Merhaba yavru kuşlaar✨
100K olmamızın şerefine bir Siirt havası alıp gelelim istedim. Demiştim zaten Adar'ın düğünü ayrı olacak diye. Çok düğünümsü bir bölüm olmasa da idare edin.
Bu bölümün benim için ayrı bir anlamı var. Sena karakteri Adar için yazdığım bir karakter gibi görünse de hayatımdaki en önemli insanlardan birini simgelemek için yazdım aslında. Canım reyalmeyal olmasa bu hikaye bu noktada olmazdı. Akıl hocam, sıkıştığımda koştuğum yedek beynim, canımın içi. Sen olmasaydın ben yapamazdım, iyi ki varsın 💙Keyifli okumalar canlarım ve en çok Sena'm 🌸
Adar'dan
Ben Adar Turna. Otuz yaşındayım ve kendimi bugüne dek zeki biri olarak kabul ettim. İyi bir üniversitede okudum, mimar oldum ve saygın bir şirkette çalışıyorum çaylaklık dönemlerimden beri. Övünmek sayılmayacaksa ve bu beni kibirli göstermeyecekse artık çaylak değilim. Hatta çalıştığım şirketin elden kaçırmamak için çabaladığı, beni piyasadaki kurtlara kaptırmamak için ekstra uğraştığı bir mimarım. Dedim ya, zeki biriyimdir.
Fakat bu hayatta kimse mükemmel olmadığı için benim de bazı kusurlarım vardı. Yüksek olduğunu düşündüğüm zekâma rağmen hayati noktalarda öyle salaklıklar yapıyordum ki akıl alır gibi değil.
Bunlardan ilki şüphesiz Işık'ın Osman'a nasıl âşık olduğunu yıllarca fark edememem olmuştu ki bu üzerine konuşmak istemediğim bir şey. Özellikle şu sıralar. Gelinliğine kan sıçrarsa güzeller güzeli eşim beni öldürür çünkü. Daha fenası ağlaması olur ki bu olacağına beni öldürmesini tercih edeceğimi beni tanıyan herkes bilir.
Bir diğer büyük salaklığımsa nişanı Siirt'te yaptıktan sonra düğünün de Siirt'te olmasına müsaade etmem olmuştu. Gerçi burada söz bana kalmamıştı pek, zira Sena'nın babası –babam- epey yaşlıydı, uçaktan korkuyordu ve Bursa'ya kadar yapılacak bir araba yolculuğu onu perişan ederdi. Kızının düğününe gelmeyecek olmak bir baba için epey üzücü olacaktı ki babam nişan için gelip Kadri babamla tanıştığında düğünü burada yapma ricalarına karşı çıkmamıştı. Kem küm edecek olduğumdaysa beni kenara çekip azarlamıştı sertçe. Şakayla karışık hep azarlardı babam ama belalı geçirdiğim lise yıllarımdan sonra sesinin bana karşı bu denli sert çıktığına şahit olmamıştım.
"Işık evlendiğinde orada olmadığımı düşünebiliyor musun Adar? Bunun beni ne kadar üzeceğini, Işık'ın boynunu nasıl bükeceğini tahmin edebiliyor musun? Ben bir babaya, özellikle akraba olacağımız bir babaya bunu yapmam ama sen sevdiğin kızı en mutlu gününde böyle incitebileceksen bilmiyorum."
Bunu demiş ve yargılar gözleriyle kenara çekilmişti insafsız babam. Ben de biliyordum bunun Sena'yı inciteceğini ama şaşırmama bile müsaade etmeden ağzıma etmişti şu yaşımda Fevzi Bey. Açıklamaya çalıştığımda azarlanmıştım. Yine.
"Sena pek gururlu, pek ince fikirli kız Adar. Tereddüt ettiğini görürse istemediğini düşünür. Onu ikna etsen bile içi içini yer oğlum değer mi?" demişti fısır fısır. Nişan yeni kesilmişti, yüzük parmağımdan aşağı kırmızı saten bir ip sallanıyordu hala ve babam bir bahaneyle beni kenara çekmiş kızıyordu. Benim o anın şaşkınlığıyla fark edemediğim detayları babam anında çözmüştü, tecrübeydi bu sanırım. İçeri girdiğimizdeyse yüzüme yerleştirdiğim sahici bir gülümsemeyle düğünü orada yapmayı kabul ettiğimi söylemiştim. Ve aylar sonra burada, kendi düğünüme misafir gibi gelmiştim.
Haklarını yememem lazım, nişandan sonra geçen tüm o sürede sıkça Siirt'e gelmek zorunda kalmıştım hazırlıklar için ve muhteşem ağırlanmıştım. Kadri babam yaptığım incelikten pek hoşlanmış olacak ki beni tanıştırdığı sayısız insana damadım değil de oğlum diye tanıştırmıştı. Zaten çekincem kayınbabam değildi kesinlikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YILDIZ MASALI
Ficção GeralAşkta ve savaşta her şeyin mübah olduğunu söyler herkes. Oysa gerçek hayatta bunun bir karşılığı yoktu Işık'a göre. Savaşta belki ama aşkta hayır. Aşk, masum duyguları barındırmalıydı içinde onların yaşantısına göre. Aşk çirkinlik kaldırmazdı, aşkın...