖 𝑏𝑒𝑙𝑙𝑖 𝑒𝑑𝑒𝑛 𝑘𝑎𝑟𝑎𝑛𝑙ı𝑘... 𝐻𝑎𝑟𝑒𝑘𝑒𝑡 𝑒𝑡𝑚𝑒𝑚𝑖 𝑒𝑛𝑔𝑒𝑙𝑙𝑒𝑦𝑒𝑛 𝑒𝑙𝑙𝑒𝑟 𝑏𝑒𝑛𝑖 𝑠ı𝑘ı𝑐𝑎 𝑡𝑢𝑡𝑢𝑦𝑜𝑟. 𝐴𝑔̆ı𝑟 𝑏𝑖𝑟 𝑘𝑜𝑘𝑢 ℎ𝑒𝑟 𝑦𝑒𝑟𝑖 𝑠𝑎𝑟𝑚ı𝑠̧, 𝑘𝑎𝑟𝑎𝑛𝑙ı𝑘𝑙𝑎 𝑢𝑦𝑢𝑚 𝑖𝑐̧𝑖𝑛𝑑𝑒...