Evet herkese merhabalar! Umarım her biriniz çok çok iyisinizdir. Adım adım ilk kitabın finaline yaklaşıyoruz... Bu benim açımdan hem üzücü hem de sevindirici aslında. Sizler ne düşünüyorsunuz? Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen! İyi okumalar dilerim.&
Kalbimin tozlu raflarından çıkagelen bu alışa gelmemiş duygunun emarelerini bedenimde hissedebiliyordum.
&
Şu sıralar bedenim yabancı her şeye ev sahipliği yapıyordu. Mesela, ilaçlar ve duygular gibi. Onun yanı sıra aklımın ve kalbimin de ev sahipliği yaptığı bambaşka şeyler de vardı, kabullenmesi zor olan. Ama en çok da bedenimde güvensizlik kol geziniyordu.
Bir insanın güvenini boşa çıkarırsanız geri kazanmanız çok güçtür, geçmişi aklından silemezsiniz. Belki bir rafa kaldırılır, hatta belki üzeri de örtülür ama en küçük bir olayda tekrar gün yüzüne çıkar. Günün birinde illaki hatırlanır, yüzüne vurulur. İşte o yüzden güvenin olmadığı bir ilişki yürütülemez. Güven sizin yapıtaşınızdır, sağlam zemininizdir.
Güvensizlik, Rus ruleti oynamak gibidir. Bilinmezliğin ve tereddüttün karışımıdır.
Şimdi ise kime güveneceğimi bilmediğim için toplantı odasında ekipten habersiz bir şekilde oturuyordum. Bilmesi gereken her şeyi Yasel Bey'e izah etmiştim. Şimdi ise Felix ve Alex'le beraber karşılıklı deri sandalyelerde oturuyorduk. Şu an ekiptekilerden ziyade onlara daha çok güveniyordum. Yine de Parla'yı Armin'e emanet etmiştim, ne kadar doğru bir karar olduğuyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. En azından Parla'nın şu an benimle olmasından iyiydi, saplantılı bir katil hakkında konuşmalarımızı dinlemesindense onu tercih ederdim.
"Lara!" İşittiğim sesin hemen ardından Felix gözümün önünde el salladı.
Bakışlarımı onlara çevirdiğimde, "Dalmışım," dedim ama ikisinin de endişeli bakışları hâlâ üzerimdeydi.
"Bu bir saat içinde yedinci dalışın, iyi değilsen sonra devam edebiliriz." diyen Alex'e içtenlikle baktım ama yine de başımı iki yana salladım.
"Şu an olmaz Alex, belki de sonra dediğimiz vakit ileride olmayacak." Endişeliydim, Parla'ya bir şey olmasını istemiyordum.
Felix, "Peki öyleyse, devam ediyorum." dediğinde başımı sallayarak onu onayladım.
Öncesinde, "Konuşulanların gizli kalacağını söylememe gerek olmadığını düşünüyorum." diye her ihtimale karşı uyarı da bulundum.
"Elbette, öyle kalacak." Emin olduğumda devam etmesini bekledim.
Alex söze başladı. "Verdiğin plakaya ait araç sabaha karşı tespit edildi. Araç tamamen küle dönmüş bir haldeydi ama plakası hemen önüne atılmış, yakılmamıştı. Kasıtlı yapıldığını düşünüyoruz, ayrıca bulunduğu yer Kod-7'ye yakın bir ağaçlık alan." Kaşlarım sorgularcasına havalandı, ona ulaşabileceğim tüm yolları yok ediyordu.
Daha sonra Felix devam etti, "Kamera kayıtlarından bir şey çıkmadı, arızalandığını öne sürüyorlar. Sana mesaj atan numaranın da telefon sinyalini saptayamadık, büyük ihtimalle mesaj atıldıktan sonra imha edildi." dediğinde sinir bozukluğuyla güldüm, ellerimi saçlarıma geçirdim ve çekiştirdim. Sonra ise kahkaha attığımda karşımdaki iki adam bana şaşkınlıkla bakıyordu. Sanırım artık keçileri tamamen kaçırıyor, deliriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMALI RUH
JugendliteraturYaralanmış, darbe almış ruhuma bir yarabandı yapıştırdım. Eskisi gibi olur sandım, sanki yaşananlar hiç yaşanmamış gibi olur, iyileşir sandım. Ama yanılmışım, ruhum eskisi gibi değilde de artık eksikmiş, yamalıymış. Ben artık bir yamalı ruhmuşum... ...