18. Bölüm

206 22 290
                                    

"Rahat durun be! Yeter artık! Sizin peşinizden mi koşacağım ben?! Biri sevgili yapar, biri popüler olur, biri kavga eder, biri kavga çıkarıp ortadan kaybolur, birini zorla derse sokarlar, birini müzik odasından alamazlar, biri okuldan kaçar! Ne bu böyle?!" ~Byeol

(Sırasıyla: Soya, Lixie, Mina, Jae, Soojin, Yujin ve Mari)

"Ne bağırdın noona... Bizde ki de kulak yani... İyi duyuyoruz dedik ama sen körelttin şu an." ~Taki

"Sus Taki! Sinirimi senden çıkarmayayım! Hepsinin öğretmeni ile ben görüştüm! Neyse ki Soya ve Lixie'nin öğretmeni çağırmadı! Sizin derdiniz ne can kardeşlerim?! Beni çıldırtmak mı istiyorsunuz?! Teker teker hepinizden şikayet aldım! Taki ve EJ'yu bile bana şikayet ettiler!! Asıl onlara kızgınım!" ~Byeol

"Ben ne yaptım ya?!" ~EJ

"Öğretmenin senin kurtadam olduğunu biliyor, daha ne olsun?!!" ~K

K oppa gelince Byeol unnie büyük bir pişmanlık ile EJ'e bakmıştı.

"Taki, peki ya sen?! Mina ile bir olup niye insanlarla kavga ediyorusunuz?! Kızım sen deli misin?! Çocuğu niye dövdün?! Kaşı patlamış! Ailesi senden şikayetçi!" ~K

"Sapık gibi bana da dahil her kıza yanaşırsa tabii döverim onichan!" ~Mina

"Sus!" ~K

Mina'yı ilk kez bu kadar korkmuş bir halde görüyordum tanıştığımızdan beri.

"Bir daha yapmazlar. Öğretmene de yemin ettiririz." ~Cheonsa

"Hele sen hiç konuşma!! EJ ve sen en iyisi bugün yaptıklarınızı dışarıda düşünün! Hepimizi tehlikeye atıyorsunuz! Sizin yüzünüzden birine zarar gelirse kendinizi nasıl affedeceksiniz?! Soya sen daha güçlerini bile kullanamıyorsun!" ~K

Yüzüne çıkardım yerde olan bakışlarımı ve susmasını diledim. Bizi artık göndermesini. Bu kadar bağırmak zorunda değil. Anladık hatamızın ne olduğunu...

"Gidin şimdi." ~K

Evrene mesaj mı yolladım, ne oldu az önce? Dileğim kabul oldu!

EJ ile ayakkabılarımızı giyindik ve yüzümüzden düşen bin parça ile sallana sallana yürümeye başladık. Merdivenlerden indiğimizde karşılaştığımız manzara ile çığlık attım korkudan.

Bir kaç saniye sonra arkamda duyduğum seste şaşırmışa benziyordu.

"Cheonsa, ne olu-..." ~Heeseung

"Zombiler... Bu zombilerin işi. Kızın kafatası... Yani..." ~EJ

Arkamda ki Heeseung'a baktım, gözleri kırmızı ama dehşet içindeydi.

"Ben... Gitmek istiyorum." ~Cheonsa

"Hyung-nim, onu buradan götür. Ben diğerlerine haber vereceğim." ~EJ

"Tamam." ~Heeseung

Bana okula gideceğimizi söylemişti. Zaten gidecektik ama yediğim azar yüzünden tamamen aklımdan çıkmıştı.

"Bu bir vampirin işi..." ~Heeseung

"Ne? Bir vampir kanını içerdi. Kafasını parçalayıp beynini yemezdi." ~Cheonsa

"Birileri zombilere tuzak kuruyor." ~Heeseung

"Bana da anlatır mısın? Aydınlanmışsın ama bende bundan faydalansam fena olmaz gibi." ~Cheonsa

"Boynunda diş izleri vardı. Sence bir zombi vampir gibi ısırabilir mi? Yada neden beyninin yarısını bıraksın? Ve sessizce bu işi nasıl halletti? Vampirlerin işi. Bir grup. En az üç kişiler. Farklı kokular vardı ama kanının kokusu ile karışmıştı." ~Heeseung

"Yani... Apartmanda başka vampirler de mi var? Hayır, soru bu değil. Saldırgan vampirler?" ~Cheonsa

"Hayır. Canavarlar. Onlar birer canavar. Hem başkalarına suç atmaya çalışıyorlar, hem de bunun için bir insanı öldürüyorlar." ~Heeseung

"O kızın... Tamamen insan olduğuna emin miyiz?" ~Cheonsa

"Evet. Ölülerin kokusu yayılır. Kandan pek bir koku alamıyordum dediğim gibi ama insan olduğunu anlayabilecek kadar alabiliyordum." ~Heeseung

"Kim olabilir ki? Yani, kimler? Ve neden? Neden zombiler? Kimseye bir zararları olmadı." ~Cheonsa

"Seni yemeye çalıştılar! Bana o pis zombileri savunma!" ~Heeseung

Bağırması ile bende, sokaktaki kedide korkmuş, ikimizde korkudan sıçramıştık.

"Afedersin..." ~Heeseung

"Sorun değil..." ~Cheonsa

Sinirlendiği için gözlerinin kırmızısı tekrar belirginleşmişti. Korkunç...

"Kolyen... Neden garip bir renkte?" ~Heeseung

"Bilmiyorum. Bir kaç dakikadır böyle." ~Cheonsa

"Kolyeni sakla. Herkes görmemeli. Renk değiştiren saçlara inanırlar ama renk değiştiren kolyeye inanacaklarını sanmıyorum." ~Heeseung

"Bu kolyeyi... Kimlerden alabilirsin?" ~Cheonsa

"Genelde koruyucu bir büyüsü olur ve büyükler küçüklere aktarırmış. Tabii deneklere de o başımızdaki beyaz adamlar verdi. Gerçekten güçlü olanlara verildiğini duydum. Ama sonra herkes işe yaramaz bir kolye olduğunu söyleyip bir yerlere attı. Benim abime de vermişlerdi. Ve o da attı... Oradan biliyorum." ~Heeseung

"Abin mi? Abin mi var? Şimdi-" ~Cheonsa

"Seni ilgilendirmez. Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." ~Heeseung

"Özür dilerim. Sadece, bahsedince meraklandım ve -" ~Cheonsa

"Tamam. Kes artık." ~Heeseung

Neden bu kadar kaba davranıyor ki? Bahsetmeseydin o zaman. Aptal vampir...

MOON ⚜ ENHYPEN × &TEAM ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin