Merhabalar herkese! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Her cumartesi düzenli olarak bölüm gelecek demiştim. Artık cumartesileri Yamalı Ruh'un... Okuyan, şans veren herkese çok teşekkür ederim. Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim! İyi okumalar dilerim. :)
Rachel Platten - Fight Song
&
İlk darbe acıdır,
ikinci darbe farkındalık,
üçüncü darbe ise sizden gelir.
&
İçeri girdiğimizde gördüğüm kalabalıkla afalladım. Açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Gözlerimi kısarak etrafı inceledim. Beyaz masaların etrafında insanlar duruyordu. Tavan ve yer arasında çok fazla mesafe olduğu için çok geniş duruyordu. Bu şekilde boğucu olmasını engellemişlerdi. Salonun iki tarafından uzanan merdivenler vardı. Açık arttırmanın olduğu salona oradan çıkılıyordu. Ama başlamasına daha zaman olduğu için herkes burada takılıyordu. Onun haricinde yine sarmaşıklar ve heykeller bulunuyordu. Duvarlara tablolar asılmış ve etrafına aydınlatmalar konulmuştu.
Gözlerim kalabalığı taradı. Her masaya kısaca göz gezdiriyordum. Aradığım kişiyi bulduğumda etrafındaki masalara baktım. Ona yakın olmamız iyi olacaktı. Hemen yan tarafında bulunan masanın boş olduğunu fark ettim. Visal de fark etmiş olacak ki beni o tarafa doğru yönlendirdi ve yürümeye başladık. Eli belimdeydi, askıların kapatamadığı tenime değiyordu. Onun sıcaklığına tezat ben buz gibiydim. Masanın etrafına geçtiğimizde yanımızdan geçen garson iki kadeh şarap bıraktı önümüze. Kadehi eline alıp birkaç yudum içerek etrafa göz atıyordu. Gözleri salonun uzak bir köşesinde takılı kalınca bende başımı çevirip oraya doğru baktım. Azer ve Armin'in yanında genç bir çift bulunuyordu. Gülerek sohbet ediyorlardı. Dudaklarını okumaya çalıştım ama çok uzaktaydılar, bu mesafeden okuyabilmem zordu.
"Adamın bir şekilde dikkatini çekmeliyiz." dedim. Otuzlarının başında bir kadınla konuşan Levent Güngör'ü işaret ederek. "O iş sende." dedi umursamaz bir tavırla.
Ne yapmamı bekliyordu gidip adama cilve mi yapsaydım? Yapmadığımız şeyler değildi ya neyse. Masalarımız çok yakındı. Tam da karşımda duruyordu, kadının arkası ise bana dönüktü. Kadın öne doğru eğildiğinde, yüzümü buruşturdum. Ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Levent Güngör'ün ne dediğini anlamak için dudaklarını okumaya çalıştım.
"Bugün olmaz." dedi sadece ve kadın beş saniye daha masada durduktan sonra bozularak lavaboya doğru yürüdü.
Sonunda yalnız kaldığında bakışlarımı yüzüne odakladım ve kafasını kaldırmasını bekledim. Hafifçe kaldırdığı zaman göz göze gelecektik. Kadehinden birkaç yudum aldıktan sonra kafasını kaldırdı. Ve bam! Göz göze geldik. Bakışlarımı ondan kaçırmadım. Beni baştan aşağı inceledikten sonra tekrar gözlerime baktı.
"Abartma." dediğinde Visal, dudaklarım yukarıya doğru kıvrıldı. Levent Güngör, ona gülüyorum sandı ve o da sırıttı. Göz ucuyla Visal'e baktım ve "Neden?" diye sordum kaşlarımı çatarak. Tek kaşı havaya kalktı ve ayıplarcasına "Çünkü evlisin." dediğinde kahkaha attım. Onun da dudağının kenarı hafifçe yukarı kalkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMALI RUH
Teen FictionYaralanmış, darbe almış ruhuma bir yarabandı yapıştırdım. Eskisi gibi olur sandım, sanki yaşananlar hiç yaşanmamış gibi olur, iyileşir sandım. Ama yanılmışım, ruhum eskisi gibi değilde de artık eksikmiş, yamalıymış. Ben artık bir yamalı ruhmuşum... ...