Evet, herkese merhabalar! Yeni bölümle tekrardan sizlerleyim, umarım okurken keyif alabilirsiniz! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar dilerim!
&
Bu işittiğim vaveylalar, yıllardır sükuta bürünen vicdanımın haykırışlarıydı.
&
Doğru bildiğin yanlışlar kılıcını kuşanırdı, anı geldiğinde kalbine o zehirli hançeri saplamak için. O zehir kalbine yavaş yavaş yayılırken hançer çevrilerek kalbini iyice parçalardı, yavaş yavaş ve acıtarak.
Bazen de o hançerin saplanmasını kendin bile isteyebilirdin, acıtmak isterdin, hakkettiğini düşünürdün. Aslında en büyük zehir aklının en ücralarından ortaya çıkar ve seni yavaş ama etkili bir şekilde ele geçirirdi. Korumazdın kendini, indirirdin gardını ve kendi ellerinle zarar verirdin.
Kendine yapabileceğin en büyük acımasızlık, suçluluk duygusuydu. Bütün suçu kendine yüklediğinde en az aklın kadar vicdanını da susturamazdın. Onca yılın sessizliğini kısa bir an dahi olsa unuttururdu, baskılardı.
O anlarda acı, kalbine doğru kılcallıkla yayılırdı. O kılcallar birleştiğinde ve tüm kalbini kapladığında katlanılmaz bir hal alırdı. Kalbin acılarla dolup taşardı, aklında o anlar bir film gibi sürekli tekrarlanırdı.
İşte şu anda Lara Lalin'in aklında ve kalbinde olduğu gibi... Vicdanın sesinden kendine kulak veremiyordu, başka hiçbir sesi algılamıyordu. Biraz önce iki el ateş edilmişti fakat o bu sesin bile farkına varamamıştı. Duyamadı çünkü yılların uykusundan uyanan vicdanın sesi hepsini baskıladı. Dışarıya dönük tüm algıları kapanmıştı.
Kendini suçlayacaktı hem de suçlu olmadığı her an için... Azer'in sırtındaki her bir izin sorumlusunu kendi belleyecekti. Onun hissettiği her bir acı kadar kalbine hançerler saplanacaktı, onu suçladığı her an için o hançerler kalbine saplıyken döndürülecekti. Kanayacaktı ve akıttığı kan zehre dönüşecekti.
Kaybettikleri o kadar yıl vardı ve tüm bu yıllarda onu suçlamıştı hem de her an. Fakat biraz önce öğrendikleri tüm doğrularını tepetaklak etmiş ve genç kadını derinden sarsmıştı.
Azer'i elinde onun fotoğrafıyla sokak sokak aradığı günleri anımsadı. Onun olduğu tek bir fotoğraf karesine sahipti ve onu hep yanında saklardı. Kaybolmasına asla izin vermezdi.
O gün hayatının hatasını yapmış ve gece vakti sarhoş adamın tekine abisinin fotoğrafını göstererek onu görüp görmediğini sormuştu. Fakat adamın sarhoş olduğunu nereden bilebilirdi ki? Daha küçücüktü...
Adam fotoğrafı elinden çekip yarım yamalak sırıtmıştı. Daha sonra onu parçalara ayırarak küçük kızın üzerine fırlatmıştı. Şok içinde kalmıştı fakat sonrasında daha büyük bir kabusu yaşamıştı.
Adamın ellerini üzerinde hissetmişti, çok bağırmıştı sesini duyurabilmek için. Küçük kızın olgunlaşmamış bedeni adamın dikkatini çekmediğinde ona fiziksel zarar vermeye başlamıştı. Öldüresiye dövdü onu, yüzü gözü kanlar içinde kaldı. Küçük kızın yüzü seçilemeyinceye kadar ona vurmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMALI RUH
Teen FictionYaralanmış, darbe almış ruhuma bir yarabandı yapıştırdım. Eskisi gibi olur sandım, sanki yaşananlar hiç yaşanmamış gibi olur, iyileşir sandım. Ama yanılmışım, ruhum eskisi gibi değilde de artık eksikmiş, yamalıymış. Ben artık bir yamalı ruhmuşum... ...