Hikayemi beğendiyseniz yıldıza basmayı unutmayın canlarım ✨
Bakın Osman'ın evleniyor olması sorun değildi.
Hayır, aslında ona aşık kalbim için büyük bir sorundu ama asıl mevzu bu değildi şu an. Hayatını mahvedecekti. Ne kadar severse sevsin başkasını bu kadar seven biriyle nasıl yaşayacaktı?
Buna öylece göz yummam imkansızdı. Hem ağabeyimin ricası hem de kendi öfkem yüzünden bugün karşısına geçecektim.
Birkaç gün geçmişti daha İhsan amcaya söyledikleri günden beri. O günden beri Osman'ı yakalamak istesem de o benden kaçıyordu bu sefer. Neden olduğuna dair pek çok fikrim vardı ama umursamıyordum. Benim kalbim yıllardır yaşadığım gizli aşk yüzünden örselenmeye çok alışkındı. Bir şekilde toparlardım ama bugünleri değerlendirmem gerekiyordu. Yoksa evlenecekti.
Onunla bir geleceğim olmadığını en zor yoldan fark etmiştim. Başkasına, hayatını feda edecek kadar aşıktı. Ona dair bir ümidim hiç yoktu ama kendini harcamasını öylece izleyemezdim.
O benim çocukluğum, sevdiğim adam, her şeyimdi. Beni onu sevdiğim şekilde sevmiyor diye umursamamazlık yapamazdım. Bunun için İbrahim'in geçen hafta ortaya attığı fikrin üstüne varmış ve piknik planımızı organize etmiştim. Dikkat çekmemesi için bizim grubun dışında bir de ağabeyimi, Osman'ı ve Levent ağabeyi davet ettirmiştim Oğuz'a.
Şimdi kapının önünde bir yandan bagajı düzenleyip bir yandan da ağabeyimin gelmesini bekliyordum. Son anda mangal kömürünün olmadığını fark etmiş, markete gitmişti. Bir yandan da gözüm Esra'ların penceresindeydi. On dakika önce Esra mesaj atıp hazır olmamasına rağmen Osman'ın hiçbir işe elini sürmediğini ama hızlanması için sürekli ona bağırdığını söylemişti.
Osman Esra'ya asla bağırmazdı.
O andan beri ara ara cama bakıyordum, birkaç kere buraya bakarken yakalamıştım onu. İçeri kaçmıştı hemen.Salak çocuk.
Arkamdan gelen motor sesiyle Bay korkağın camına bakmaktan vazgeçip döndüm. Levent ağabey Oğuz ve Barış'la birlikte gelmiş, arabadan iniyordu.
"Ooo Levent bey, sizi buralarda görmek ne büyük şeref."
Boğazından bir gülüş kopararak yumruğunu uzattı bana vurmam için. Aramızdaki en büyük ve en olgun adam oydu. Yirmi altı yaşındaydı ama erken yaşta üstlendiği sorumluluklar onu kocaman bir adam yapmıştı. Yine de bu, içindeki muzır çocuğu yok etmemişti. Bazen babamla bazen de Oğuz'la konuşuyor gibi hissederdim onunlayken.
"Bazen sıradan halkın arasına karışmak iyi geliyor." Gülerek ona omuz atıp arabaya yöneldim. Sığırlardan beş dakika sonra yaratılmış arkadaşım Oğuz, ön koltukta horladığı için hiç ona bakmayıp Barış'ın kapısını açtım.
"Aşkım insene aşağı." Benden dört yaş küçük olmasına rağmen çocuğum gibi hissettiğim bu velede bayılıyordum.
Kafasını oynadığı oyundan kaldırıp beni görünce telefonu bir kenara bırakıp attı kendini arabadan. Hızlıca gelip sarıldığında boyunun beni geçmiş olması biraz kalbimi kırsa da sarılışına karşılık verdim hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YILDIZ MASALI
General FictionAşkta ve savaşta her şeyin mübah olduğunu söyler herkes. Oysa gerçek hayatta bunun bir karşılığı yoktu Işık'a göre. Savaşta belki ama aşkta hayır. Aşk, masum duyguları barındırmalıydı içinde onların yaşantısına göre. Aşk çirkinlik kaldırmazdı, aşkın...