O kadar dertten kederden sonra bu bölümü paylaşıyor olmak harika😭
Boll yorum istiyorum, keyifli okumalar❤️Saç: tamam.
Makyaj: kırmızı ruj sürüldü.
Kıyafet: tamam.
Deniz: ayarlandı.
Tiramisu: çoktan yapıldı.
Mumlar: hazır.
Hediye: alındı.
Kafamda yaptığım küçük liste kontrolü bittiğinde asansörün aynasından kendime gülümsedim. Gece ıslak saçlarımı örüp yatmıştım. Kalın ve doğal bukleler halinde dağılıyordu kafamın üstünde. Siyah, şortlu bir tulum giymiştim incecik. Hava esiyordu aslında ama güzel hissetmiştim içinde.
Bugün Osman'ın doğum günüydü.
Günler öncesinden Esra'ya Osman'ın nerde olduğunu sormuştum. Nihayet.
Deniz'in evinde kaldığını söylediğinde en azından tanışmış olduğum biriyle beraber olduğunu bilmek beni rahatlatmıştı. Deniz'i arayıp niyetimi anlattığımda sevinçten dört köşe olmuştu.
Çünkü Osman onun tabirine göre iki aydır derbederdi. Elem keder saçıyordu ve Deniz onun bunalımından bıkmıştı.
Bana zaten göt gibi suratla geziyordu iyice boka döndü demişti Osman için.
Ona güldüğümde bir kızla konuştuğunu hatırlayıp özür dilemişti ama sorun değildi. Mühendislik fakültesinde okumuştum sonuçta koymazdı bana bu.
Deniz'in yaşadığı siteye geldiğimde dizlerim titriyordu telaştan ama kapıda Osman'ın arabasını gördüğümde sebepsizce sakinleşmiştim.
Adamın arabası bile bana evimde gibi hissettiriyordu.
Asansör on ikinci katta durduğunda derin bir nefes alıp indim. Tek elimi kullanabildiğim için tatlıyı koyduğum poşeti yere bırakıp Deniz'e mesaj attım.
Siper aldım komutanım. Önümü açın.
Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Güldü beni görünce.
"Gazi olmuşuz." dedi alçıma bakıp. Sırıttım.
"Hala kaslısın." Yüzünü buruşturdu.
"Hala güzelsin. İki aydır senin yüzünden perişan olduğunu görmesem Osman'a düello teklif ederdim."
"Erkekler üzerinde böyle bir etkim var kahretsin." dedim saçımı savurup.
Keşke söylediğime ben de inansam.
"Geç hadi." dedi yerdeki poşeti alıp.
Ayakkabılarımı çıkarıp peşinden salona ilerledim. Birden öyle bir heyecan basmıştı ki bu eve bir daha gelsem asla daha önce geldiğimi anlayamazdım, o kadar görmüyordum hiçbir yeri. Koridorda tatlıyı çıkarıp poşeti gelişigüzel bir yere savurdu Deniz.
Erkekler...
Kutu elinde ilerlerken salona girdik. Osman arkası bize dönük olacak şekilde boylu boyunca uzanmıştı bir koltuğa. Deniz işaret parmağını dudağına götürüp sus işareti yaptı bana.
"Yine niye kendini kıyıya vurmuş balinalar gibi attın ortalığa?" dedi sataşan bir sesle. Osman derince iç çekti.
"Akşamın kaçı oldu bak. En azından mesaj atar diye bekledim. En azından bu doğum günümde kendi başıma gidip hiç onunkine benzemeyen tatlıları yiyip zavallı zavallı bir pastanede oturmam dedim ama yok. Yine tekim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YILDIZ MASALI
General FictionAşkta ve savaşta her şeyin mübah olduğunu söyler herkes. Oysa gerçek hayatta bunun bir karşılığı yoktu Işık'a göre. Savaşta belki ama aşkta hayır. Aşk, masum duyguları barındırmalıydı içinde onların yaşantısına göre. Aşk çirkinlik kaldırmazdı, aşkın...