BURASI ÇOK KORKUTUCU!!
"Ziyafet için ayrı teşekkür ederiz. Herkesin damak zevkine göre davranmanız çok büyük bir incelik." ~Sunoo
Abi, adamı yerle bir edip krallığını sen yöneteceksin. Fazla kibarsın buna karşılık.
"Umarım hepinizin keyfi yerindedir." dedi, yüzündeki hiç hoş olmayan sırıtışla.
Her yerden kan kokusu alıyorum. Midemi bulandırıyor... Önümde yemek olsa ne, midemin bulantısından yiyemiyorum ki.
"Kraliçenin, bana kanını verecek olması benim için büyük bir onur. Bana, kanı güzel olan birini bulduklarının haberi geldiğinde pek umutlu değildim. Oysaki, gerçekten de büyük krallıktaki, kanı en güzel olan kişiyi bulmuşlar." bunu bende biliyorum, sivrisinekler sürekli beni ısırıyor. Keşke seni de sivrisinek gibi üzerine ilaç sıkarak öldürebilseydik.
"Bize güvenebileceğinizi zaten biliyordunuz, kralım." ~Jungwon
"Evet, evet..." diyerek, Jungwon'u geçiştirdi. Amacı neydi? Bu fazla sinir bozucu. "Kurtlarla vampirlerin ve üstüne üstlük cadıların, hep birlikte iyi anlaşmaları beklenilmeyen bir durum. Bunun için, sizi tebrik etmeme izin verin. Yalnızca bu ziyafetle kalmak istemem, size bir gösteri de sunmak isterim." diye, devam etti.
Gösteri mi? Ne gösterisi?
Adam geldiğimizden beri bana bakarak konuşuyor ama ben tek kelime bile etmedim. Bu... Gösteride beni yiyip bitireceği anlamına gelmiyor, değil mi?
Bu ilk ve son krallık ziyareti... Daha sonra, kurtların ve cadıların krallıkları onlarla savaşa girmememiz için anlaşma teklif edecekler. Onları bir şekilde ikna edip, bize bağlayacağız. Daha sonra, diğer küçük krallıklar istese de, istemese de bize zorla bağlanacaklar. Ve en sonunda, büyük krallık daha huzurlu bir yere dönecek.
Başım dönüyor, aynı zamanda ağrıyor. Midem bulanıyor, kan kokusu hâlâ burnuma doluyor. Terliyorum, halsizim... Zehirlendim.
Hızla ayağa kalktım ve benimle beraber, Vampirlerin Kralı hariç diğer herkes ayağa kalktı.
"O şey... Su değildi. N-ne vardı içinde?" ~Cheonsa
"Sakin olun, kraliçem. Oturun yerinize. Bir şey yoktu." dedi, yalandan endişeli yüzünü takınarak.
"Vardı. Eminim. Tadını bile etkilemişti... Ne kadar varsa içinde!" ~Cheonsa
"Kan kokusundan rahatsız olmuş olmayasın?" diye sordu EJ, endişeli ve korku dolu gözlerini büyütüp bana bakarak.
"Hayır. Zehirliydi." ~Heeseung
"Öyle bir şey yok. Muhtemelen fazla kan kokusundan. Yorgun musunuz? Yorgunsanız bu da etkilemiş olabilir." iğrenç... Bu adam kaç yüz ya da kaç bin yaşında olursa olsun, beni tiksindiriyor. Hiç bir saygı hissetmiyorum.
"Biraz dinlenirse iyi olur, umarım. Ben ona eşlik edeyim. Bana bir oda gösterebilir misiniz?" ~Heeseung
Heeseung, büyük krallıktan bizimle birlikte gelen bir kaç asker ve yüzü gözükmeyip, bize yol gösteren bir kaç vampir ile birlikte yavaşça yürüyerek bir odanın önünde durduk.
Heeseung ile birlikte odaya girdiğimizde, kendimi yatağa zor attım. Oradan oraya savruluyor gibiyim. Başım o kadar dönüyor ki, midem gittikçe bulanıyor. Kusacak gibiyim.
"Artık bizi duyamaz ya da hissedemez. Vücudunda zehir olduğunu biliyorum. Ama abartılacak bir şey değil, yoksa şimdiye bayılmış olurdun. Merak etme, birazdan geçecek." ~Heeseung
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOON ⚜ ENHYPEN × &TEAM ✔
Fanfiction𝐾𝑒𝑛𝑑𝑖𝑛𝑖 𝑏𝑒𝑙𝑙𝑖 𝑒𝑑𝑒𝑛 𝑘𝑎𝑟𝑎𝑛𝑙ı𝑘... 𝐻𝑎𝑟𝑒𝑘𝑒𝑡 𝑒𝑡𝑚𝑒𝑚𝑖 𝑒𝑛𝑔𝑒𝑙𝑙𝑒𝑦𝑒𝑛 𝑒𝑙𝑙𝑒𝑟 𝑏𝑒𝑛𝑖 𝑠ı𝑘ı𝑐𝑎 𝑡𝑢𝑡𝑢𝑦𝑜𝑟. 𝐴𝑔̆ı𝑟 𝑏𝑖𝑟 𝑘𝑜𝑘𝑢 ℎ𝑒𝑟 𝑦𝑒𝑟𝑖 𝑠𝑎𝑟𝑚ı𝑠̧, 𝑘𝑎𝑟𝑎𝑛𝑙ı𝑘𝑙𝑎 𝑢𝑦𝑢𝑚 𝑖𝑐̧𝑖𝑛𝑑𝑒...