REDDEDİLİŞ

15.2K 1K 141
                                    

"Allah aşkına ağlamayın ya." dedi Filiz kendi gözyaşlarını silmeye yetişemeyip.

"Ağlamıyoruz ki." dedim burnumu çekerek. Ağabeyim bana dönüp beyinsizsin sen bakışı attı. Umursamayarak koluna sarılıp biraz da orada ağladım.

"Ya salak mısınız? Kanada'da arkadaşlarınız olacak ya gider gelirsiniz mis gibi." dedi Mert.

Sen dolar kurunun ne halde olduğundan habersiz olabilir misin acaba canım arkadaşım?

"Ama artık hafta sonları halı saha yapamayız." dedi İbrahim kıpkırmızı gözleriyle. Filiz ağlamaya devam ederek İbrahim'e sarıldı. Biraz da öyle ağladılar.

"Tamam artık vedalaşın. Bir sıkıntı çıkmadan havaalanına bırakalım çocukları. Saat de geliyor hem." dedi Mehmet amca. Kolunu oğlunun omzuna atmış yorgun gözlerle etrafı izliyordu. Sabaha kadar Ertuğrul amcayla konuşmuşlardı. Daha doğrusu kavga etmişlerdi. Filiz korkarak bizi aradığında babamla ağabeyim gitmişti gece yanlarına.

Delirmişti Ertuğrul amca. Asla affetmiyordu. Reddetmişti Filiz'i açık açık. Haberi alınca gecenin ikisinde hepimiz Mertlere koşmuştuk Gönül teyze Filiz'i kendi evlerine götürdüğü için. Esra da arayıp geri geleyim diye tutturmuştu ama Filiz Kanada'ya gitmek için zaten İstanbul'a gideceklerini söyleyip ikna etmişti onu.

Gece ikiden sabah beşe kadar ağlamalarını dinlemiştik Filiz'in. Sonra Furkan ve ben babamların Ertuğrul amcayı oyaladığı bir anda eve girip Filiz'in valizlerini çıkararak Mertlere getirmiştik. Eğer burada kalacak olsalardı her şey ikisi için de çok zor olacaktı ama yeni bir başlangıç iyi gelecekti onlara. Emindim.

Yavaş yavaş vedalaşmaya başladık. Sıranın bana gelmesini beklerken bir taksi durdu yanımızda. Osman indi içinden. O kadar dağılmıştım ki onu görecek halim bile yoktu. İlerleyip Mert'e sarıldım.

"Çok iyi bakın birbirinize orada." dedim hıçkırıklarımın arasında.

"Siz de kendinize çok iyi bakın. Biz iyi olacağız." dedi geri çekilip. Uzanıp Furkan'ın darmadağın ettiği saçlarını düzelttim.

"Sürekli arayın beni. Ben zaten sık sık taciz ederim."

Güldü. O İbrahim'e yöneldiğinde ben de Filiz'e sarıldım. Bu kez kendimizi tutamadan hıçkırarak ağlamaya başladık. Bir el bizi birbirimizden ayırana kadar kaldık öyle.

"Ağlamayın yeter." dedi babam. Karşısına Mert ve Filiz'i alarak ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.

"Bakın gençler. Yeni bir başlangıç yapmaya gidiyorsunuz orada. Size bir amcanız olarak tavsiyem burada ne yaşadıysanız burada bırakın. Zorluklar çektiniz, ikiniz de büyük fedakarlıklar yaptınız ama bunu peşinizden sürüklemeyin, kavga sebebi yapmayın. Bu yaşadıklarınız aklınıza gelirse de düşündüğünüz tek şey bunları neden yaptığınız olsun. Sevginizi hatırlayın. Orada maalesef yanınızda olamayacağız. Siz birbirinize anne, baba, kardeş, dost olacaksınız. Layıkıyla hakkından gelirseniz bir ömür hiç sarsılmayan kaleler olursunuz birbirinizin arkasında. Buna sahip çıkın çünkü böylesini insan kolay yakalayamaz."

Filiz ve Mert başlarını sallayıp el ele tutuştular burukça gülümseyerek. Sonra Mehmet amca ve Gönül teyze yeni çifti havaalanına bırakmak için arabaya binip uzaklaştılar. Yolun ortasında kalakaldık öylece. İbrahim gözlerini silip babama dönene kadar o sessiz hava sürdü.

"Yalnız Fevzi amca ne güzel konuştun he. Senden iyi hatip olurmuş."

Babam gülerek "Hadi oradan." dedi ve Asım amcayı da alarak uzaklaştı.

BİR YILDIZ MASALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin