'Feda

149 41 24
                                    

Evet, herkese merhabalar! Yeni bölümle sizlerleyim, umarım okurken keyif alabilirsiniz! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar dilerim!

&

Kalbinin kırık parçaları, dudaklarını sessizlikle mühürler.

&

Güneş ışınları üzerime vurduğunda gözlerimi birkaç kere kırpıştırdım. Tek gözümü açtığım esnada ne halde olduğumu yeni yeni idrak edebildim. Başım, Visal'in çıplak göğsündeydi. Onun elleri ise belime sıkıca sarılmış, ona yakın durmamı sağlıyordu. Saçlarımın bir kısmı yüzüne doğru dağılmıştı. İki elimde göğsündeyken kafamı korkuyla kaldırdım, yüzüne baktığımda dişlerini göstererek sırıtıyordu.

Uyku sersemliğini üzerimden hemen atarak ondan uzaklaştım. Hatta hızla yataktan da kalktım. Resmen ona ahtapot gibi sarılmıştım hem de sınırı geçmemesinden bahsetmeme rağmen. Ben banyoya giderken o da eğlendiğini belli eden bir kahkaha attı, dayanamadım ve arkamı dönüp ona dil çıkardım. Bakışlarındaki tehlikeli ve kararan parıltıları gördüğümde hızla banyoya girdim.

Ellerimle yüzümü yıkadım ve ardından havluyla iyice kuruladım. Arkamı döndüğümde Visal'i görmemle beraber irkildim. Yine kapı pervazına yaslanmış bana bakıyordu, eğlendiği her halinden belliydi.

"Hani aslaydı?" dediğinde bu konuda benimle uğraşmadan rahat edemeyecekti anlaşılan.

İşaret parmağım ve başparmağım arasında küçük bir boşluk bırakarak ona doğru kaldırdım. "Ufacık bir sapma hatası olmuş," dediğimde tatlı tatlı ona bakıyordum.

İç çektiğinde kapıdan çekildi ve çıkmamı işaret etti. "Ufak ama etkili." dediğinde hızla ona döndüm, gülmüyordu ve gayet ciddiydi.

Konuyu değiştirdi. "Kıyafetlerin hariç odandaki hiçbir şeye dokunmanı istemiyorum, bir yudum su dahi içmeyeceksin. Anlaşıldı mı?"

Başımı sallayarak onu onayladım. Ardımdan banyo kapısını kapattığında su sesi kulaklarıma doldu. Odasından çıkmadan önce anlık bir dürtüyle beyaz lalelerin olduğu vazonun yanına doğru adımladım. Sekiz tane vardı ve birini hiç düşünmeden aldım, fark edeceğini sanmıyordum. Benimkilerin hepsi uzun bir süre önce solmuştu ve onları saklıyordum, bunu da yanlarına koysam iyi olacaktı. Beyaz lalelerden birini kaptığım gibi hızla odama geçtim.

Dolabıma doğru adımladım ve kapaklarını iki yana açtım. Kıyafetlerimin hemen arkasında küçük bir kutu vardı, onu çıkardım. Kapağını kaldırdığımda bir sürü kurumuş beyaz laleler beni karşıladı, çok fazla vardı. Elimdekini de onların arasına bıraktım ve kutuyu geri yerine koydum.

Dediğine uyarak sadece üzerimi değiştirdim, başka hiçbir şeye dokunmadım. Koyu kahve kargo pantolonla beyaz bir kazak giydim, saçlarımı ise açık bıraktım. Kurutulmasına rağmen yine de o kadar çok kabarmamışlardı. Gözlerimin altındaki mor halkalar günlerdir yerini koruyordu. İçeri göçen yanaklarım beni daha da çökmüş gösteriyordu. Başımı iki yana sallayarak aynanın önünden çekildim yoksa her geçen saniye daha da kötü görünüyormuş gibi hissediyordum. Aslında öyleydi ama moralimi daha fazla bozmama gerek yoktu.

Durumum buna el vermese de herkesten önce kahvaltıya gitmek için hareketlendim. İlk başta  Visal'i de beklemeyi planlıyordum ama sanki onun işi uzun sürecek gibiydi. Ellerimle saçlarımı son bir kez daha düzelttikten sonra odadan çıktım, dediği gibi odada başka hiçbir şeye dokunmadım.

YAMALI RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin