S2 FİNAL [bölüm 30]: "Ne Yaptıysak Şimdi Hepsi Geçti"

95 11 0
                                    

S2 FİNAL [bölüm 30]:
"Ne Yaptıysak Şimdi Hepsi Geçti"





Partinin geri kalan kısmında kaçıp gitmiştim. Ondan uzak duracağımı söyleyince hiçbir şey dememişti. Bu da kararımda haklı olduğumu gösteriyordu. Alfa güçlerinden beni kurtarmak için vazgeçmesi umurumda değildi. Benim yüzümden bir şeyler kaybetmesi canımı yakıyordu. Sonraki günlerde de ondan kaçtım. Hatta bu işi o kadar ciddiye aldım ki dönem sonu balosu gelene kadar Jungkook'u ne gördüm ne de duydum. Her şeyin iyi gittiğini düşünüyordum ama nereye baksam mavi gözlerini görüyor gibiydim.

Ve ondan uzak durma planım, dönem sonu balosunun olduğu gece Lisa Manoban tarafından baltalandı.

Aynada kendime bakarken başımı iki yana salladım. "Tanrı aşkına! Lisa, ben gelmiyorum! Baloyu senin organize etmiş olman umurumda bile değil. Oraya gitmeyeceğim. Hayır-Sakın bana öyle bakma! Korkutucu oluyorsun." Üzerimdeki siyah takımın ceketini kollarımdan sıyırdım ama çıkaramadan Lisa tarafından geri giydirildim. "Kapa çeneni Taehyung. Oraya geleceksin, al su maskeyi tak, hadi gidelim. Geç kalıyoruz." Beni sürüklemesine engel olmaya çalışırken kafamı kapıya çarptım. "Ah siktir! Lisa!" Öfkeli sesimi duymazlıktan geldi ve kapının önünde bizi bekleyen Ethan'ın arabasına ilerledi. Danny'le gülüşerek sohbet ediyorlardı. Onları görünce acıyla yüzümü buruşturdum. "Bu imkansız Lisa. Bu ikisiyle hiçbir yere gitmiyorum."

Arka koltuğa oturup bana baktı. Hiçbir şey söylemesine gerek kalmadı. Arabaya bindim. Danny bana bakarak sırttı ve "Masken çok iyi adamım!" dedi. Dikiz aynasından yüzüme baktım. Yüzümde tilki maskesi vardı. Gözlerimi kapatıp sabır diledim. Dişlerimin arasından "Sağ ol Danny. Seninki de öyle." dedikten sonra Lisa'ya doğru eğildim. "Bana yaptıklarının intikamını alacağım, anladın mı?" Omuz silkerek cama döndü ve beni maskemle başbaşa bıraktı. Ama daha kötüsü de vardı.

Baloya gelenlerin hepsi çift hâlindeydi. Kapıda Mark da bize katılınca içlerindeki tek sap olarak göze batmaya başladım. Minho'yu koluna takmış olan Jennie, yüzünde baykuş maskesi vardı, bana alaycı bir bakış attı. "Ne o Taehyung," dedi. "Yalnız mısın? Her zamanki gibi." Kendi kendine kıkırdamasına izin verdim. Bütün bunlar Lisa'nın suçuydu. Kötü bakışlarımı fark eden Lisa gözlerini devirerek "Rahat ol Taehyung," dedi. "Jungkook da yalnız olacak. Onu alabilirsin."

Kulaklarım uğuldadı. Cevap veremedim. Jungkook buraya mı gelecekti? Baloya? Lisede yapılan saçma bir baloya neden gelecekti? O zaman Lisa'nın maskeli balo fikrinin sebebini anladım. Sırf Jungkook için bu kadar zahmete girmemiz saçmalıktı. Lanet olsun. Her şey koca bir saçmalıktan ibaretti.

Balo salonu loş bir aydınlatma sistemiyle süslenmişti. Yalan söyleyemeyecektim. Lisa harika bir iş çıkarmıştı. Beacon Hills Lisesinin spor salonu miladını yaşıyor gibiydi. Kendime bir bardak meyve suyu aldım ve bulduğum ilk yere çöktüm. Müzik sesi kulakları tırmalamıyordu. Kurtadamları düşünmüş olması beni güldürdü. Bir bansheeden böyle güzel hareketler görmek kafa karıştırıcıydı. Gerçi, Lisa Manoban başlı başına kafa karıştırıcı bir kadındı. Gözlerim pistte birbirine dolanmış olan arkadaşlarımda takılı kaldı. Lisa'yı hep kendi kollarımda hayal ederdim ve ne zaman başka birinin kollarında olduğunu görsem kalbim parçalanırdı. Bu gece de kalbim parçalanıyordu ama sebebinin bu olduğundan emin değildim.

"Bütün gece oturacak mısın?"

Ve Jungkook Jeon nihayet gelmişti. Başımı kaldırıp ne görmeyi bekliyordum, bilmiyorum. Ama gördüklerim karşısında nefesimin kesildiğini inkâr edemezdim. Üzerindeki takım elbiseye bakarken ağzımı güçlükle kapatabildim. Yüzünde kurt maskesi vardı. Gözlerimi devirdim. Aman ne yaratıcı. Yüzünü göremediğim için minnettardım. O da benimkini göremiyordu. Belki de maskeli balo iyi bir fikirdi. Ellerini pantolonun ceplerine sokmuştu ve bu o kadar ona özel bir hareketti ki maske yokmuş gibi hissettim.

𝐓𝐡𝐞𝐲 𝐂𝐚𝐧'𝐭 𝐓𝐚𝐤𝐞 𝐘𝐨𝐮 𝐅𝐫𝐨𝐦 𝐌𝐞Where stories live. Discover now