'Araftaki Ruhlar

101 22 46
                                    




Evet, herkese merhabalar! Yeni bölümle tekrardan sizlerleyim, umarım okurken keyif alabilirsiniz! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar dilerim!

&

Bilinmezlikler içinde kaybolan ruhum arafta sıkışıp kaldı. Gerçekler ve yalanların arasında iyice yok oldu.

&


Tüm hayatım bir yalanmış denilen o noktadayım. Benim hayatım yalanlar üzerine kurulu, gerçeklerden çok uzak, bambaşka bir yaşammış. Belki de ben bile kendi hayatımda kocaman bir yalandım. Yaşadıklarım gizlenen gerçeklerin günahıydı. Anılarım yanlışlardan doğan kefaretlerdi. Her şey o kadar yanlıştı ki... Tek doğru ben bile olamazdım.

Her şey nasıl daha fazla altüst olabilirdi? Şu an yaşadıklarım fazlası olamayacak kadar ağırdı. Bu yaşananlarının ağırlığını omuzlarım nasıl kaldırabilirdi? Onca anın günahı onların üzerineydi. Yaşadıklarımız asla affı olmayan, hiçbir nedene sığamayacak kadar ağır şeylerdi. Nedenler var diye affedilmez her hata... Gerçi olanları bir hata diye nitelendirmek küçüklüğüme yapabileceğim en büyük günah olurdu. Yaşanılan her şey gerçekti her ne kadar hayatımız yalanlar üzerine kurulu olsa da.

Bizden çıkarılan çok büyük bir acı vardı. Bizden çalınan çok büyük bir zaman vardı. Bizden alınan çok büyük duygular vardı. Bizden kopan çok büyük parçalar vardı. Bizden koparılan çok büyük bağlar vardı. Bizden alınan her şeyin bedelini ödetmeye kalksam ömrüm yetmezdi. O küçük çocuğun kaldırdığı acıları, gizlediği gözyaşlarını bu koca adamların hiç biri kaldıramazdı.

Paramparça bir kadın nasıl yaşar? Nefes alıyor olman senin yaşadığın anlamına gelmez. Ölü bir ruh nefes almaya devam etse neye yarar? Yaşamak fiziksel değildir. Yaşamak nefes almak değildir. Yaşamak kalbinin atması değildir. Yaşam, ruhundur. Ruhunu hissedebiliyorsan yaşarsın.

Ruhu yamalı bir kadın yaşıyor sayılmaz.

Duyduğum her cümle beni biraz daha sarsıyordu. Kod-7'nin başkanlarından biri olan adam dahi Karam'ın adamı çıkıyordu. Her yerden nasıl çıkmayı başarıyordu? Nasıl olurdu da bize fark ettirmeden etrafımızı çepeçevrelemişti? Akıl almaz bir adamdı, o beyni her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüyor ve planlıyordu.

Alisa ya da Alin. Hala ona ne demem gerektiğini bilmiyorum. Ona karşı düşüncelerimde aklım ve kalbim birbirleriyle çelişiyordu. İhanet etmediğini söylese de ona inanmakta zorlanıyordum, Karam kendi kızını satacak kadar alçalmamış olmalıydı. Gerçi her haltı yapabilecek kadar aşağılık bir adamdı. Ne de olsa bana yaşattıklarını biliyordum, nasıl bir adam olduğuna birçok kez şahit olmuştum. Ona karşı bile kin besliyor olabilirdi. Sonuçta varlığını hazmedemediği Raphael ile büyümüş bir kızdı onun için.

Onun kızarmış gözlerine bakıyordum, kalbim sızlıyordu. Lanet olsun ki kalbim acı verecek kadar sızlıyordu, derinden şiddetli bir sızıydı. Ona öfkeli olmam gerekiyordu. Yaşadıklarımda onun da parmağı olabilirdi. Belki de onu kıskanmam gerekiyordu. Raphael ile bir hayat sürdüğü için, ona babalığı Karam'ın yapmadığı için.

Fakat ben şu an sadece onun yaşadıklarını ve tedavi sürecini düşünüyordum. Her ne kadar küçük olsam da ne kadar ağır bir kalp hastası olduğunu hatırlıyordum. Üzerinden geldiği hastalık asla hafif değildi. Ölüm onun için ön görülen bir şeyken hem de... Belki de bu durum kalbimi ferahlatabilirdi. Yaşadıklarımın böylece bir nedeni olabilirdi. O yaşasın diye kendimden yine feda edebilirdim. Ben her zaman ilk kendimden feda edebilecek bir kadınım, aynı abim gibi.

YAMALI RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin