'Dilhun

146 33 38
                                    

Evet, herkese merhabalar! Yeni bölümle tekrardan sizlerleyim, umarım okurken keyif alabilirsiniz! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar dilerim!

&

Yuvasının zemini çatladı, duvarları üzerine yıkıldı. Kendi aşkının enkazı altında kaldı...
Kalbine ne demirler saplandı, ne ağırlıklar çöktü... Meyus-u dilhun oldu...

&



Yazarın Anlatımıyla

Dilhun, belki de onların durumunu en iyi yansıtan kelimeydi. Kalbi yaralı, içi kan ağlayan, büyük keder içerisindeki...

Kederi fazlaydı ama daha ağır basan bir duygu daha vardı. Acıydı, çok yanıyordu içi, çok sızlıyordu kalbi...

Gözleri her yerde onu arıyordu, nereye baksa onu görmek istiyordu. Burnunu saçlarına yaslamak, o eşsiz ve büyüleyici kokusunu içine çekmek istiyordu. O koku onun en büyük ilacıydı belki bir kere duysa kendini toparlardı.

Ona ihtiyacı vardı ama onu kendi kaybetmişti.

Dokunmaya kıyamadığı, canını acıtmaktan çekindiği kadını kendi elleriyle vurmuştu. Ve onun verdiği kurşunla. Saklayacaktı onu hep yanında taşıyacaktı, genç kadını vurmak için kullanmayacaktı ki...

Dışarıdaydı, Kod-7'nin koca bahçesindeydi. En derinliklerinde en sessiz köşelerinde ayakta dikiliyor ve kaçıncı olduğunu sayamadığı sigarasını içiyordu. O kadar çok içiyordu ki günde bir paketi rahat bitiriyordu.

Visal Riva Arel ilk defa bu kadar canının yandığını hissediyordu. Kendini hiç bu kadar eksik ve yarım hissetmemişti. Hiç bu kadar dibe batmamıştı sanki yerin kat ve kat altındaydı. Üzerinde onca toprak vardı ve orada kapana kısılmıştı, nefes alamıyordu. Hayır, onsuz nefes bile alamıyordu. Onsuz hiçbir şeyi hissedemiyordu, en çok da ruhunu. Ruhu çekilmiş ve en derinliklere saklanmıştı, en ücralara... Kalbi ve aklı ise hiç susmuyordu sürekli genç kadının adını fısıldıyorlardı hatta haykırıyorlardı. Her bir zerresi onu istiyordu.

Eksikliği öylesine fazlaydı ki kendinden bir tane daha koysa dolduramazdı, hiçbir şey kumralının yerini tutamazdı. O, ona aitti. Aşık olduğu tek kadındı. Her zerresine aşıktı. Kokusuna, saçlarına, dudaklarına, uyurken ki masumiyetine, hırçınlığına, sevgisine ve o güzeller güzeli yeşil gözlerine... Genç adam ona her baktığında o güzel gözlerinde kayboluyordu. Adeta büyülüyordu onu, kalbinde hakimiyet kuruyordu. Gördüğüm en güzel gözler diye düşündü, yeşilin en güzel tonuydu. Nerede görse tanırdı o bir çift yeşil gözü...

Ve şimdi çektiği vicdan azabının haddi hesabı yoktu. Onu içten içe çökertiyordu. Visal Riva Arel, ilk defa böylesine bir çıkmaza girmişti, ilk defa ne yapacağını bilmiyordu. Dört gün önce çıkmazların en büyüğüne girmiş ve bir daha da çıkamamıştı...

Aşık olduğu kadını vurmuştu. O an gözlerinin önünden bir an olsun gitmiyordu. Kanlar içinde yere yığıldığında adamlar apar topar genç kadını almışlardı. Onu götürmelerine izin vermek istememişti ama başka şansı da yoktu. Parla'yı, onu götürene kadar teslim etmeyeceklerdi. Ve genç kadın yeteri kadar kan kaybetmişti engel olmaya çalışarak onun hayatını daha fazla riske atamazdı. O yüzden istemese de gitmelerine izin vermişti. Her şey gözlerinin önünde oldu ama hiçbir şey yapamadı...

YAMALI RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin