38. Bölüm

123 18 154
                                    

"Cheonsa!!"

Kimse bana bu kadar sıkı sarılmamıştı daha önce...

Çok hızlı geldi, kendini belli etti. Yanımdakilerin avcı olduğunu bildiği halde...

"Öhöm..." ~Seungkwan

"Şşt! Rahat bırak. Korkmuş olmalı." ~Jeonghan

Bir süre böyle kaldık. Hepsi sessizdi. Gerçekten bir şey dememişlerdi.

Bana sıkıca sarılan bedene bende sarılıyordum aynı şekilde. Bir özür borçluydum. Ama bu benim için özür değildi. Ben... Sadece bu çok hoşuma gidiyor.

"Sözünü tutmadın. Başına bir şey gelebilirdi." ~Heeseung

"Özür dilerim... Ama... Bir anda... Ben... Korkmuştum." ~Cheonsa

Kollarını benden ayırıp, yanımızdaki avcı olduğunu bildiği kişilere baktı. Gözlerinde sinir ve korku aynı anda vardı.

Endişeli olduğum için çekinerek elini tuttum. Soğuktu... Kesinlikle buz gibiydi, buna sadece soğuk demek az kalırdı.

Bu durumdan kurtulmak istiyorum. Heeseung'ın vampir olduğunu anladılar, değil mi? Benim yüzümden...

"Ona iyi baktığınız için teşekkür ederim." ~Heeseung

"Akrabalık çıktı da, o yüzden baktık." ~DK

"Cheonsa, onu cidden yakabilirsin." ~Jeonghan

Heeseung'ın bana attığı garip bakışlarla karşılaştığımda açıklamaya başladım vakit kaybetmeden.

Kesinlikle sadece Heeseung duymuştu. O kadar sessiz konuşmuştum.

"Geyik mıknatısı mısın sen?" ~Heeseung

"Bu vampiri sevdim!" ~DK

"Bunun kanını içebilirsin! Kurban ediyoruz!" dedi Vernon ve DK'i öne doğru iteledi.

"O insan kanı içmiyor. Bu bir şaka olsada..." ~Cheonsa

"Ne, nasıl yani, nasıl olabilir, ha..." bunlar onların verdiği bir kaç cevaptan biriydi.

Heeseung'a büyük bir merakla bakıyorlardı. Ama yüzlerindeki kuşku ve her an üstüne atlayıp saldıracak gibi olan bakışları, meraklı bakışlarını bastırıyordu.

"Evet... Ben... İçmiyorum." ~Heeseung

"Hiç içmedin mi?" ~Dino

"Ben... Hiç içmedim. Hayvan kanı içiyorum." ~Heeseung

Doğru, ben cadıyım. Bu yüzden hiç insan kanı içmedi.

"Cheonsa'nın kanını içmek ister miydin?" ~Joshua

Bu soru hiç iyi değildi. Ne altında yatan niyet, ne de gelecek olan cevabın altındaki hisler.

"Hayır." ~Heeseung

"Kaçamak cevap veriyorsun." ~Joshua

"Nedeninin sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum. O yüzden kısa bir cevap verdim." ~Heeseung

"Neden ilgilendirmesin? Sana her şeyi anlattı. Benim kim olduğumu..." ~Joshua

"Evet. Anlattı. Ama bizim aramızdaki ile sizin bir alakanız yok." ~Heeseung

Fazla ileri gidiyorsun. Tehlikeli.

"Değil. Amacı seni korumak. Bende amacımı belli etmeliyim." ~Heeseung

Amacın ne?

"Senin benim olduğunu kanıtlamak. Herkese." ~Heeseung

Sadece yutkundum ve göğüs kafesimin içinde çırpınan kalbimin sesini kulaklarımda dinledim.

"Buna sen mi karar veriyorsun? Yerini bil." ~Wonwoo

"Çok iyi dediniz hyung-nim. Herkes yerini bilmeli. Herkesin bir sınır çizgisi var. Ve Cheonsa ile benim aramdaki sınır çizgisini geçmeye çalışıyorsunuz. Onun her şeyden haberi var. Benim ne düşünüp ne düşünmediğimden, ne isteyip ne istemediğimden, ne yapıp ne yapmadığımdan... Bence aramıza girmeseniz daha iyi olur. Bunu isterse, Cheonsa size söyleyebilir. Onun rahatsız olacağını bile bile size bir şey söyleyemem." ~Heeseung

"Bu vampir, tanıdıklarımın en iyisi. Gözüme girdi." ~Joshua

"Ben en başında sevdim." ~DK

"Onu boğacağım... Nicholas ve Sunghoon ile beraber." ~Cheonsa

"Bir şey lazım olursa bana söyle Cheonsa'cım. Seve seve onun derisini yüzerim." ~Woozi

"Tabii. Teşekkür ederim Woozi oppa-nim." ~Cheonsa

"Burası iyi." dedi, kaldığımız yurt binasının en son katındayken.

Buradaki daireler boştu. Bu nedenle kapıları açıktı. Işıkta yoktu.

Okuldan zar zor kaçabilmemiz yetmezmiş gibi avcılar, vampirler, cadılar ve kurtları bir arada bırakıp birlikte buraya kaçmıştık.

Çünkü bir şey Heeseung'ın vücudunda yaralar açıyordu. Yakıyordu, kimi yaralar morluklardan oluşuyordu, kimi ise sadece sızı veriyor, görünmüyordu.

"Sözünü bozduğun için oldu. Ben senin mühürlünüm, bana karşı yaptığın her şeyin bir karşılığı var: Bana dokunursan yaralarım daha hızlı iyileşir, sözünü tutmazsan senin güçlerinle zehirlenirim, kanını içersem güçlenirim, seni üzersem kan midemi bulandırır... Bir sürü şey var, iyisi ile, kötüsü ile. Sana bunları öğreteceğim ama şimdi... Cezanın kurbanı olmak zorundasın. Bu cezayı seçtim çünkü korktuğunu biliyordum. Korkarsan oradan çıkmazsın sandım. Ve şimdi... Yaralar ne kadar büyürse senin de canın yanar. Ceza bitmeden yaralar iyileşmeye başlamayacak." ~Heeseung

"Özür dilerim... Çok özür dilerim..." ağlamaya başladığımda elini kafamın üstüne koydu.

"Ağlama. Bunda ağlayacak bir şey yok. Ben senin için endişeleniyorum." ~Heeseung

"Benim yüzümden senin canın yanıyor." ~Cheonsa

"Neden umursuyorsun ki? Çok fazla hissetmiyor-" ~Heeseung

Gözlerimden yaşlar akarken kafamı kaldırıp oka baktım; "Yap hadi."

"Hm?" şaşkın gözleri ile bana baktı. Ne bekliyordu ki? Ona yapmaması için yalvarmamı mı?

"Isır beni." dedim karanlıkta, bunun isteği ile kırmızıya dönen ve parlayan gözlerine bakarak.

MOON ⚜ ENHYPEN × &TEAM ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin