Evet, herkese merhabalar! Diğer bölümün ardından tekrar birlikteyiz... Hepimizin aklında bir sürü soru, bilinmeyenler... Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim. İyi okumalar dilerim!
&
Göğüs kafesinin içinde kan pompalayan yumrunun, kafesin içindeki kuştan ya da parmaklıklar ardındaki bir mahkumdan
farkı var mıydı?&
4 yıl önce, 31 aralık gecesi...
Kalbim, heyecanla çırpınıyordu. Yıllardır aldığım eğitimden sonra, bugün ilk görevime çıkacaktım. Hep bu anı hayal etmiştim, sanırım bugün bu hayalimi gerçekleştirecektim. Kıpır kıpırdım, kendimi tam anlamıyla hazır hissediyordum. Sonuçta yıllarımı vermiştim, bu kadar iyi olabilmek için. Hırslıydım, hem de ucu bana dokunacak kadar. Koltukta kıpırdandım.
Avuç içlerim sürekli terliyordu, elbiseme de sürtmek istemiyordum. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde etrafa baktığımda, şoför koltuğunda oturan Yaman peçete uzattı.
"Biraz sakin olsana, fazlasıyla hazırsın." dedi dikiz aynasından göz göze geldiğimizde. Peçeteyle, avuç içlerimi kuruladım. Sonra ise peçeteyi avcumun içinde buruşturdum. Bakışlarım tekrar Yaman'a döndüğünde bir süre sessiz kaldım.
Yaman, esmerdi. Saçları simsiyahtı ama gözleri açık kahveydi. Uzun boylu ve yapılıydı, yüz hatları belirgindi. Elmacık kemikleri hafif çıkıktı. Bileğinde bir sonsuzluk dövmesi vardı.
"Biliyorum, ama yine de heyecanlanmadan yapamıyorum." dedim kendimi açıklayarak. Tebessüm etti. Yaman benim yıllardır arkadaşımdı, eğitimlerin çoğunda beraberdik. Yıllar bizi dosttan öte hale getirmişti, biz onunla daha çok kardeş gibiydik. Her anımda yanımdaydı, beni bir tek o bilirdi. Bu görevde ise bana yardımcı olacaktı, arabada duracak ve benimle irtibatta kalacaktı. Bu bile içimi rahatlatmaya yetiyordu.
"Tek olmayacaksın," dediğinde başımı salladım. Daha kim olduğunu bilmediğim görev arkadaşımla gideceğimiz yerde buluşacaktım. "Hem bende seninle iletişim halinde olacağım, olası ters bir durumda müdahale edeceğim." yine cümleleriyle beni rahatlatıyordu. En azından tek değilim, diye içimde tekrarlayıp durdum.
"Haklısın," dedim ve ortamdaki ciddiyeti dağıtmak için, "Hem benim ne sana ne de görev arkadaşıma ihtiyacım var, tek başıma da layıkıyla hallederim." dedim alayla ve dikiz aynasından görebileceği şekilde göz kırptım. O ise kahkaha attı, bende ona katıldım.
Bir süre güldükten sonra Yaman tekrardan ciddileşti. "Yine de dikkatli olmalısın, o adam tecavüzcü sapığın teki." dedi bastıra bastıra. Evet, görevin nedeni bu iğrenç adamdı. Bir sapık olduğu yetmiyormuş gibi bazı devlet adamlarına şantaj yapıyordu. Hem de çok büyük yargılar içeren şantajlar. Tehlikeliydi, eğer bunlar herkes tarafından duyulursa geri dönüşü olmayacak şeylerdi. Benim görevimde bu adamı etkisiz hale getirmekti.
"Onun gibi insanların nefes almaya devam etmesine sinir oluyorum, kaldıramıyorum." dedim iğrenerek. O adamı düşünmek bile midemi bulandırıyordu. Küçük kız çocuklarından tut kadınlara kadar her yaştaki kadına bunu yapıyordu. Hepsine bu kabusu yaşatıyordu. Benliklerini ellerinden alıyordu. O bir tecavüzcüydü, nefes almaya devam etmemeliydi. Hayatı kararmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMALI RUH
Teen FictionYaralanmış, darbe almış ruhuma bir yarabandı yapıştırdım. Eskisi gibi olur sandım, sanki yaşananlar hiç yaşanmamış gibi olur, iyileşir sandım. Ama yanılmışım, ruhum eskisi gibi değilde de artık eksikmiş, yamalıymış. Ben artık bir yamalı ruhmuşum... ...